Anasayfa , Haberler , İşte Demokratik Özerklik modeli

İşte Demokratik Özerklik modeli

AMED | 22 – 12 – 2010 |  Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Kürt sorununun çözümü için “Demokratik Özerklik” modeli taslağı hazırladı. Taslakta, “Demokratik Özerklik, siyasal, hukuki, öz savunma, sosyal, ekonomik, kültürel, ekolojik ve diplomasi şeklindeki 8 boyutlu örgütlenme hedeflemektedir” deniliyor.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), “Demokratik Özerklik” projesinin taslağını hazırladı. Diyarbakır’da iki gün süren “Demokratik Özerklik Çalıştayı”nda katılımcılara sunulan taslak, “Demokratik Özerk Kürdistan” olarak adlandırılıyor.

Kürtler soykırım ile karşı karşıya

ANF’nin yayınladığı taslakta, Mezopotamya’nın en eski halklarından biri olan Kürtlerin imha ve inkar politikaları sonucu soykırım tehlikesi ile karşı karşıya olduğu belirtiliyor, “Ulus devletçi anlayışlar, Kürdistan’ı kendi uluslaşmalarının yayılma alanları olarak görmekte ve bunun için görülmedik baskı, istismar ve asimilasyon yöntemleri uygulanmaktadır. Kürtlerin bu insanlık dışı amaca karşı kutsal direnişleri olmazsa, insanlığın kök hücresi gibi olan bu halk gerçekliği yok olmakla yüz yüze kalacaktır” deniliyor.

“Demokratik Özerk Kürdistan” projesinin genel esaslarının anlatıldığı taslak özetle şöyle:

-Artık Türk devleti eski politikayı sürdüremez hale geldiği gibi, Kürt halkı da eski statü altında yaşamak istememektedir. Bizler bir yandan demokratik özerkliği devlet ile diyalog temelinde gerçekleştirmek isterken diğer yandan halkımızın demokratik örgütlenmesi ve buna dayanan mücadelesi temelinde kurumsallaştırmak istiyoruz.

-Proje, ulusal sorunlarda en doğru çözüm modelidir. Nitekim günümüzde, farklı toplulukların yaşadığı ulus devletler dönüşüme uğrayarak özerklikler temelinde farklı etnik ve dinsel toplulukların bir arada yaşadığı göreceli demokratik siyasal sistemler haline gelmektedirler. Çünkü farklılıkların özgünlüğünü ve özerkliğini kabul etme temelinde çoğulcu bir toplum olmak çağımızın temel demokratik eğilimidir.

-Demokratik özerklik, Türkiye’nin toplumsal sorunlarının çözümü açısından da köklü bir demokratik siyasal yapılanmayı ortaya çıkaracaktır. Özgürlükçü komünal değerleri taşıyan örgütlü demokratik topluma dayandığından dolayı ekonomik sorunlar dahi tüm sorunları çözmeyi hedeflemektedir.

Kürt halkının yaşamını kurması

-Kürt halkının kendi demokratik özgürlükçü yaşamını meşru bir şekilde kurma dışında bir seçeneği kalmamıştır. Demokratik Özerklik, Kürt halkının artık mevcut durumda varlığını tehdit eden bu yönetim altında statüsüz bir halk olarak yaşamak istemediğinin ifadesi olmaktadır. Demokratik Özerklik, Kürdistan toplumunu siyasal, hukuki, öz savunma, sosyal, ekonomik, kültürel, ekolojik ve diplomasi şeklindeki 8 boyutlu örgütleyerek siyasi irade yapıp Demokratik Özerk Kürdistan inşasını hedeflemektedirler. Demokratik özerklik, “Demokratik Cumhuriyetin Kürdistan’daki iz düşümü” olarak görülmesi gerekir.

-Kürdistan özgürlük mücadelesi Kürdistan toplumunda gerçekleştirdiği demokratik sosyal ve kültürel devrimle başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu’nun demokratikleşmesi açısından büyük bir güç ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla Demokratik özerkliğin inşa süreci bölgenin demokratikleşmesini de beraberinde getirecektir.

Sınırlar değişmeyecek

-Demokratik özerklik sınırların değişmesi değil, sınırlar içinde halkların kardeşliğinin ve birliğinin pekişmesini sağlayacak, böylece Türkiye’de oluşan karşıtlaşmayı durdurup Kürt halkıyla Türkiye’nin yeni bir sözleşme ile Kürt-Türk ilişkilerinde yeni bir dönem başlatacak.

-Demokratik özerklik, bir devlet kurumsallaşması olmadığı için iktidar ve devlet odaklı savaşlar içinde olmaz. Bu açıdan tüm topluluklar, halklar ve siyasi birimlerle en sağlıklı ilişkileri kuracak karaktere ve kapasiteye sahiptir.

-Demokratik özerklik toplumdaki tüm çoklukların birbirlerini tamamlama ve güçlendirme biçiminde demokratik konfederal birliğini sağlama yeteneğini gösterirken, Kürdistan ülkesinin diğer parçalarındaki Kürt siyasi sistemleri ve bölge halklarıyla da demokratik ve özgür ilişkiler geliştirecektir. Ulus devletçi ve iktidarcı zihniyette olmadıklarından bu ilişkilerde kendini bir diğerinden üstün tutma eğilimi de olmayacaktır. Kürdistan parçaları arasındaki demokratik konfederalizm bu temelde daha işlevsel hale gelecektir.

-Devlet ve iktidar çatışmasına girilmediğinden faşist karakterde olmayan siyasi güçlerle siyasi, sosyal, ekonomik her türlü ilişki kurması da mümkün olacaktır.

-Demokratik Özerklik, Türkiye’den başlayarak İran, Suriye ve Irak başta olmak üzere Kürtlerin devletlerle ilişkisinde yeni bir dönem başlatacaktır.

DTK’nin 8 maddeden oluşan “Demokratik Özerklik” modeli, siyasi, hukuki, öz savunma, kültürel, sosyal, ekonomik, ekolojik ve diplomasi boyut adı altında duyuruldu.

Siyasi boyut

-Demokratik Özerk Kürdistan siyasi iradesini demokratik örgütlenmiş toplumdan, toplum da özgür yurttaşın bireysel haklarıyla kolektif grup haklarının birlikte kullanmasından alacaktır.

-Demokratik Özerklik, ulus devletin katı merkeziyetçi bürokratik yönetim ve irade anlayışına karşılık demokratik örgütlenmeyi esas alır.

-Demokratik Özerklik’te siyasi yönetim, tabandan başlayarak köy komünleri, kasaba, ilçe, mahalle meclisleri, kent meclisleri biçiminde demokratik konfederal temelde örgütlenmesini yaparak üstte toplum kongresinde temsiliyetini bulur. Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, demokratik Türkiye cumhuriyeti parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek ortak vatan politikalarına dahil olur. Demokratik Özerk Kürdistan kendisini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahiptir. Ayrıca demokratik özerklik alanında farklı kimlikler de kendi sembollerini kullanır. Bu anlamda demokratik özerklik, Kürt halkının Demokratik Türkiye içinde yaşama iradesidir. Yani Kürt halkının siyasi statüsünü ifade eder. Demokratik özerklik ile asıl karar yetkisi köy, mahalle, şehir meclisi ve delegelerindir.

-Demokratik Özerk Kürdistan’da toplumun siyasi, sosyal, ekonomik, kültür, sanat, spor, eğitim, hukuk, kamusal amaçlı ulaşım, ticari, mali ve sanayi ve bunlar gibi tüm alanlarda özgün örgütlenmelerin yaratılması toplumsal bir ihtiyaçtır. Demokrasinin vazgeçilmez aracı olan siyasi partilerin, ideolojik hegemonyayı, siyasi egemenliği amaçlamadan ahlaki ve politik topluma ters düşmeden yeniden yapılandırılması gerekir.

Hukuki boyut

-Türkiye ve Kürdistan’ı ortak vatan olarak görmekteyiz. Demokratik Özerklik hukuku yeni Türkiye Cumhuriyeti anayasası ve AB hukukunca tanınarak karşılıklı referanslarla hukukilik ve yasallığı sağlanmalıdır. Kürt halkı, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde halk olarak temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alınmasını demokratik özerklik statüsü ile sağlayabilir. Bu statü Kürt halkının rızasına dayalı özgür eşit gönüllü birlikteliğin ifadesi olup Türkiye Cumhuriyeti anayasası ve yasalarınca güvence altına alınmalıdır.

-Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın cinsiyet özgürlükçü demokratik, ekolojik paradigması, insanlık tarihinin özerklik geleneği günümüze İrlanda, İskoçya, Bask, Katalan ve bunlar gibi ulusal sorunların özerklik statüsü ile çözümleri ve 1921 Türkiye anayasası, 1922 10 Şubat Büyük Millet Meclisi oturumunda onaylanan Kürtlere özerklik yasası, Mustafa Kemal’in 1923 İzmir konuşmaları BM’nin ilgili sözleşmeleri temel dayanaklar olarak kabul edilir.

-Demokratik Özerk Kürdistan hukuku, ya ahlak ya hukuk ikilemine düşmeden yalnızca hukukla toplumun yönetilmesini doğru ve olanaklı bulmadığından dolayı ahlakın ve politikanın bir aradalığıyla toplumsallığın korunmasını yönetilmesini benimser. Vicdanını yitirmiş bir toplumun bitmiş bir toplum olduğuna inanarak hukukun yanında ahlakı, toplumun kendini yürütüş vicdanı, yüreği olarak görür. Toplumsal adalet sistemi, cinsiyet özgürlükçü demokratik ekolojik toplum paradigmasını esas alınarak oluşturulabilinir.

Öz savunma boyutu

-Doğada kendini savunmayan hiçbir canlı yoktur. Öz savunma hem varlığına dıştan gelecek saldırıları hem de ahlaki ve politik toplum gerçekliğine karşı içten gelişecek tehlikeleri etkisiz kılmak için hava ve su kadar yaşamsal önemdedir. Demokratik özerklik statüsünün kabul edildiği koşullarda öz savunma askeri tekel olarak değil, toplumu iç ve dış güvenlik ihtiyaçlarına göre demokratik organların denetimi altında oluşturulabilinir. Şehir, kasaba, mahalle ve köyde yaşayan tüm halklar faşist, gerici ve soykırımcı saldırılara karşı bilinçli ve duyarlı olur, öz savunma esasında bu yönelimler karşısında toplumsal direnişi ifade eder.

Kültürel boyut

-Ulus devlet politikası aynı zamanda ulus devlet sınırları içerisindeki tüm dil ve kültürlere karşı bir soykırım politikası uygulanmıştır. Kürt dilinin günlük yaşamda konuşulması yasaklandığı gibi devletin eğitim öğretim kurumlarında anadil eğitimi anayasa ve yasalarca yasaklanmıştır. Öyle bir duruma gelinmiştir ki Kürdistan’da artık otoasimilasyon süreci başlamıştır. En küçük yerleşim yerlerini kapsayan tabana dayalı bir kültür sanat hareketini geliştirmek esastır. Kültür ve sanatın basit bir meta derecesine düşülerek alım satım konusu yapılmaması için önlem alınmalıdır. Kürtçenin kamusal alanda kullanımı önündeki engellerin kaldırılarak anaokulundan üniversiteye kadar eğitim dili haline getirilmesi sağlanmalıdır. Demokratik Özerk Kürdistan’da resmi dil Kürtçe ve Türkçe olmasının yanı sıra coğrafyamızda konuşulan tüm diller (Asuri, Süryani, Arapça, Ermenice vb) ve lehçelerin kullanımı  eğitimi, geliştirilmesi de anayasa ve yasalarca teminat altına alınmalıdır. Hizmet dili Kürtçe olmalı, yerleşim yerlerinin orijinal isimleri iade edilmelidir.

Sosyal boyut

-Kürt halkını iradesiz, örgütsüz, mücadelesiz bir pozisyonda tutmak için her sosyal kesime yönelik ayrı bir siyaset izlenmektedir. Aile, cinsiyetçi toplumda erkeğin küçük devleti olarak inşa edilmiştir. Kadının derin köleliğe mahkum kılınmasında ailenin bu konumu etkili olmuştur. Sosyal politikamız gereği, mevcut toplumsal realitede aile aşılacak bir toplumsal kurum değildir, ancak dönüştürülmesi mümkündür. Bunun için hiyerarşiden kaynaklı kadın ve çocuklar üzerindeki mülkiyet anlayışı ve bunu koruyan yasaların değiştirilmesi gereklidir. Bu yönüyle kadının bilinçlenme, örgütlenme düzeyi ailenin ve toplumun eşit özgür ve demokratik birliklerinin alanı haline dönüştürülmesinde kilit role sahiptir.

-Tüm aşındırılma, çürütme ve yok dilme çabalarına rağmen tarihsel toplumun ana eksenini ve toplumun esas çoğunluğunu ezilen, sömürülen tüm uluslar, halklar, etnisiteler, kadınlar, gençler, köy tarım toplumları, işsizler, göçebeler, birçok dini cemaat, mezhepler, küçük gruplar ile emeği ile geçinen topluluklar oluşturmaktadır. Tüm bu toplusal kesimlerin ifadesi bulduğu sosyal boyut bu nedenle sosyal yaşamın özgür ve demokratik temelde sürdürülmesini sağlama özelliğini taşımaktadır. Demokratik Özerk Kürdistan’da demokratik konfederal örgütlenme biçiminin öncü gücü kadın ve gençliktir. Çocuk emeğin sömürülmesi ve cinsel istismarı suç saymak ve evrensel çocuk hakları çerçevesinde buna karşı mücadele etmek gerekir.

Ekonomik boyut

-Ekonomik toplum yaratmak ahlaki toplum olmada en önemli boyut olduğundan Demokratik Özerklik inşasının ilk canlandırılacağı alan da topluluklar ekonomisinin yaratılması temelinde işsizliğin ve yoksulluğun ortadan kaldırılacağı ekonomik alan olacaktır. Demokratik Özerklik de kendi ekonomik modelini yaratarak Kürt halkının özgür ve demokratik yaşam sistemini kalıcı bir biçimde kurumsallaştırmalıdır. Herkesin kendi işinin ve iş yerinin emekçisi olduğu, kadın istihdamına öncelik veren, azami karı hedeflemeyen, kullanım değerini esas alan anti tekelci eşitlikçi dayanışmacı bir ekonomik sistemi oluşturmak gerekmektedir. Ekonomik kaynakların kullanım ve tüketim hakkı demokratik özerk Kürdistan’a ait olmalıdır.

Ekolojik boyut

-Doğayla bütünleşmeyen hiçbir toplum, sisteminin ahlakiliği ve demokratlığı savunulamaz. Yakılan, çölleştirilen zehirlenen Kürdistan coğrafyası, yakılan çölleştirilen zehirlenen dünya olmaktadır. Eko dengeyi bozan kentleşmelere karşı çıkmak, bitki örtüsünü değiştiren ve tarihi yerleri sular altında bırakarak Kürt toplumunu belleksizleştiren baraj inşaatlarına karşı çıkmak gerektirmektedir.

Diplomasi boyutu

-Kürdistan sorununun tarihsel ve toplumsal özellikleriyle dört parçaya bölünmüşlüğü göz önünde bulundurulduğunda, geliştirilecek olan diplomasinin komşu ülkeler topluluklar ve diğer parçalar üzerindeki etkisinin ne kadar önemli sonuçlara yol açacağı görülecektir. Demokratik Özerk Kürdistan diplomasisi bölgemiz için barış ve kardeşliğin gelişmesi ekonomik kalkınmanın sağlanması ve refah düzeyinin yükseltilmesini amaçlamalı ve bu yönlü rolünü oynamalıdır. Diplomasi devletsiz halklar, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren halklar, gruplar ve topluluklarla karşılıklı dayanışma ve güven esaslarına göre yürütülür. Diplomasi Kürt halkının ulusal çıkarlarını diaspora ve metropollerde yaşayan halkımızın haklarını gözetmelidir. (ANF)