Anasayfa , Avrupa , İşçi Konferansı Panel ve Çalışma Grupları ile Devam Etti

İşçi Konferansı Panel ve Çalışma Grupları ile Devam Etti

konferans14_21FRANKFURT | 06 – 04 – 2014 | ATİK tarafından organize edilen işçi konferansı ilk gün yapılan bir panelle devam etti. ETUİ Araştırmacısı Bela Galgozci, Araştırmacı Yazar ve eğitmen Volkan Yaraşır, ATİK Konseyi temsilcisi Ali Çiçek ve İki Nolu Belediye İş Başkanı Hasan Gülüm’ün katıldığı  panel Süleyman Gürcan tarafından yönetildi.

Galgozci: ‘Yeni gelen işçilerle birlikte mücadele edilmelidir’

Panelde söz alan Belçika ETUİ Araştırmacısı Bela Galgozci, Avrupa’da ki göç akımını ve günümüzdeki durumuna dair istatiski bilgiler verdi. Göçün devam ettiğini belirten Galgozci, günümüz koşullarından göçmen işçilerin durumuna dikkat çekti. Özellikle en son AB’ye katılan 10 ülkenin daha öncesinden anlaşmalar ve diğer AB ülkelerinde yapılan yasal düzenlemelerle hiçbir hakkının bırakılmadığını belirten Galgozci, bu durumun ileride de haklara sahip olan işçilerin haklarının “meşru değil” diye gaspına sebep olacağını belirtti. Konuya ilişkin belli istatistiki bilgileri de sunan Galgozci, devam eden süreçte yeni gelecek olan göçmen işçilerle birlikte mücadele örülmeksizin hem eski hem de yeni işçilerin sorunlar yaşayacağının altını çizdi.

Yaraşır: ‘taban örgütlenmesi esas olmalıdır’

Ardından söz alan araştırmacı yazar Volkan Yaraşır; bugün sanayi ve kapitalin tam anlamıyla uluslararası bir boyut aldığını, yaşadığımız emperyalizm çağında tüm dünyanın bir fabrikaya ve ülkelerinde atolyelere dönüştürüldüğünü belirterek konuşmasına başladı. Bu kapsamda geçmişte fabrika taşıyan veya parça çalışma tekniği ile ucuz emek gücünün olduğu yere yerleşmek isteyen emperyalistlerin bugün göçmen işçilerin daha başından haklarını gasp ederek ucuz emek gücünü artık tam anlamıyla bir meta gibi ithal ettiğinin altını çizdi. Diğer yandan esnek çalışma anlayışının günümüzde daha da değiştiğinin altını çizen Yaraşır; artık Çin başta olmak üzere bazı ülkelerde “aşırı çalışmadan ölüm”lerin gerçekleştiğini, intiharların arttığı işletmelerde buraların perdeler veya pravanlarla kapatılıp kamufle edildiğini ve bu durumun yok sayıldığını söyledi.

Yaraşır devam eden konuşmasında sendikal çalışmaların önemini açarken, bu konuda merkezi rolde çalışma yapmak değil yerel alanda çalışma yapmanın daha önemli olduğunu, kaba yaklaşımlardan vaz geçerek daha zengin yaklaşımları geliştirilmesi gerektiğini açıkladı.

Yaraşır sözlerini bitirirken Gezi olaylarına da kısaca değinerek; “orada sokağa çıkan artık yoksullaştırılmış, bazılarının ara sınıflar diye adlandırdığı proleterlerdi. Bizlerin görevi bu dalgayı kucaklamak ve büyütmektir” dedi.

Gülüm : ‘Sendika alanında taban ve merkezin talepleri farklılaşıyor’

Yaraşır’ın kaldığı noktadan sözü alan ve devam edenn Belediye-İş 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Gülüm; bugün Türkiye’de olsun isterse de dünya genelinde olsun işçilerde ciddi bir fakirleşmenin olduğunu belirtirken bu kapsamda Türkiye’de dile getirilen maaş taleplerinin aslında gerçekçi ve hatta az olduğunu vurguladı. Sendikalar yasası ile birlikte sendikaların merkez ve taban yapılarının ayrı talepleri olduğunu ve bu bakımdan demokrat bir çizgi ile tabanda siyaset ve sendikacılık yapmanın daha önemli olduğunu söyledi. Gülüm; asıl olanın taban demokrasisi olduğunu söylerken “Biz taban demokrasisini ne kadar uygularsak o kadar işçilerle bütünleşir ve onların hakları için gerekli olan siyasetleri hayata koyarız” dedi. Gülüm gelen bir soru üzerine Greif direnişine ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada Greif direnişinin önemli bir direniş olduğunu ve bunu sahiplenilmesi gerektiğini, ancak Greif te yaşanan iç sorunların ve tartışmaların mücadelenin önüne koyulamayacağını, iç tartışmalara yönelik eleştrilerin direniş sonrasına bırakılması gerektiğini, bu konularda varsa hata ve eksikliklerin direniş boyunca ortaya konulduğunu dile getirdi. Greif direnişi ile ilgili söylenecek sözlerinin olduğunu, bunuda yürütülecek görüşmelerle direniş sonrası söyleyeceklerini ifade etti.

Çiçek : ’Ortak mücadele zorunlu’

ATİK adına konuşma yapan Ali Çiçek; Avrupa genelinde artık emeğin emekle çelişkisi anlamında göçmen işçinin de diğer göçmen işçiye karşı bir saldırısının başladığını, eskiden gelmiş olan ve hak kazanımları olan göçmenlerin şimdilerde yeni gelen ve her türden hakkı gasp edilmiş göçmen işçilere karşı eskinin ırkçılarının yaklaşımları ile baktığını çarpıcı bir şekilde açıklarken, her tabaka ve milletten işçilerin ortak mücadelesi sağlanmaksızın, bu kapsamda çalışmalar yapılmaksızın ırkçılığın hedeflediği bölünme ve atomize olmanın daha da hızlanacağının altını çizdi. Bugün Türkiyeli göçmen işçilerin kendi konforlarını korumak adına yeni yeni Bulgaristan, Macaristan gibi ülkelerden gelen işçilere dışlayıcı davranışların olduğunu belirten Çiçek; aslında Türkiyeli göçmen işçilerin aynı sınıfta oldukları diğer işçilerin hakları için mücadele etmediği sürece kendi haklarını da kaybedeceğinin, bunun sebebinin göç eden işçilerden değil, emek ithal eden emperyalistler olduğunun da altını çizdi.

Çiçek’in konuşmasının ardından soru cevap kısımı ile panel bitirildi.

Korkmaz : ‘Ucuz işgücü Avrupa’ya akın ediyor’

İşçi konferansında bir konuşma gerçekleştiren Eren Korkmaz Avrupa ve Türkiye’de ki sendikal hareket ve semayenin yeni yönelimi hakkında bilgiler verdi. Korkmaz konuşmasında ucuz işgücü olarak göçmenlerin Avrupa’ya göçetmeye devam ettiğini dile getirdi. Sermayesini arttırma eğiliminde olan Avrupa emperyalistlerinin ucuz işgücü olarak göçmenleri kullandığını belirtti ve İtalya ve İspanya’da bunun uygulamalarının olduğunu vurguladı. Sermayenin ucuz işgücü olan yerlere değil, ucuz işgücünün sermayenin yoğunlaştığı merkezlere akın ettiğini belirtti. Göçmen işçi örgütü olarak ATİK ve benzeri kurumların bu türden uygulamalara karşı aktif mücadelesinin önemine dikkat çekti.

İşçi konferansında bir Bosch fabrikasında işçi temsilciliği başkanı olan Gürhan Ag, eski ATİF yönteicilerinden Kenan Özpolat, pedagog Seyhan Taşdemiroğlu ve ATİF yönetim Kurulu üyesi Ufuk Berdan birer konuşma yaparak, pratikler üzerinden bilgilendirmelerde bulundular.

Konferans akşam yemeğinden sonra çalışma grupları ile devam etti. Almanya ve Hollandalı katılımcıların ortaklaşa oluşturdukları çalışma gruplarının yanı sıra İsviçre ve Avusturya çalışma gruplarında sınıf çalışması ve pratikleri üzerinden tartışmalar yürütüldü.

Çalışma grupları sonrasında konferansın birinci günü sona erdi.