Anasayfa , Avrupa , ‘Irkçılık, İşçi ve Emekçiler Arasındaki Birliği Parçalıyor’

‘Irkçılık, İşçi ve Emekçiler Arasındaki Birliği Parçalıyor’

Darmstadt |11.12.2018| ATİF Hessen “Avrupa’da Yükselen Irkçılık” konulu bir panel düzenledi. ATİK Eşbaşkanı Süleyman Gürcan’ın konuşmacı olarak katıldığı panel önceki Pazar günü Ober-Rahmstadt İşçi-Gençlik Derneği’nde gerçekleştirildi.

Tüm dünyada yükselen sağcı anlayışların Batı Avrupa’daki genel yansıması ile ilgili yapılan açılış konuşmasının ardından faşizmin tarihteki yükseliş ve düşüş dönemlerinden örneklerle sözüne başlatan ATİK Eşbaşkanı Gürcan, bugün de sermayenin ve büyük tekellerin krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetilmeye çalışıldığına dikkat çekti. Özellikle Avusturya başta olmak üzere tüm Avrupa’da büyük sermaye sahiplerinin yeni ortaklıklarla daha ucuz iş gücü bulabilmek amacıyla üretimi bugün 2. ve 3. dünya ülkesi olarak tanımlanan emek gücünün daha yoğun sömürüldüğü ülkelere kaydırdığının altını çizdi.

Bu ekonomik krizle birlikte ırkçılığın körüklenerek işçi ve emekçilerin birliğinin engellenmeye çalışıldığını söyleyen Gürcan, özellikle son yıllarda savaş ve talandan kaçarak Avrupa’ya gelen göçmen işçilerin sermaye tarafından ucuz iş gücü olarak görüldüğünü ve yerli işçi ve emekçilerle göçmenlerin karşı karşıya gelmeleri için sermayenin harcadığı çabanın altını çizdi. Fransa’da gerçekleşen direnişe selam gönderen Gürcan’ın verilerle hazırladığı Avrupa’da ırkçı partilerin iktidarda ya da mecliste olduğu ülkelere dair verilerin sunumun ardından panel katılımcıları söz alarak bu artan ırkçılık karşısında ne yapılabileceğini tartıştılar. Krizin faturasının bir avuç zenginin keyfi için dünya işçi ve emekçilerine nasıl öğretilmeye çalışıldığının ve Kürdistan ve Orta-doğu’da emperyalistlerin planlarının teşhir edilmesi gerektiğini belirten katılımcılar Gezi Direnişi ve bugün Fransa’da süren Sarı Yelekliler direnişinin işçi ve emekçilerle gösterdiği en iyi şeylerden birisinin örgütlenmek olduğunun altını çizdiler.

Kadın, göçmen, LGBTİ+, Kürt, Alevi, Alman, Türk, Siyahi her ırk, din, cinsiyet ve cinsel kimlikten işçi ve emekçinin artık kimlik ve sınıf sorunlarının ortak kaynağına yönelebilecek tartışmalar yapılabildiğini belirten katılımcılar bu krizin faturasını ödememenin tek yolunun işçi sınıfının özüne dönerek örgütlenmesi olduğunu söylediler.