FRANSA |11.12.2018| Son dönemlerde oldukça hareketli günler yaşayan Fransa’da, Cumhurbaşkanı Macron’un televizyona çıkarak yaptığı konuşma tüm kesimlerin gündeme girmiş oldu. İlk anlarda kendiliğinden gelişen bir hareket olarak adlandırılan Sarı Yelekliler’in sözcüsü olduğu belirtilen bazı kişilerde televizyonlarda görüş bildirmeye devam etmelerine rağmen Macron’un yaptığı açıklamalara yönelik bir tepki verilmedi henüz. Ülkede bulunan sendika ve siyasi oluşumlar ise Macron’un açıklamalarına karşın halka sokakları bırakmama çağrıları yapmaya devam ediyor.
Macron’un Açıklamaları
Konuşmasına başladığı andan itibaren, her ne olursa olsun devlet önemlidir mesajını şu söylemiyle vermiş oldu; “Şiddet yanlılarına tolerans gösterilmeyecek. Bazı fırsatçıların bu durumdan faydalanmaya çalıştıklarını gördük. Samimi bir öfkeyi, maniple etmek isteyenleri gördük. Hiçbir kızgınlık, bir polis memuruna ya da jandarmaya veya iş yerlerine zarar vermeyi meşrulaştırmaz”. Bununla sokaklarda militan bir direniş gösteren binlerce eylemciyi, kamuoyu önünde fırsatçı, yağmacı gibi göstermeye çalışmaktadır. Konuşmasının devamında sarf ettiği, “Tüm hayatlarını çalışarak geçiren emeklilerin sıkıntılarını dinledim. Bu sıkıntılar yeni değil. Ama biz korkakça hareket ettik ve buna alıştık. Herkes onları unuttuğumuz düşüncesinde” diyerek, sıkıntıların yeni olmadığı vurgusunu yapmış kendisinin ve uyguladığı politikaların bunlara sebep olmadığı algısını yaratmanın çabasına girişmiştir. Hemen ardından bu algıyı daha da pekiştirmek için,” İnsanlar seslerinin duyulmadığı görüşünde. Bu bugün yaşanıyor. Bu konudaki sorumluluğumu kabul ediyorum. Biz son 1.5 yıl içinde bu soruna eğilmekte geri kaldık. Size daha başka önceliklerim olduğu izlenimi verdim. Bazılarınızın sözlerimden rahatsızlık duyduğunu da biliyorum” şeklinde konuşarak kendi iktidar süresine dikkatleri çekmeye çalışıyor. Yaptığı konuşmanın bütününe de bu yaklaşım hakim. Kendisinden önce var olan sorunların bu gösterilere neden olduğu iddia ederek, kamuoyuna bildik, birlik/beraberlik çağrısı yapmaktadır. “Biz tarih içinde bunu başarabileceğimizi gösterdik. Yeni yollar bulabileceğimizi gösterdik” söylemi ile motivasyon yaratıp, “Son 40 yılın yanlışlarının ortaya çıktığını, bu durumu düzeltmek için göreve geldiğinden bu yana çalışmalar yaptığını ve tüm sorumlulukları aldığını” yeni çözüm yolu bulabileceklerine inandığını belirterek bu motivasyon konuşmasına “güç” katmaya çalışıyor. Peki konuşmasında sıraladığı önlemler nelerdi;
Şirketlere ek vergi yükü getirmeden asgari ücrete 2019 itibarıyla aylık 100 euro zam yapılacağını, 2019 yılı itibarıyla fazla mesai ücretlerinden vergi alınmayacağını duyurdu. İmkanı olan işverenlerin çalışanlarına yıl sonunda prim ödemesini istediğini ifade eden Macron, bu durumda işverenlerden ek vergi istenmeyeceğini belirtti. 2 bin euronun altında emekli maaşı alanlardan artık kesinti yapılmayacağını belirten Macron, bu kararların çarşamba günü Başbakan Edouard Philippe tarafından Ulusal Meclis’e sunulacağını söyledi. Hükümetin ve Ulusal Meclis’in vergi kaçakçılığıyla ilgili de çalışmalar yapacağını ifade eden Macron, toplum için sorun teşkil eden konuların tartışılmasını istediğini belirterek, devletin işleyişi ve kamu kurumlarıyla ilgili de çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca, göçmen meselesinin de önemli olduğunu söyleyerek, belediye başkanları ile görüşmeler yapacağını dile getirdi.
Macron’un dile getirdiği tüm “vaatler” esas olarak çalışan insanların tümünden yapılan kesintilerin “küçük” bir diliminin kendilerine tekrar verilmesidir. Emeklilere vermeyi düşündüğü zam % 0,3 ile sınırlı kalırken, enflasyon 2019’da % 2’yi geçecektir. Asgari ücrete yapılması planlanan 100 euroluk artış ise 2019 bütçesinde hesaplanan etkinlik priminin artışıyla ilgili bir durum. Bu artış zaten etkinlik priminin artışı ile yapılması düşünülen bir hamleydi. Yıl sonu verilecek primler ise işverenlerin keyfiyetine bağlı, kaldı ki yaptığı konuşmada zenginlerden alınan ‘Dayanışma Refah Vergisi’nin (ISF) kaldırılmasının ardından tekrar konulması hakkında da hiç bir açıklamada bulunmadı. Rekabet ve İstihdam İçin Vergi Kredisi (CICE) adı verilen vergi indirimiyle büyük şirketlerin kasasına yılda yaklaşık 40 milyar euro aktarılmıştı, bununla ilgili de bir yorum yapmamıştır. Ancak, Fransa Maliye İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Olivier Dussopt, Cumhurbaşkanı Emmaunel Macron’un aldığı kararların maliyetinin 8 ila 10 milyar avro olduğunu belirterek “çok büyük” bir kaynağa ihtiyaç duyduklarını belirterek, büyük işletmelerden/tekellerden aldıkları ve şimdilerde kaldırdıkları vergilerin üzerinden atlamaktadır. Fazla mesai ücretlerinden vergi alınmayacağını duyururken de sanki çıkarttıkları “ödenmesi zorunlu olmayan fazla mesai saatleri” meselesini unutmuş gibi davranmaya devam etmektedirler.
Sarı Yelekliler Ne yapacak
Hareketin tek merkezden yönetilmemesi ve bileşeninin oldukça geniş bir yelpazeye yayılması nedeni ile Macron’un açıklamalarına yönelik tepkilerin öngörülmesi zorlaşmaktadır. Buna rağmen hala sokakta olan ve gazetelere/televizyonlara açıklamada bulunan bazı Sarı Yelekliler, bu açıklamaların kendilerini tatmin etmediğini ve inandırıcı olmadığını söyleyerek eylemlere devam edeceklerini açıkladılar. Bazı eylemciler ise Sarı Yelekliler’in bölünebileceği endişesi taşıdığı biliniyor.
Sendikalar, Partiler ve Kitle Örgütlerinin Yaklaşımı
Yapılan açıklamalara ilişkin en net tavrı CGT (Genel İş Sendikası) ve sol gruplar ortaya koydular. CGT’nin 14 Aralık’a ilişkin yaptığı grev çağrısı var. Diğer sol gruplar ise halkı sokağı terk etmemeye çağıran ve hemen her hafta sonu eylemlere devam etme çağrıları mevcut. Yine demiryolu çalışanları greve çıkacaklarını duyurdular. Lise öğrencilerinin yaptığı blokaj eylemleri durmadan devam ediyor, yabancı öğrenci statüsünde olanların üniversite işgalleri kararı aldığı duyuruldu. Sağlık ve Eğitim alanında çalışan memurlar mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptılar. Önümüzdeki günlerde sokaklar belirleyici olmaya devam edecek.