Home , Avrupa , IRKÇI İSVEÇ DEMOKRATLARI ORDUYU GÖREVE ÇAĞIRIYOR

IRKÇI İSVEÇ DEMOKRATLARI ORDUYU GÖREVE ÇAĞIRIYOR

İSVEÇ |22.01.2018|Çarşamba günü Malmö’nün Rosengård bölgesinde polis karakoluna çeteciler tarafından yapılan bombalı saldırı sonrası, ülke gündeminde İsveç ordusunun çetelerle mücadelede dahil olup olmaması tartışılıyor. Bu tartışmalara ırkçı İsveçdemokratları da katılarak konuya ilişkin parti başkanları aracılığıyla açıklamalarda bulundu. Parti başkanı Jimmy Åkesson’un yaptığı açıklamada, çetelerle mücadele sözkonusu olduğunda geceleri geçici olarak sokağa çıkma yasağı getirilmesi, nöbetçi mahkemelerin kurulması, gizli tanıklığın araştırılması vb. gerektiğini dinliyoruz. Devamında ordunun polis teşkilatına yardımcı olması gerektiğini de sözlerine ekliyor. (Ordunun polis teşkilatına destek verip vermemesi üzerine tartışmayı sosyaldemokrat başbakan Stefan Lövfen başlatmıştı.) Muhabirin “ordu varoşlara girebilmeli mi?“ sorusuna yanıt veren Åkesson, ayaklanmalarda bunu değerlendirmek lazım“ dedi.

Aslında konuyla ilgili olarak Åkesson‘un faşist zihniyeti düşünüldüğünde kendisinden bekleneni açıkladığını görebiliyoruz. Konu aynı zamanda son zamanlarda İsveç burjuvazisinin ve silah üreticilerinin siyasete müdahalesiyle de ilgili. Bu şekilde kamuoyunda belirli bir gündem oluşturularak halkın zihninde algı operasyonuna başlandığını düşünmek mümkün. Çünkü bu yıl İsveç’te tekrar eskiye göre bir farkla cinsiyet ayırmaksızın askere gitme zorunluluğu getirildi. Askerî harcamalar, silah satışları ve silah üretimi de buna paralel olarak artış gösterdi. Her yıl 13 bin kişilik kotanın doldurulması gerektiğinden, gençler kendi istekleri olmadığı halde askere alınabilecek. Seçilen gençlerden itiraz edenler önce para cezasına, itirazın tekrarlanması durumunda ise 1 yıllık hapis cezasına çarptırılacak.

İsveç’te ordunun toplumsal olaylara müdahale etme yetkisi, 1931 yılında greve çıkan işçilere dayanışma amacıyla grev alanına doğru binlerce işçinin yürüyüş düzenlemesi üzerine ordu, işçilerin yolunu kesmiş ve dur ihtarına uymadıkları gerekçesiyle işçilere yayılım ateşi açmasıyla beş kişinin katledilmesine sebep olduğu olayın ardından yasaklanmıştı.