Home , Çeviri , Hiçbir şey affedilmedi, hiçbir şey unutulmadı!
Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru, Süleyman Taşköprü, Habil Kılıç, Michele Kiesewetter, Mehmet Turgut, İsmail Yaşar, Theodoros Boulgarides, Mehmet Kubaşık, Halit Yozgat

Hiçbir şey affedilmedi, hiçbir şey unutulmadı!

BASINDAN |11.07.2018| En az 174 kişi araştırmalara göre 1990 yılından bu yana Neonaziler tarafından katledildi, 10 kişinin NSU tarafından katledildiği biliniyor.

Bu Çarşamba Federal Almanya tarihinin en büyük davası sona eriyor. Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü’nü (NSU) kurdukları ve yardım-yataklık yaptıkları için Beathe Zschäpe ve diğer 4 sanık hakkında açılan dava 5 yıldan fazla sürdü. NSU Grubu’nun hayata kalan sert çekirdek kadrosunu oluşturanlardan biri olan ve en az 10 kişinin öldürülmesinden sorumlu olan Zschäpe, yaptıklarını açıklamak için ayağına gelen birçok fırsatı değerlendirmedi. 10 ölü ve açıklaması yok. Bağımsız araştırmalar sonucu 1990 yılından bu yana NSU tarafından katledilen en az 174 kişi tespit edildi ve bu 10 katledilen şahıslar bunlardan sadece On‘u.  Devlet ise bu katliamlardan sadece 83’ünü sağ terörün kurbanı olarak tanımaktadır.

2011 yılının sonunda, iki NSU üyesi Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos’un ölümünden sonra istihbarat teşkilatlarının ve sağ yeraltı örgütünün iç içe geçmişliği daha fazla ortaya çıkmış oldu. NSU’nun izlerinin istihbarat ajanları tarafından üzeri örtülmüştü: Silahlar, pasaportlar ve paralar devletten tehlikeli sağcılara aktı. Bu durumda FAZ* dahil uluslararası kamuoyu Alman Neonazi olayları vesilesiyle, Anayasa Koruma Dairesi’nin lağvedilmesini talep ediyordu. İstihbarat teşkilat şefi düştü, bir araştırma komisyonunu diğeri takip ediyordu. Bunların dışında sistematik olarak ve hiçbir yaptırıma maruz kalınmadan dosyalar, deliller yok edildi.

Zschäpe’ye karşı verilen karar, devletsel NSU “tetkikinin” sonucunu oluşturuyor. Gerçek sorumlular ise hiçbir zaman mahkeme önüne çıkmadı. Ülke içi istihbaratı her zamankinden daha fazla güce sahip, ki bu istihbarat teşkilatı olmadan seri katliamlar gerçekleşemezdi. NSU ideolojisi ise toplumdan dışlananların ayrık düşüncesi değil artık -bu düşünce, mülteci yurtlarını kundaklayanlar ve ölümlerini kolayca kabul edenler tarafından; yada göçmenleri durdurmak için sınırda silah sıkmayı isteyen, medya ve federal parlamentoda ki kışkırtıcılar tarafından; veya mültecileri kurtarmak yerine Akdeniz’de boğulmalarını sağlamak isteyenlerce temsil edilmektedir.

NSU terörünün kurbanları, ırkçı şiddette maruz kalmış ölüler bizleri uyarıyor: Faşizm bir daha asla!

*FAZ: Frankfurter Allgemeine Zeitung: Alman muhafazakâr gazete

Sebastian Carlens, Junge Welt – Çeviri: AHM