Hasta mahpusların durumu gün geçtikçe ciddi boyutlara ulaşıyor.
İnsan Hakları Derneği’nin 2014 raporuna göre hasta tutuklu sayısının 578 olmasına rağmen devlet yetkililerinden henüz bir adım atılmış değil.
Tutuklu ve hükümlü aileleri ise her cumartesi, sokaklarda bu soruna dikkat çekmeye çabalıyor.
İHD: Hasta tutsakları pazarlık konusu yapmaktan vazgeçin
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır şubesi cezaevlerinde yaşanan hasta tutuklu ölümlerini Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi önünde düzenlediği basın açıklamasıyla protesto etti.
İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Şube Başkanı Raci Bilici tarafından okunan basın açıklamasında “Hasta mahpusları, çözüm sürecinde bir siyasi pazarlık malzemesi olarak görmekten vazgeçin ve postmodern idamları durdurun” dedi.
İHD tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Lütfü yoldaş, geldiğinde insan hakları savunucuları, barışseverler ve barış anneleri ile birlikte barışın sağlanması için mücadele verdi. Bu ülkede barış istemeyen güçler tarafından, hukuk dışı bir biçimde alınıp cezaevine koyup, cezalandırdılar. O da yetmiyormuş gibi, bu devletin ihmalkarlığı yüzünden yaşamını yitirdi.
“Eğer AKP hükümetinin barış gibi bir derdi varsa, cezaevlerindeki bulunan Lütfü Taş gibi barış elçilerinin tamamını serbest bırakması gerekir. Kimdir bunlar? Cezaevlerindeki tüm tutsakları kastediyoruz. Hasta tutsaklar serbest bırakılmazsa hükümetin samimiyetine inanmadığımızı belirtmek istiyoruz.
Talepler:
* Mahpusların evrensel hukuk çerçevesinde ve en temel insan hakları esas alınarak yaşam koşulları düzeltilmeli; şiddet, işkence/kötü muamele ve yaşam hakkı ihlallerinin önüne geçilmeli, ihlalleri gerçekleştiren sorumlular yargı karşısına çıkarılmalıdır.
* Hasta mahpusların tedavilerinin önündeki her türlü yasal/idari engeller kaldırılmalı, kelepçeli tedavi, asker nezaretinde tedavi, bodrum katlarında tedavi gibi insanlık dışı uygulamalardan vazgeçilmelidir.
* Hükümet, hasta mahpusları siyasi pazarlık konusu yapmaktan vazgeçmeli, sürecin ruhuna uygun hareket edilerek hapishanelerde yaşamını tek başına idame ettiremeyen veya ölümcül hastalıkları bulunan tüm mahpuslar bir an önce tahliye edilmelidirler.
* Evrensel hukuk ilkeleri gözetilerek, hasta mahpuslar açısından daha açık ve daha az yoruma yer bırakacak yasal düzenlemeler acilen yapılmalı ve uygulanabilir olmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
* İnfazların ertelenmesi hususunda gecikmelere neden olan ve objektif olmayan kararlarda imzası bulunan Adli Tıp Kurumu bir an önce devreden çıkarılmalı, tam teşekküllü devlet hastanelerinin ve üniversite hastanelerinin vereceği raporlar yeterli görülmelidir.
* İnsan hayatını güvenlik politikalarıyla aynı kefeye koymaktan vazgeçilmeli, ‘toplum güvenliği’ kriteri yasa metninden tamamen çıkarılmalıdır.
* Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış olan hasta mahpusların tedavi ve infazlarının ertelenmesinin önünde engel oluşturan 5275 sayılı kanunun 25. Maddesinin son hükmü yasa metninden çıkarılmalıdır.
* İnfaz rejimindeki ‘ayrımcılık yasağı’ ve ‘kanun önünde eşitlik’ ilkelerine aykırı hükümler kaldırılmalıdır.