Home , Haberler , “Devrimin arayışıdır” Kaypakkaya

“Devrimin arayışıdır” Kaypakkaya

71devrimci_cıkısı_2İstanbul -11-01-2015-  PARTİZAN Taksim Makine Mühendisleri Odasında “71’ Devrimci kopuşu ve İbrahim Kaypakkaya” konulu bir etkinlik gerçekleştirildi. Volkan Yaraşır’ın konuşmacı olarak katıldığı etkinliğe de onlarca kişi katıldı.

Partizan’ın ilk olarak yaptığı açılış konuşmasında: “68 kuşağının devrimci gençlik önderlerini daha militan bir çizgiye taşıyan ve ülkemiz devrimci hareketinde bir kopuş noktası olarak değerlendirdiğimiz 71’ devrimci çıkışını ve bu dönemde Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’nın ideolojik/politik düşüncelerinin“ tartışılması için bir araya geldikleri belirtilerek Ocak ayının önemine değinildi. Etkinliğe geçmeden önce Fransa’da basın emekçilerine yönelik gerçekleşen katliam için bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirdi.

Ardından Tutsak Partizan’ların gönderdiği mektup okundu. Mektupta: 50 yıllık reformizmin, revizyonizmin ve Kemalizm’in ölü toprağının 71’ devrimci çıkışı ve kopuşu Türkiye Devrimci Hareketinin(TDH) silahlı devrimci çizginin doğmasıdır diye ifade ederken İbrahim Kaypakkaya’nın devrimci çıkışın ve kopuşun komünist yüzünü oluşturuyor olmasıdır diye belirtildi. Ayrıca Kaypakkaya’nın oluşturduğu tezler bakımından Türkiye devrimi açısından birçok konuda modern revizyonizme tavır almış ve henüz diğer TDH önderlerinde şekillenmeyen komünist parti anlayışındaki netlikle komünist partiyi kurarak, ideolojik netliği, berraklığı ve komünist duruş ile „İhtilalci Komünizmin ülkemizdeki en tehlikeli temsilcisi“ tespitini yaptırdığı belirtildi.

 

İbrahim Kaypakkaya: İhtilalin Ruhu ve Manifestosu  

Volkan Yaraşır ise: “İbrahim Kaypakkaya, ihtilalin yolu, ihtilalin ruhu ve ihtilalin manifestosudur.”

“İbrahim Kaypakkaya’nın idelojik-teorik mimarisi tarihsel olarak; Anadolu ve Mezopotamya halklarının isyan ve komünalite geleneğine, yerel olarak; 1960 sonrası, Türkiye’deki zengin sınıf mücadelesine, uluslararası boyutta; 1968 küresel isyan hareketine, kültür devrimine ve ulusal kurtuluş savaşlarına dayanmaktadır.

Devrimci hareket açısından 1970’lerin başı bir momentumu ifade eder. 1971 devrimcileri, uçurumun kenarında yürümenin cüret ve cesaretini simgeler. Aynı zamanda ’71 pratiği, sistem dışı ve açık bir devlet karşıtı olmanın pratiğidir.”

71devrimci cıkısı 8“1971 devrimcileri bir tarihsel kopuş gerçekleştirdi. 50 yıllık revizyonist, parlamentarist ve legalist çizgi ’71 ihtilalciliğiyle aşıldı. İbrahim Kaypakkaya ise kopuştan kopuşu ifade etti. Yani ihtilalin yolu, ruhu ve manifestosu oldu.”

“İbrahim Kaypakkaya 20. yüzyılın iki büyük devriminin yolundan yürüdü: Rusya ve Çin devrimleri, kendini en net ll. Enternasyonal’de ve devamı olan anlayışlarda somutlayan determinizme, ekonomizme, “evrimci sosyalizme”, pozitivist yozlaşmaya ve sol skolâstiğe (metafizik materyalizme) bir yanıttır. Dondurulmuş diyalektiğin parçalanmasıdır. Militan diyalektiğin devrimci praksisle yeniden kuruluşudur.”

“Rusya ve Çin Devrimi, İbrahim’in sistematiğinin temel zeminlerini oluşturdu. Devrimin diyalektiği onun ideolojik, teorik ve pratik atılımını sağladı. Çünkü her devrim bir diyalektiktir. İbrahim, bu devrimlerden ve diyalektiğinden beslendi ve öğrendi. Bu devrimler onun düşünsel sistematiğine yön verdi.”

“Devriminin diyalektiğini kavraması ve sistematiğine uygulaması Kaypakkaya’nın kopuştan kopuşu gerçekleştirmesini sağladı. Kemalizm ve ulusal sorun çözümlemelerindeki olağanüstülük ve yıkıcılık buradan kaynaklanır. Kaypakkaya’nın açılımları tesadüfî değil, devrimin diyalektiğidir ve devrimin imkânını aramasının sonucudur.”

“İbrahim Kaypakkaya sadece solun tek başına öne çıkardığı işkencede direnen bir devrimci değildir. Bu tavır İbrahim’i yok saymanın, onu politik bir figüre indirgemenin yöntemidir. Bu tutum bir ikonoklastın, ikonlaştırılmasından başka bir şey değildir.”

“İbrahim Kaypakkaya için Kemalizm ve ulusal sorun üzerine önemli şeyler söyledi demek de tek başına bir şey ifade etmez. Bu totolojik bir yaklaşımdır.

Bu tavır da İbrahim’in sistematiğini vulgarize etmektir, yani kabalaştırma ve içeriğini boşaltmaktır.”

“İbrahim Kaypakkaya’nın Kemalizm ve ulusal sorun çözümlemeleri bir devlet tahlili olması yanında, bir tarih tezidir. TC’yi ayakta tutan iki ana kolonu (ya da aşil noktalarını) göstermesi bağlamında devrimin olanağını açığa çıkarmaktır.”

“Ve bu çözümlemeleri onun parti anlayışıyla bir bütünlük taşır. Partinin adının Komünist olması bir yanıyla tarihsel bağ, diğer yanıyla işçi sınıfının devrimci rolüne, “tarihsel özneliğine” vurgudur. Marksist Leninist vurgusu ise bir kopuş ve devrimci rotanın ifadesidir.”

“15-16 Haziran yazıları, kır kent diyalektiği, mikro sosyoloji çalışmaları, sınıfın tarihsel rolüne vurgular, proletarya diktatörlüğünün altının çizilmesi, halk savaşı, devlet analizi, diğer alt üst edici ilkler gibi bir ilk olan Ermeni Sorunu ve soykırımı açılımı İbrahim’in sistematiğinin katmanlığını göstermektedir.”

“İbrahim Kaypakkaya compact bir yapıdır ya da sistematik bir bütünselliktir. Bu bütünsellik içinde tabii ki gerilim noktaları vardır. Olması da doğaldır. Marksizmin en karakteristik özelliğinin de bütünsellik olduğu unutulmamalıdır. Gerilim noktaları bütünselliğin sadece ayrıntılarıdır.”

“Onun tarih tezi, devrim anlayışı, çalışma ve örgütlenme tarzı ve parti anlayışı bir diyalektiktir. Bu diyalektik kavrandığı ölçüde İbrahim Kaypakkaya kavranabilir ve anlaşılabilir.”

“Son olarak İbrahim Kaypakkaya Lenin gibi her zaman sınıfsal antagonizmanın tarafı oldu ve militan diyalektikle hareket etti. Bunun anlamı, devrimin güncelliğini yaratmaktır. Lenin’i Marx’a bağlayan en belirleyici özellik budur. Devrimin güncelliği yani devrimin olanağı ve imkanını aramak. İbrahim’in Kemalizm analizini ve ulusal soruna bakışını, bu perspektifle ele almak gerekir.”

“Ayrıca İbrahim Kaypakkaya’nın diğer belirleyici özelliği Lenin gibi uzlaşmazlığıdır. Rusya’da devrimin yolu Lenin’in Narodniklerle, ekonomistlerle, legal Marksistlerle, Menşeviklerle ve hatta eski Bolşeviklerle hesaplaşması ve uzlaşmazlığıyla oluştu.

Bu karakteristik yön, çelişkide taraf olmanın yaratıcı yıkıcılığıdır. Diyalektiğin pratiğe geçmiş halidir. Sınıfsal antagonizmayla sürece bakma ve müdahale etmedir. İbrahim hiç bir şartta ve koşulda ne ideolojik ne de pratik düzeyde uzlaşmamıştır. İbrahim’i belirleyen en temel yönlerden biri onun uzlaşmazlığıdır. Bir devrimci komünist önder olarak bu noktada bedel neyse, onu da layıkıyla ödemiştir. Devrimci diyalektik, İbrahim’in bu özelliğini şekillendirmiştir.

İbrahim Kaypakkaya devrimin güncelliğidir.

İbrahim Kaypakkaya yıkıcı bir teori ve yıkıcı bir pratiktir.

İbrahim Kaypakkaya ihtilalciliktir.

İbrahim Kaypakkaya ihtilalin yolu, ihtilalin ruhu, ihtilalin manifestosudur. 

Son olarak soru cevap bölümüne geçildi.”