Anasayfa , TÜRKİYE , Greif’in işgalci kadınları…

Greif’in işgalci kadınları…

Greif iscisi 2İSTANBUL|19-02-2014|İşsiz kalmak pahasına, ayrıca sadece kendileri için değil diğer işçilerin de kazanması için direnen, bu uğurda direnişin temellerine harç koyan Greif’in kadın işçilerini buradan selamlıyoruz.

Yaşamın içinde, barikatın başında, eşit ve özgür!

Greif’te direniş özgürleştiriyor. Sadece sömürü ve kölelik düzeni tarafından değil, aynı zamanda da bu düzenin çok yönlü ideolojik-politik-kültürel baskısı ezilen işçiler, direnişle birlikte nefes alıyorlar. Hayatları ve gelecekleri hakkında söz söylemenin tadına varıyorlar. Bu genel özgürleşme ortamı içerisinde işçi kadınların yeri ise kuşkusuz benzersiz. Bu düzende çifte sömürüye tabi tutulan, aynı şartlar altında çalıştıkları sınıf kardeşlerinin yanında ve bazen onlar tarafından ayrımcılığa uğrayan işçi kadınlar, geriden geliyorlar ama direnişte inisiyatif alıyor, öne çıkıyorlar. Direniş her türlü ayrımcılığa son verirken, bugüne kadar birbirilerinden uzak duran kadın ve erkek işçiler direnişin yoldaşları olarak aynı safta mücadele ediyorlar. Bu deneyimi yaşayan direnişçi Greif işçisi kadınlarla konuştuk.

“Sadece kendim için değil tüm insanlar için…”

Görüş aldığımız kadın işçilerden Sevim Öztürk 3 seneden beri Greif’te çalıştığını ifade ederek söze başlıyor. Hem ailesi hem de kendi ihtiyaçları için çalıştığını, fabrikada çalıştığı yıllar içinde işçiler arasında varolan güvensizliği aktarıyor. “Böyle bir şey olacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi” diyerek direnişin bu güvensizliğin sonunu getirdiğini vurguluyor. Konuşmasını kendinden emin bir tonda ve güvenle sürdürüyor. “Sadece bize bir yol aralandı, gitmemiz gerektiğini düşündüm. Ve ben bu yolda devam etmek istiyorum. Belki bu işin sonunda işimizden olacağız. Hiçbir şey belli değil ama buraya sendika girer ve taşeron kalkarsa ben işimden olsam bile benim için çok rahat ve mutlu olacak. Çünkü benden sonra gelen insanlar haklarını alarak çalışabilecekler” diyor. Böylelikle kendisini ikinci sınıf bir insan olarak değil, sadece bir insan olarak da değil, insanlar için mücadele eden bir nefer olarak gördüğünü anlatıyor.

“Kendimi çok farklı ve mutlu hissediyorum”

Kadın işçilerin erkeklere göre daha ağır ve zor şartlarda çalıştığını aktaran Öztürk, fabrikada yaşadığı ayrımcılığa, baskıya ve hak gasplarına sözü getiriyor. Maddi ve manevi zorluklar yaşamasına karşın kendini savunamadığını belirtiyor. Bunun nedenlerini de arkasında duracak bir güç olmamasına, düne kadar yetkilileri kendisinden çok üstün görmesine bağlıyor. Direnişle birlikte büyük bir değişim yaşadığını, kendini çok farklı hissettiğini, özgüveninin arttığını özellikle vurguluyor. İşgal günlerinde yaşadığı mutluluğu şu sözlerle anlatıyor: “Çünkü haklarım korunuyor diyebiliyorum. Çok mutluyum. Kendi adıma olsun arkadaşlarım adına olsun çok mutluyum. Bir haftadan beri buradayız. Burada yatıp kalkıyoruz soğuk demeden. Gece gündüz demeden ama yine de içim rahat ve huzurlu. Çünkü biliyorum ki sonucu biz elde edeceğiz. Biz kazanacağız.

“Dayanışmayı gördükçe direnişe daha çok bağlanıyorum”

Öztürk dayanışmanın güzelliğini de “dışardan direnişe gelenler sarıldığında anlıyorum ki yaptığımız güzel bir şey” sözleriyle anlatıyor. Işıldayan gözleriyle “Bunu gördükçe daha çok bağlanıyorum. Daha çok emeğimin peşinde koşacağıma inanıyorum. Kendimle daha da gurur duyuyorum” diyerek ekliyor.

Bilinçlenmiş bir işçi olarak kararlılığını şu sözlerle sürdürüyor: Yarın bir gün burada kazandığımızda ben de başka direnişlere gidip böyle destek vereceğim. Kendime özgüven geldi. Hem kendimiz için hem başka yerlerdeki arkadaşlar için bu daha devam edecek. Bu daha başlangıç diyorum.”

Sonra da sözünü kadınların yaşadığı sorunlara bağlayarak “Buraya gelen insanlar da erkeklerden çok kadınları üstün görüyorlar. Her zaman için kadınlar hep pasif duruma düşürülmüştür, küçük görülmüştür. Hakkımızı savunduğumuz zaman durum değişiyor. Çünkü ben hem ailem hem de kendim için buradayım kadınların mücadele içinde olmalı” diyor.

Öztürk sohbetin sonunda kadınlara seslenerek, “Hiçbir şekilde hiçbir engelden yılmadan, aile, işten atılma gibi tedirginliklere takılmadan hiçbir şeyi göz önüne almadan sadece doğru bildiği yoldan gitmelerini isterim” diyor.

“Geleceğe umutla bakıyorum”

Direnişteki kadın işçilerden Gönül Kılınç ise arkadaşını onaylayarak söze başlıyor. 13 yıldır Greif’te çalıştığını aktarıyor. 2000 yılından beri taşeron şirkette çalışan Kılınç, 3 çocuğu olduğu bilgisini veriyor. Çocuklarını okutabilmek için çalışması gerektiğine, ancak çalışma şartlarının çok ağır olduğuna dikkat çekiyor. Evine, eşine ve çocuklarına fazla zaman ayıramamaktan yakınıyor. Öte yandan da iş ne kadar tekstil olarak adlandırılsa da ağır bir iş olduğunu, bel fıtığı, boyun fıtığı gibi rahatsızlıkların sıklıkla yaşandığını, mesaiye kalmayana kapının gösterildiğini anlatıyor. Ama artık direnişle birlikte geleceğe umutlu baktığını vurguluyor. Kılınç birlik beraberliği burada gördüğünü ifade ederek diğer kadın işçilere de direnişin gücüyle sesleniyor: “Yılmasınlar, hiç bir şeyden çekinmesinler yılmasınlar Kadınların daha çok çaba göstererek böyle greve başlayan erkek işçilere olsun, eşlerine, çocuklarına olsun ailelerine destek olsun. Aynı şekilde grevdeki kadınlara da eşleri destek olsun. Bende bu sorun yok çok şükür. Eşime de bu nedenle çok teşekkür ediyorum. Her zaman arkamda beni destekliyor. Biliyorlar ki onlar için çaba harcıyoruz. Sonuna kadar da burada mücadelemizi vereceğiz Tüm kadın işçiler, arkadaşlar da yılmadan hiç yılmadan bu mücadelenin içerisinde olsunlar. Erkek kadın ayrımı yok. Ben burada daha da iyi gördüm.

Direnişin özgür kadınlarına selam olsun!

İşçi kadınlarla kısa sohbetimiz burada noktalanıyor, çünkü burası direniş yeri ve yapacak çok iş var. Bu kısa sohbet içerisinde dahi direnişin kadın işçiler nasıl özgürleştirici etkilerde bulunduğunu gördük, hissettik. Direnişin özgürleştirdiği Greif’te, kadın işçiler de bu ortamda kazandıkları özgüvenle, rahatlık ve toklukla düşüncelerini bizimle paylaştılar. Sohbetimizin ardından da görevlerinin başına dönmek üzere yanımızdan ayrıldılar.

İşsiz kalmak pahasına, ayrıca sadece kendileri için değil diğer işçilerin de kazanması için direnen, bu uğurda direnişin temellerine harç koyan Greif’in kadın işçilerini buradan selamlıyoruz.

Kaynak: Kızıl Bayrak