FRANSA`DA 600 YÜREK "KARANLIGIN EFENDiLERiNE iNAT" HAYKIRDI…

Açılış konuşmasında “dün Dersim’de, Maraş’ta, Çorum’da; Diyarbakır, Mamak, Metris hapishanelerinde katledildik, bugün Roboski’de, Gazi’de, Sivas’ta, Buca, Ümraniye, Bayrampaşa, Çanakkale cezaevlerinde katledilmeye devam ediyoruz , fakat her şeye rağmen zulme karşı direnmekten bir an olsun geri durulmadığını ve durulmayacağına vurgu yapıldı. Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta, Dersim’de, Koçgiri’de, Roboski’de, 12 Eylül işkencahanelerinde ve 19 Aralık’ta hapishanelerde katledilen emekçiler ve devrimciler için bir dakikalık saygı duruşuyla başlanan etkinlikte, sahneye ilk olarak ATIK Genel Konsey temsilcisi çıktı. Konuşmasında ATIK’ın kuruluş sürecini, ATIK’ın bir ihtiyaç olarak örgütlendiğini anlatan temsilci, bugün Batı Avrupa coğrafyasında göçmenlerin sorunlarına ve yine yaşadığımız ülkelerdeki sorunlara değindikten sonra, ATIK ve benzeri kurumlar içerisinde örgütlenme çağrısında bulunarak konuşmasını bitirdi.

Sahneye sırasıyla bu bölgede yaşayan sanatçı dostlarımız Engin Atabay ve Alıgül Doğan çıktı. Ardından etkinlikte söz alan Nantes Alevi Kültür Merkezi başkanı Mustafa Aksan ATIK ‘in avrupada yaşayan göçmen kitleleri açısından önemli bir kurum olduğunu ve böylesine bir etkinliğin düzenlenmesinin kendileri tarafından oldukça önemsendiğini ve aramızdaki dostluk ve dayanışmanın daha fazla geliştirilerek devam ettirilmesi gerektiğini vurguladığı konuşmasını ATIK’ı selamlayarak bitirdi. Etkinliğe panelle devam edildi. Panel açılış konuşmasında karanlığın efendilerinin, bizleri boğmak istedikleri karanlıkta bazı kilometre taşlarının öldüğuna vurgu yapıldı. Bu panelde, Türkiye ve T. Kürdistanı’nda yapılan katiamlar, kıyımlar ve saldırılarının tartışılacağı belirtildikten sonra panelistler sahnedeki yerini aldı. Panel , Roboski katliamı vesilesiyle kürt ülusal mücadelesi ekseninde yaşann gelişmeleri anlatmak üzere Avrupa Özgür Toplum ( Cıwata Azad ) bileşenleri adına kürt siyasetçi İdris Güzel , egemen sınıflar ve onların alevi toplumu içerisindeki uzantılarının alevilerin devrimcilerden uzaklaştırılma çabalarına karşı durulması gerektiği , aleviliğin temel felsefesinde zalime karşı koyus olduğuna dolayısıyla da devrimcilerle alevi kitleleri arasındaki bağın tüm karşı çabalara rağmen koparılamyacağı , birlikte hareket etmelerinin bir zorunluluk olduğuna değinen konuşmasıyla Barış Aydın ve 19 Aralık 2000’ nde yaşanan katliama devletin neden başvurduğu ve devrimcilerin bu süreçte gösterdiği kahramanca direnişlerine ilişkin konuşmasıyla katliamı sürecini yaşamış ölüm orucu direnişçisi Ali Akyüz arkadaşların katılımıyla gerçekleştirildi.

Panelden sonra sunucular tarafından yapılan konuşmaların ardından sahneyi Dertli Divanı aldı. ATIK adına düzenlenen bu etkinliğe davet edilmesinin kendisi açısından çok değerli olduğunu vurgulayan Dertli Divanı’nın söylediği Alevi deyişleri ve türkülerin ardından sunucular tarafından etkinliğin 19 Aralık 2000 katliamına ilişkin bölüme geçildi.”Toplamda dört gün boyunca devam eden bu kahramanca direnişte 28 devrimci tutsak yakılarak , kurşunlanarak katledildi.Yakıldılar , kurşunlandılar ama teslim olmadılar.Devrimci ve komünist tutsaklar zulüm karşısında baş eğmektense hayatlarını ortaya koymaktan çekinmediler. Çünkü onların önderleri ,son nefeslerinde darağaçlarına Kürt ve Türk halkının bağımsızlığı sloganını atanlardı.Çünkü onların önderleri “biz buraya dönmeye değil ölmeye geldik ” diyenlerdi. Çünkü onların önderleri işkencehanelerde düşmanı dize getiren ” şer verip sır vermeyen”lerdi. Çünkü onların önderleri Deniz Gezmiş’lerdi , Mahir Çayan’lardı ,İbrahim Kaypakkaya’lardı ” sözleriyle başlayan bir sunum yapıldıktan sonra sahneye ATIK-UPOTUDAK açıklamasını okumak üzere Nantes AKM kurucularından Kamer Yiğit arkadaş çağrıldı. Etkinliği ve ATIK’ı selamlayarak başladığı konuşmasına 19 Aralık sürecini değerlendiren UPOTUDAK temsilcisi, bu süreçte tutsakların teslim olmadığını ve sonuna kadar direndiklerini ifade ederek, şehit düşen devrimcileri andı. Temsilci arkadaş, ATIK’ın önemine değindikten sonra, geçtiğimiz süreçte Paris’te bir iş kazasında yitirdiğimiz Mahir Gül dostumuzu anarak konuşmasını sonlandırdı.

Etkinliğe ulaşan, Nantes-Rennes Halkın Günlüğü okurlarının dayanışma mesajı okunduktan sonra etkinliğe sinevizyon gösterimiyle devam edildi. Tohum Kültür Merkezi’nin hazırladığı “Şu Damlasına Sığdırılan Yaşam” belgeselinin gösteriminin ardından sahneye Kutsal Evcimen çıktı. Evcimen’in Türkçe ve Kürtçe söylediği şarkıların ardından etkinliğe ara verildi.

Aranın ardından sahneye Grup Haykırış çıktı. Partizan türküleri, marşları ve halaylarıyla kitleyi coşturan Grup Haykırış, yaptığı konuşmada böylesi etkinliklerde bulunmanın haklı gururunu yaşadıklarını belirterek, kitleyi içlerindeki Partizan coşkusuyla selamladıklarını vurguladılar. Grup tarafından seslendirilen Kaypakkaya Şiarı marşında salonda “Önderimiz İbrahim, İbrahim Kaypakkaya!” sloganları atıldı. Grup Haykırış’ın ardından sahneye Arzu çıktı. Kitleyi selamladıktan sonra türkü ve halaylarla programa devam eden Arzu, ardından tüm kitleyle beraber İbrahim Yoldaş türküsünü seslendirdi. Önemli bir kitlenin katıldığı etkinlik , saat 21:30’a doğru sonlandırıldı.