Home , Avrupa , Fransa Cumhurbaşkanı Olan E. Macron Kimdir?

Fransa Cumhurbaşkanı Olan E. Macron Kimdir?

Hollande ve Macron

FRANSA |16.05.2017| Fransa’nın kuzeyindeki Amiens kentinde dünyaya gelen Macron, ülkenin en disiplinli ve en prestijli okulları arasında gösterilen Paris’teki Henri-IV lisesinde’de mezun oldu. Felsefe eğitiminin ardından, Paris’in prestijli okullarından Sciences-Po (Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsü) ardından da ülkenin kamu ve özel sektör yönetici kadrolarını yetiştiren Strasbourg’daki ENA (Ecole Nationale d’Administration) (Ulusal İdare Okulu) bitirdi.

2008 yılında başladığı ve 2010’da hissedar olduğu Rothschild & Cie Finans bankasında 15 Mayıs 2012’de François Hollande’ın cumhurbaşkanı olmasıyla beraber cumhurbaşkanlığı genel sekreter yardımcısı nedeniyle istifa etti. Temmuz 2014’te bu görevden ayrılarak 2. Manuel Valls Hükümeti’nde Ekonomi, Sanayi ve Dijital Ekonomi Bakanı olarak göreve başladı. Bu görevde 2016 istifa ederek kendi partisini kurdu.

Seçimlerin ilk turunda 11 adayı geride bırakarak ilk sırayı alan Macron’a seçim kampanyalarının başından bu yana farklı siyasi hareketlerden ve iş dünyasından tam destek geldi.

Bir yıl öncesine kadar partisi bile olmayan Emmanuel Macron nasıl Fransa cumhurbaşkanı seçildi?

Hatta 5 yıl öncesine kadar politikayla bağlantısı olmayan; nasıl, neden ve kimler tarafından dünyanın beşinci gücü olan bir ülkenin başına neden getirildi?

Daha öncesinde başlayan ve Brexit, göç, borçlar ile hızlanan Avrupa birliği ülkeleri arasındaki kriz birtakım analistler tarafından AB’nin çöküşünün başlangıcı olarak görülüyordu.

Avrupa Birliği (AB)’nin ana omurgasını bu üç ülke teşkil etmektedir.

AB Emperyalizm’in   ana omurgasını oluşturan ülkelerden biri olan İngiltere’nin AB’den brexit ile bu birlikten   ayrılma kararı ve Avrupa’da aşırı sağın yükselişi nedeniyle zor dönemden geçen AB. Birliğin geleceğini tehlikeye atmakla kalmayıp, yok olmasına kadar götürecekti.

Emperyalistler arasındaki Pazar savaşımında, AB’nin yeni bir büyük gücü kaybetmeye ve de birliği zayıflatacak çelişkileri güçlendirecek yeni bir ülkeye ihtiyacı yoktu. Bugünkü konjonktür de bu riski göze almazlardı. Bu nedenle Macron sistem ve AB karşıtı olmayan liberal iş dünyası ve AB sermayesi tarafından bilinçlice desteklendi. Almanya Başbakanı Merkel de kendisini Berlin’de makamında kabul ederek desteğini gösterecek birine ihtiyaçları vardı.

Tabii ki bunun alt zeminini hazırlayıp, kitlelere benimsetilmesi medya gruplarına ve arkasındaki sermaye güçlerin harekete geçmesiyle başladı. Medya desteğini arkasına alan Macron, sistem karşıtı seçmeni kendine inandırmayı başardı. Macron, ülkede yükselen sağ ve sol popülizmin iktidara yürüyüşüne karşı yoktan yaratılmış siyasi bir kişilik olarak lanse edildi.

Karşısındaki adaylar nasıl diskalifiye edildi?

Bir yıl öncesine kadar merkez sağdaki Cumhuriyetçiler Partisi’nin (LR) adayı A. Juppe cumhurbaşkanı olacağını bütün anketler veriyordu. Ama Ump’nin düzenlediği Cumhurbaşkan adayını belirleyen ön seçimlerde A. Juppe yerine Fillon seçildi. Filon’un seçilmesinde bir hafta sonra bunun bütün kirli çamaşırları birer birer ortaya çıkaran medya oldu. Hakkında soruşturma açılmasıyla seçimleri kazanması imkansız oldu.

AynI zamanda hükümetTe olan sosyalist parti de aynı akıbeti yaşadı. Bunların kirli çamaşırlarından ziyade, adaylar arasındaki fikir görüşleri ön plana çıktı. Bu ayrılıklar sosyalist partisinin sağ kanadını temsil eden grup E. Macron’un yanında saf tutmasıyla sonuçlandı. Bununla birlikte E. Macron 2. tura kalmayı garantiledi. Çünkü faşist Aşırı sağ FN partisinin temsilcisine karşı galibiyet kesin olarak görünüyordu.

Şimdi Macron’un seçilmesiyle Fransız işçi sınıfını, öğrencilerini, emeklilerini … neler bekliyor?

Macron temsil ettiği sınıfın çıkarları doğrultusunda yeni yasaları çıkarmak için salt çoğunluğa ihtiyacı var. Şu an için mecliste hiç bir seçilmiş üyesi bulunmayan “En Marche!” (Yürüyüş) hareketinin Haziran ayında yapılacak parlamento seçimlerinde adayları kimler olacak?

Bunun cevabını MEDEF’in Patronların Başkanı Pierre Gattes seçimlerden sonra AFP ‚ye verdiği röportajda söylediği sözlerle anlaşılabilir.

«Biz en azından ekonomik ve sosyal olarak, Emmanuel Macronnun arkasındayız, bundan en ufak bir tereddüdümüz yoktur. Biz Emmanuel Macron’un bu ülkenin ekonomik güçleriyle çalışmak istediğini anlıyoruz, Fransa’nın ekonomik gelişimine eşlik edecek ve uyanık olacağız, bunları en az altı ile dokuz ay arasında önemli, hızlı reformlar yoluyla yapılmalıdır”.