ALMANYA |27-06-2013 | “Türkiye’de Taksim Gezi Parkı‘da somutlanan, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı toplumsal mücadeleler tarihinde yeni bir sayfayı yaşıyoruz. Ezberleri bozan altüst oluşları, tarihsel günleri yaşıyoruz. Yüzbinlerce insan günlerdir çok sayıda kentin meydanlarında polisle göğüs göğüse militan çatışmalara girmekten çekinmedi.
İşte bu isyanda Gezi Parkı direnişçisi Ethem Sarısülük, kameraların önünde, Taksim Gezi Parkı bu direnişinin birinci haftasında, 1 Haziran’da, Ankara Kızılay Meydanı’ndaki destek eyleminde polis tarafından başından kurşunla vurularak yaralanmış, 14 günlük yaşam mücadelesini 14 Haziran’da kaybetmişti.
Daha yaşanılır bir dünya için sokaklara çıkan Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Ethem Sarısülük savaş sırasında bile görülmeyen bir vahşet, nefret ve şiddetinin kurbanları olmuşlardır. Yetmezmiş gibi Ethem Sarısülük’ün ölümüne yol açan Çevik Kuvvet polisi Ahmet ŞAHBAZ ise serbest bırakılmıştır.
Ethem Sarısülük’ün ölümüne yol açan polis memurunun tutuksuz yargılanmasına gerekçe olarak, şüphelinin “meşru müdafaa sınırları içinde kaldığı” kaydedilmiştir.
Ankara 13. Sulh Ceza Hakimi tarafından verilen kararın gerekçesinde, dosyada bulunan çok sayıda görüntü kaydı, keşif sırasında alınan tanık ifadeleri, atış mesafesine dair bilirkişi raporu, otopsi ön raporu gibi kesin maddi kanıtların hiçbiri yer almamıştır.
Kararın gerekçesinde sadece katil sanığının kendini savunmak için sarıldığı yalan ifadelerin yer almış olması bu kararı veren yargıcın hukukla bir ilgisinin olmadığını, Faşist Türk devletinin Başbakan’ın “polisi yedirtmeyiz” mesajını uyguladığını göstermektedir.
Halkı birbirine karşı kışkırtan siyasal iktidar polisi katliam yapmaya teşvik ederken, katliam yapan polislerin yargı tarafından da korunacaklarının mesajını bir kez daha vermiştir.
İnsanlığa karşı suç işleyen asker, polis vb. güçlerin siyasal iktidar ve yargı tarafından korunması, teşvik edilmesi Türkiye’de yerleşmiş faşist bir devlet geleneğidir.
Göstericiler hakkında tutuklama kampanyası yürütülürken, katil sanığı polis aramızda dolaşırken hiç kimse adaletten hukuktan bahsedemez! Faşist Türk devletinden adalet beklemiyoruz! Bu davanın jürisi de yargıcı da artık Türkiye Kürdistan ve dünya halklarıdır.
Katiller mahkeme salonlarında değil; halkların baskı, zulüm ve sömürüye karşı ayağa kalktıkları meydanlarda ve sokaklarda yargılanacaklardır.
Almanya Demokratik Güc Birligi Platformu 27.06.2013