Anasayfa , EMEĞİN GÜNDEMİ , Ekonomik kriz ve OHAL gölgesinde asgari ücret görüşmeleri!

Ekonomik kriz ve OHAL gölgesinde asgari ücret görüşmeleri!

asgari_ucret

İşçi, patron ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2017 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere görüşmelere başlayacak. Görüşmeler, asgari ücretle çalışan en az 6.5 milyon işçiyi direkt ilgilendiriyor. Bununla birlikte temel ücret olması nedeniyle, toplu sözleşme yapabilenler dahil tüm işçiler için belirleyici bir noktada duruyor.

1 Kasım 2015 seçimlerinde asgari ücreti 1300 liraya yükseltme vaadi üzerine geçen yıl pazarlıksız geçen görüşmelerin aksine bu yıl görüşmelerin daha yoğun geçmesi bekleniyor. 6 Aralık’ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliği yapmasıyla başlayacak süreçte, işçi tarafını Türk-İş, patron tarafını ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil edecek.

Türk-İş, yaptığı açıklamayla asgari ücret talebini bin 600 lira olarak belirtti. Türk-İş’in bu talebi TÜİK’in geçen yıl sunduğu bir işçinin net yaşam maliyeti rakamına göre belirlendi. Devletin kurumuna göre, tek bir işçinin yaşama maliyeti geçen yıl net bin 600 liraydı. Geçen yıl açıklanan yaşam maliyeti rakamının bu yıl doğal olarak artması gerekirken, geçen yılki rakama bile razı durumda olduklarını açıkladılar.

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK yöneticileriyle birlikte 2017 yılı asgari ücretine ilişkin düzenlenen basın toplantısında asgari ücretin net 2 bin TL olması gerektiğini dile getirdi.

Asgari ücretin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 131 sayılı sözleşmesi ve Avrupa Sosyal Şartı’na uygun biçimde işçinin ve ailesinin insanca yaşamasına yetecek şekilde belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Beko, asgari ücretten alınan vergilerin de iptal edilmesi gerektiğini belirtti.

Ekonomik krizle beraber işçi sınıfına saldırılar artacak!

İşsizliğin, yoksulluğun ve güvencesizliğin yaygınlaştığı, büyük bir ekonomik krize girildiği ve OHAL’in sürdüğü Türkiye şartlarında işçi sınıfının en alt sınırından istediği, yani Türk-İş’in talep ettiği bin 600 liranın devlet tarafından kabul edilmesi zor gibi görünüyor. Tüm muhalefete, demokratik alanlara, işçilere, kadınlara, ezilen ulus ve inançlara saldırının arttığı bir dönemde işçi düşmanı TC devletinin ve onun şu an dümenindeki AKP hükümetinin böyle azami bir talebi kabul etmeyeceği öngörüsü yanlış olmayacaktır.

İşçi sınıfını, milyonlarca işsizi göstererek işten atma ile tehdit eden bir sistemin savunucularından beklenen davranış, önceki pratiklerinden ve sınıfsal özünden kaynaklı budur. Büyük bir ekonomik kriz şartlarında, krizin yükünün yine emekçilerin sırtına yükleneceğinden kimse şüphe duymuyor. İşten atmaların, iş cinayetlerinin, yoksulluğun daha da katmerleşeceği günlere doğru ilerliyoruz.

Bununla beraber işçi sınıfının bu saldırılara karşı grev, direniş ve mücadele yöntemlerini daha çok kullanması gereken bir döneme gireceğiz. OHAL koşullarına rağmen yer yer yapılan grev ve direnişlerin büyütülmesi işçilerin ve emekçilerin örgütlenerek birlikte hareket edilmesinin sağlanması gerekir.