MAHMUT ÖZKAN | 04 – 07 – 2011 | 27–30 Haziran tarihlerinde Dersim’de toprağa düşen HKO’lu gerillalar Ozan Derman, İsmail Perktaş ve Abidin Demir TIKKO’lu Yurdal Yıldırım ve HPG li Mazlum Erenci-nin anısına;
Günler ağır günler ölüm haberleriyle geliyor. Ölümlere, zulümlere, işkencelere tanık, şahit ve yasayanları olanlardan olsak ta; her ölüm içimizden bir şeyler koparıyor, alıp götürüyor. Şairin deyimiyle her ölüm erkendir…
Sınıf mücadelesinin doğasında çatışma vardır. Ölüm vardır. Gazi olmak vardır. Zindan vardır. Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında ya da dünyanın diğer coğrafyalarında mücadele yürütenler bunların her birini tanımakta ve her gün yaşamaktadırlar. Siyasal iktidarın ele geçirilebilmesi, sömürücülerin ve zalimlerin alaşağı edilmesi, ancak bedel ödenerek olabilecektir. Bu bedeli göze alamayanların başarma şansları yoktur. Bu bedel inançlı, dinamik olan, henüz yaşamın baharında olan, kendileri için yaşamı değil, özgürlük için yaşamı seçen civanların kendilerini feda etmeleriyle vücut buluyor. Özgürlük koşucusu gerillaların, halk savaşçılarının, emekçilerin ve mazlumların demokratik – özgürce yaşadığı bir ülke kurmak için, can bedeli bir mücadele yürütürken, ayni gün Dersim coğrafyasında toprağa düşen iki gerilladan HPG’lının memleketi Diyarbakır, TIKKO’ lunun ise Yozgat tı. Diyarbakır ve Yozgatlı neferler devletin kolluk güçlerine karşı, omuz omuza mücadele ederek birlikte kurtuluş olabileceğine ilişkin tarihe önemli bir miras bıraktılar. .iki ayrı örgüt, iki ayrı memleket, iki ayrı milliyet, tek hedef için çarpıştılar. Özgür, bağımsız ve eşit olarak yaşanabilecek demokratik bir ülke yaratmak..
İçinden geçtiğimiz bu özgün süreçte, düsen iki gerilla halkların kardeşliğinin ve birlikte mücadelesinin anlamlı ve bir o kadarda değerli sembolleri oldular.
Biri Kürt Coğrafyasından diğeri Türk coğrafyasından gelen ve Dersimde mücadele yürüten bu iki Gerillayı birleştiren asgari müşterek özgürlüğe koşuştur. Uzun vadeli hedefler konusunda, fikir ayrılıkları, siyasal farklılıkları ve farklı önermeleri olsa da, bu durum bugünün asgari zemini olan ortak düşmana karşı, ortak davranmada mücadele birlikteliğinin en üst seviyede mümkün olduğunu göstermiştir.
Bu siperdaşlık bilincini ve sahiplenme duygusunu geliştirmek gerektirmektedir. Türk egemen sınıfları arasındaki dalaş ve çıkar kavgası boyutlanarak devam ederken, TC. Devleti önümüzdeki süreçte AKP eliyle, halka – devrimci-demokratik ve sosyalist güçlere karşı daha da saldırganlaşacak ve mücadele her alanda daha da kızışacaktır. Bu duruma hazırlıklı olunmalı, anti- faşist bütün devrimci halk güçleri buna uygun konumlanmalıdır. Son günlerde Dersim de artan ve hız kesmeden devam eden operasyonlar, Sivas’ta, Gazi’de, Şırnak’ta, Muş’ta, Ağrı’da vb yerlerde devam eden saldırılar böyle okunmalıdır.
Son zamanlarda devrimci ve sosyalist güçlerin birlikte hareket etmeleri konusunda önemli bir bilinç oluşmuş ve ivme yakalanmıştır. Bunu daha ileri Mücadele birliklerine dönüştürmeli, birimizin eksiğini diğerimiz tamamlamalı, her türlü benmerkezcilikten uzak olarak, faşizmin geriletilmesi ve özgürlüğe giden yolda yeni mevzilerin yaratılması için birimizin yarattığını diğerimiz kıskanmadan sahiplenmeli ve ona değer vermeli, fabrikada, sokakta, sendikada, dağda, zindanda. mücadelenin her alanında ortaklasma, dayanışma, yoldaşlasıma … Unutulmamalidirki; Sınıf bilinçli Proletarya diğer halk siniflarininda kurtulması ve onlarında özgürleştirilmesi konusunda da öncü ve birleştirici ve kucaklayıcı olmalıdır. İnsanlığın büyük yürüyüşünde ileri atlan her adım bir kazanımken, her gerileyiş ve duraksama varilacak hedefe gec varmaya yol açmaktadır.Bunun bilincinde olalım..
03.Temmuz 2011
Mahmut Özkan