Home , Haberler , Devrimci Sanatçı Yılmaz Güney 9 Eylül 1984’te Sürgünde Yaşamını Yitirdi

Devrimci Sanatçı Yılmaz Güney 9 Eylül 1984’te Sürgünde Yaşamını Yitirdi

Yılmaz Güney (1937 – 1984)
 Devrimci sanatçı Yılmaz Güney `in  ölümünün 32. yıldönümüYılmaz Güney’in gerçek adı Yılmaz Pütün’dür. 1937 yılında, yoksul köylü bir ailenin iki çocuğundan biri olarak  Adana`da dünyaya geldi. Babası Siverek Deşman Köyü’nden olup Annesi Muş’un Varto ilçesindendir.

Son yıllarını Paris’te geçiren Güney, mide kanseri nedeniyle 9 Eylül 1984’te yaşamını yitirdi. Paris’te bulunan Père Lachaise Mezarlığında toprağa verildi.

Yılmaz Güney  devrimci mücadelenin sanat ve sinema alanındaki meşalesidir.

Çeşitli milliyetlerden Türkiye Halkının devrimci mücadelesinde yaşayacak, devrimci sanatçıların elinde bir meşale olarak parıldayacaktır.

Yılmaz Güney (1937 - 1984)

ÖLÜMSÜZLÜĞÜNÜN 32. YILINDA DEVRİMCİ SANATÇI YILMAZ GÜNEY’E SELAM OLSUN !

..Eğer gerçekten temsil edemezsek, yarın bizden hesap sorarlar. Sizden hesap soramazlar, sizi tek tek bulamazlar. Benden hesap soraralar. Tarih benden hesap soracak!”

Yılmaz Güney, ‘Duvar’ filminin çekimleri esnasında yaptığı konuşmada böyle demişti. Ve tarih O’nun hakkınnda kararını verdi. Yılmaz Güney, işçi sınıfı, emekçiler ve ezilen halkların, emperyalizme ve her türden gericiliğe karşı yürüttüğü kavgada, sanat ve sinema alanındaki meşalelerden biri olarak yer almaktadır. Sınıf düşmanlarının Yılmaz Güney’e karşı yürüttükleri kara propaganda dahi buna engel olamamıştır. Kendisini proleter bir sanatçı olarak tanımlayan Yılmaz Güney, yukarıda aktardığımız konuşmasında tarihin karar vericiliğinin kudretini görmüş ve buna uygun yaşamıştır. Yılmaz Güney, resmi kayıtlara göre 1 Nisan 1937′de (kendisinin anlatımına göre bu tarihten 6 yıl önce) Adana’nın Yenice köyünde topraksız, yoksul Kürt bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş, 9 Eylül 1984 de Komünarların şehri Paris’te öldüğünde arkasında büyük değerler bırakmıştır. 1871 Paris Komünarları ve Yılmaz Güney aynı alanı paylaşmaktadırlar, tıpkı aynı idealleri paylaştıkları gibi! Yılmaz Güney’i anlatmak demek, ülkemizdeki sınıflar mücadelesinin sanat alanındaki boyutunu anlatmak demektir.

Yılmaz Güney hayatın her alanında olduğu gibi , sanat alanında da sanatçının alması gereken duruşu şöyle tanımlamıştı, “Devrimci sanatçı , Devrimci tabiatı gereği militandır, yenileştirici ve değiştiricidir. Toplumsal kurtuluş mücadelesinden ayrı düşünülemez.. Devrimci mücadeleye organik bir biçimde bağlı olmalıdır. Bu nedenle, Devrimci bir sanatçı, o ülkenin devrimci mücadelesinin hedefleri doğrultusunda, görevlerle yüklüdür. O her şeyden önce bir Devrimcidir, militandır, sanatı devrimin bir aracıdır, bir silahıdır”
Son yıllarını Paris’te geçiren Güney, mide kanseri nedeniyle 9 Eylül 1984’te yaşamını yitirdi. Paris’te bulunan Père Lachaise Mezarlığında toprağa verildi.

Yılmaz Güney 114 Film`de oyuncu olarak yer almış, 26 Filmin yönetmenliğini yapmış 15 in üzerinde ödül almış, şiir, roman türü kitaplarıda bulunan birisidir.

Çeşitli milliyetlerden Türkiye Halkının devrimci mücadelesinde yaşayacak, devrimci sanatçıların elinde bir meşale olarak parıldayacaktır.