Kararda, bölgenin „ekolojik öneme sahip alan“ olduğu, deprem riski taşıdığı ve halkın projeden mağdur olacağı için „sosyal patlama“ya neden olabileceği belirtiliyor.
„Halk figüran değil, aktör“
Avukat Barış Yıldırım, Bakanlığın ÇED’i sonlandırma kararının ilk kez halkın figüran değil aktör olarak süreçte yer aldığını göstermesi bakımından çok önemli olduğunu ve Munzur’daki diğer projeler için de emsal teşkil edeceğini söyledi.
„ÇED toplantılarında halk büyük protestolar düzenlemişti. Bu kararda halkın tepkisi önemli rol oynadı.“
Yıldırım, Türkiye’nin bir an önce ÇED sürecinde sosyal etki değerlendirmesini de içine katan Çevresel Konularda Bilgiye Erişim, Çevresel Karar Verme Sürecine Halkın Katılımı Ve Yargıya Başvuru Sözleşmesi’ni (Aahurs) imzalası gerektiğini söyledi.
„Yörede sosyal patlama olur“
1983 tarihli Munzur Projesi kapsamında yapımı planlanan Pülümür Barajı ve HES için Bakanlık kararında resmi kurumların projeye dair olumsuz görüşleri gerekçe gösterildi.
* İl Özel İdare Genel Sekreterliği: Planlanan faaliyetin gerçekleşmesi durumunda İdareleri tarafından yapılan bent ve su kanallarının ve kiraya verilmiş olan iki adet kum ocağının su altında kalacağı
* Tunceli Belediye Başkanlığı: Faaliyetten yöre halkının geçim kaynaklarının etkileneceği, göçlerin yaşanacağı, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin etkileneceği, bu nedenle yörede sosyal patlamaların olabileceği
* Tunceli Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü: Proje alanının heyelanlı saha içerisinde kaldığı, proje alanında MTA Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan Tunceli İli Deprem Haritası’nda yer alan verilere göre diri fay bulunduğu
Kararda, söz konusu alanın Çevre Düzeni Planı’nda „Ekolojik Öneme Sahip Alan“ olarak işaretlenmiş olduğu, bu kapsamda doğal sürdürülebilirlik açısından içinde ekolojik açıdan öneme sahip varlıklar bulundurduğu ve korunması amacı ile yapılaşma ve ekonomik faaliyetlerin yapılamayacağına da dikkat çekildi. (Dersim – BİA Haber Merkezi-Nilay Vardar )