İSTANBUL | 14 – 01 – 2011 | Deri-İş Sendikası Başkanlar Kurulu 12 Ocak günü İstanbul Deri-İş Genel Merkezinde bir araya geldi. Yeni yılda işçi sınıfını ve emekçileri, anti demokratik yasalar beklerken, neoliberal yıkım politikaların sonuçlarını daha net görmeye başladık.
Krizin her geçen gün derinleştiği şu dönemde çalışma yaşamına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler krizin geldiği noktayı gözler önüne sermektedir. Kriz sonrasında hükümetin gündeme soktuğu Torba Yasa ve Ulusal İstihdam Stratejisi emekçilerin sosyal ve ekonomik kazanımlarını bir çırpıda ortadan kaldırmayı amaçlarken sınıf mücadelesi açısından da çetin bir dönem bizleri beklemektedir.
Meclis gündemindeki Torba Yasa ile birlikte işverenlerin devlete olan borçları faizleriyle birlikte affedilmekte, İşsizlik fonu sermayeye çare olarak sunulmakta, özelleştirme ile ilgili mahkeme kararları hüküm verici olmaktan çıkarılmakta, Bölgesel asgari ücret uygulaması gündeme getirilmekte, genç işçilerin çalışma koşulları güvencesiz hale sokulmakta, kamu hizmetlerinde çalışanlar “ihtiyaç fazlası” olarak görülmekte, esnek çalışma biçimleri yasal güvence altına alınmaktadır. Ulusal İstihdam Stratejisi’nin altında sunulanların bir bölümü Torba Yasa ile meclis gündemine taşınmıştır. Ulusal İstihdam Stratejisi ile yabancı sermaye için ucuz emek cenneti yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu uygulamalar sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmadığı gibi, yüzbinlerce emekçi güvencesiz, kölece şartlarda çalışmaya zorlanmaktadır. Tüm bu şartlar altında Torba Yasa ve Ulusal İstihdam Stratejisine karşı Sendikamız toplumun tüm kesimleriyle birlikte hareket etmeyi önemsemekte, tüm sendikaları, demokratik kitle örgütlerini, gençleri, öğrencileri, emeklileri, çıkacak emek karşıtı yasalara karşı seferber olmaya çağırmaktadır. Torba Yasa yüzbinlerce belediye işçisini doğrudan etkilemekte ve belediye işçileri “ihtiyaç fazlası” olarak görülmektedir. Belediyelerde etkin bir şekilde kullanılan taşeronluk sistemi giderek yaygın hale getirilerek taşeron cenneti yaratılmaya çalışılmaktadır. Memurlara ilişkin, kendi istekleri dışında “altı aylığına başka bir kamu kuruluşunda görevlendirilebilecekleri” hükmü keyfi uygulamalar için zemin hazırlamakta ve memurlara sürgün yolu açmaktadır. Belediye işçilerinin ve kamu emekçilerin bu açık ve pervasızca yapılan saldırılara karşı verdiği mücadelesinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz.
Sendikalaşmanın önündeki %10 İşkolu barajı ve %(50+1) olan işyeri ve işletme barajları ve noter şartı sendikal örgütlenmenin önünde en büyük engeller olarak varlığını korumaktadır. Sendikaya üye olmanın işten atmak için yeterli bir sebep olduğu ülkemizde birden fazla sendikaya üye olma durumu sendikalaşmayı büyütmeyecek aksine, mücadeleci sendikaları etkisiz kılmayı ve sınıf hareketinin önünü kesmeyi amaçlamaktadır. Sendikamız gerçek anlamda örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırabilmesi için sendikaların ortak mücadele etmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Son günlerde üniversite öğrencilerinin demokratik taleplerine karşı azgınca saldırılmasını şiddetle kınıyoruz. Geleceksizlik cenderesine sıkıştırılan gençliğin meşru temeldeki mücadelesinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz.
Neoliberal politikaların tüm dünyada yarattığı sonuç daha fazla yıkım olmuş ve Avrupa’nın genelinde işçi eylemlikleri ve grevlerin patlak vermesi hayatın işçiler ve emekçiler açısından çekilemez noktaya geldiğini göstermektedir. Ülkemizde ve Dünyada son dönemlerde işçi eylemleri, grevler yaygınlık kazanmaya başlamıştır. Grup Suni Deri’de, SA-BA’da, Bericap’ta, UPS’de ve yurdun pek çok bölgesinde devam eden direnişleri sendikamız sahiplenmektedir. Sendikamız direnişlerin büyütülmesi ve kazanımla sonuçlanması için tüm sendikaları direnişleri sahiplenmeye, direnişlere destek olmaya ve büyütmeye çağırmaktadır.
Sendikamızın önündeki 2011-2013 dönemi Toplu İş Sözleşmesi dönemi hazırlıklarına başlamış ve daha önceki toplu sözleşmelerdeki kazanılmış olan haklarımızdan taviz verilmeyeceği kararlaştırılmıştır.
Başkanlar Kurulu, İşçi sınıfının bütününü etkileyen Torba Yasaya, Ulusal İstihdam Stratejisine, tüm anti-demokratik uygulamalara karşı birinci derecede Türk-İş Konfederasyonu’nu göreve çağırmaktadır. Konfederasyonun, süreci geçiştirmeden emek karşıtı politikalara karşı etkin bir tavır almasını ve meşru düzlemde bir mücadele hattı belirmesini acil bir görev olarak önüne koymasını gerekli görüyoruz.
KAMUOYUNA SAYGI İLE DUYURULUR.