LONDRA | 15 – 08 – 2011 | İngiltere geçtiğimiz hafta tarihinin en hareketli haftalarından birini yaşadı. Polis tarafından yargısız infaz edilen Afrikalı genç Mark Duggan’ın ölümü ciddi bir tepkiyle karşılandı. Patlak veren gençliğin ayaklanması bir haftaya yakın bir zaman sürdü. Sokaklara çıkan ve haksızlık ve adaletsizliğe karşı öfkesini gösteren göçmen halk gençliği artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının da habercisiydi.
Bunun üzerine geçtiğimiz günlerde son gelişmelere ilişkin bir basın açıklaması düzenleyen Türkiyeli kurumlarında örgütleme komitesinde yer aldığı ve birçok yerli kurumunda katıldığı bir yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşün ana teması işçi ve göçmenlerin birliğine çağrı yaparken, gerçek suçlunun devlet ve onun ırkçı ve baskıcı polis güçleri olduğuydu. Çocuklarımıza gelecek talebiyle sokağa çıkan binlerce insan ‘asıl yağmacılar bankerlerdir- kapitalizmdir’ ‘sokaklar bizim, polis sokaklarımızı terk etsin’ çocuklarımıza gelecek verin, polis kaydı değil’ ve ‘işçi sınıfı birleş’ gibi sloganların atıldığı ve dövizlerin taşındığı eylem olayların en güçlü patlak verdiği Kuzey Londra’nın Dalston-Tottenham güzergahında gerçekleşti.
Yürüyüşün bitiş noktasında kurulan açık kürsüden birçok kurum temsilcisi ve kitleden konuşmacılar kolektif olarak devletin ve polisinin oyununa gelmemiz gerektiğinin, sorunun politik olduğunun ve halkın birlik ve mücadelesinin zaruriyetinin altı çizildi.
Ulusal basının ve kitlenin ilgisini de çeken, ırkçılığın ve kesintilerin ön plana çıktığı ve sık sık genel grev çağrısı yapılan sloganların atıldığı eylem açık kürsünün ardından son buldu.