ISTANBUL | 28 – 09 – 2013 | 1993 yılında gözaltına alınan Yahya Yakut’tan 20 yıldır haber alınamıyor. Yakut, gözaltında kaybedildiğinde 23 yaşında ve birisi anne karnında 5 çocuğu vardı. Yakut da ölüm geçidi olarak bilinen Dargeçit’den. İlk kez Cumartesi eylemine katılan 19 yaşındaki oğlu Selman Yakut, “Babam sağ mı? Değilse mezarı, kemikleri nerede?” diye sordu.
Cumartesi Anneleri, oturma eylemlerinin 444. haftasında gözaltında kayıplar listesine yakın zamanda giren Yayha Yakut’un dosyasını açıkladı. Galatasaray Meydanı’ndaki eyleme Yakut kaybedildiğinde henüz doğmamış olan oğlu Selman Yakut da katıldı.
Mardin’in Dargeçit İlçesi Altınoluk Köyü’nde yaşayan Yahya Yakut, korucu olması yönünde yoğun baskı görüyordu. Koruculuğa katılmayı reddettiği için sürekli tehdit edilen Yakut, 1993 yılında köyünden ayrılarak Konya’ya gitmeye karar verdi. Evli ve biri anne karnında 5 çocuk babası Yakut, 5 Eylül 1993 tarihinde Konya’ya gitmek üzere evinden ayrıldı ve Mardin Otogarı’na geldi. Burada elleri silahlı, sivil giyimli, kar maskeli özel harekat timleri tarafından şiddet uygulanarak gözaltına alındı. Otogarda bulunan çok sayıda kişi Yakut’un gözaltına alınmasına tanık oldu.
Yahya Yakut’un eşi ve annesinin Dargeçit ve Midyat jandarma karakollarına yaptıkları başvurular sonuçsuz kaldı. Gözaltına alındığı inkar edilen Yakut’tan bir daha haber alınamadı. Yakut kaybedildiğinde 23 yaşındaydı.
Babası kaybedildiğinde henüz doğmamıştı
Annesi Şehriban Yakut, ölmeden önce torunlarına “Okuyun, babanızı bulun” diye vasiyet verdi. Babası gözaltında kaybedildiğinde henüz doğmamış olan Selman Yakut, 2011 yılında Ankara’da İHD’ye başvurarak babasının kayıp olduğunu bildirdi. Böylece, Yakut gözaltında kayıplar listesine girdi.
Bugünkü eyleme İzmir’de üniversite öğrencisi olan 19 yaşındaki Selman Yakut da katıldı. Yakut, yaptığı konuşmada, babasını hiç görmediğini belirterek, “Bu gerçekten çok kötü bir duygu” dedi. Çok acılar çektiklerini söyleyen Yakut, resmi kayıtlarda babasının sağ olarak görüldüğünü ve herhangi bir resmi işlem yaptırırken “Baban sağ mı, nerede, ne iş yapıyor” gibi sorularla karşılaştığını anlattı. Yakut, “Ben de durup düşünüyorum. Babam acaba sağ mı? Benim onlara sormam gerekirken onlar bana soruyor” diye konuştu.
Devlete seslenen Selman Yakut, “Babam sağ mı? Değilse mezarı, kemikleri nerede?” diye sordu.
İHD adına bu haftaki açıklamayı okuyan Hatice Kalpaklı da Yahya Yakut’un kaybedilmesinden Dargeçit ve Midyat jandarma komutanlıkları ve emniyet müdürlükleri ile dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Beytullah Mehmet Gazioğlu, Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz, Adalet Bakanı Mehmet Moğoltay başta olmak üzere 50. Doğruyol-SHP hükümeti ve diğer üst düzey devlet yetkilileri olduğunu kaydetti. Kalpaklı, “Onlar insanlarımızı kaybeden vahşi politikaların mimarı, uygulayıcılarıdırlar. Onlar yargılanmadan, işlenen insanlık suçlarının hesabını vermeden kimse demokrasiden bahsetmesin” diye konuştu.
Pakette gözaltında kayıplar var mı?
AKP Hükümeti’nin 30 Eylül’de açıklayacağı demokrasi paketine de değinen Kalpaklı, “Demokrasi paketinizde devletin gözaltına alarak kaybettiği evlatlarımızın akıbetinin açıklanmasını, faillerinin yargılanmasını sağlayacak düzenlemeler yoksa, demokrasi de yok demektir. Hazırladığınız demokrasi paketinden, bu toprakların hakları gasp edilen yurttaşlarına hayırlı şeyler çıkması için önce temel hak ve özgürlüklerimizi, kişisel ikbalinize karşı pazarlıkta kullanılacak bir koz olarak elinizde tutmaktan vazgeçin” dedi.
Kemiklerini ve adalet istiyoruz
Eylemde 12 Eylül kayıplarından Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl de söz aldı. Yedigöl, 33 yıldır ağabeyini aradıklarını belirterek, “33 yıldır mezarını, kemiklerini arıyoruz. Kemiklerini istediğimiz gibi adalet, hukuk, vicdan da istiyoruz” dedi. Geçmiş hükümetler de gibi AKP’nin de hukuku yerine getirmediğini ifade eden Yedigöl, AKP’ye “Hukuk, adalet bir gün size de lazım olacak” diye seslendi. Yedigöl, kayıplar bulunmadan, hesabı sorulmadan mücadeleyi bırakmayacaklarını dile getirdi.
Eylemde ayrıca dün yaşamını yitiren sanatçı Tuncel Kurtiz de anıldı.
Eylem önümüzdeki hafta aynı saatte buluşma sözüyle sonlandırıldı.