Home , Haberler , ÇHD'den yalanlara yanıt

ÇHD'den yalanlara yanıt

etha-20130131-chd-eylem-03_displayİSTANBUL|01-02-2013 | ÇHD, avukatlara dönük operasyon sırasında basında çıkan yalan haberlere, „11 çelik kapılı yer nerede? Kozmik oda hangi büroda? Kimdir yakalanan ajan?“ sorularıyla yanıt verdi. Operasyonun devrimci avukatlık geleneğini sürdüren ÇHD ve Halkın Hukuk Bürosu’nu bitirmeyi amaçladığını belirten ÇHD, „Fakat yanıldılar, bizler mücadeleyi daha da büyütüyoruz, büyüteceğiz“ dedi.

İstanbul Barosu’nda düzenlenen basın toplantısında avukatlar Zeycan Balcı Şimşek, Behiş Aşçı ve Süleyman Gökten açıklama yaptı. Basın açıklamasını okuyan Süleyman Gökten, operasyonun başladığı andan itibaren adeta yalanların havada uçuştuğuna dikkat çekti, „Yapılan ‚büyük operasyonun‘ bir ayağı da kara ve kirli propagandaydı“ dedi.

‚BU KOZMİK ODA NEREDE?‘

Yalanların başında „kozmik oda“ iddiasının geldiğini belirten Gökten, şöyle konuştu: „Öncelikle bu kozmik odanın nerede bulunduğu, ne emniyetin yalanlarından oluşan beyanlarında ne de haberlerde belirtilmemiştir. Bu kozmik oda ve sırlar niçin arama ve el koyma tutanaklarında belirtilmemiştir? Arama ve el koyma tutanakları bile üyelerimizin Çağdaş Hukukçular Derneği faaliyetleri ve avukatlık mesleklerinden dolayı tutuklandıklarının açık ispatıdır. Çünkü el konulan eşyalar baro ajandası, ÇHD basın açıklamaları ve dava dosyalarıdır“ dedi.

‚KİMDİR YAKALANAN AJAN?‘

Basında yer alan „ajanlık faaliyetinde bulunulduğu“ iddiasına da yanıt veren Gökten, „Kimdir yakalanan ajan?“ diye sordu. Avukat Gökten, „Gözaltına alınan hiçbir müvekkilimize ifade ve sorgularında ajanlık suçlaması yöneltilmemiştir“ diye konuştu.

Gökten, Avukat Taylan Tanay’ın DHKP-C’ye özgeçmiş verdiği iddiasına ilişkin olarak da şunları söyledi: „Avukat Taylan Tanay tarafından yazıldığı iddia edilen özgeçmiş raporunda, Tanay 1981 doğumlu olduğunu ve kronik bronşit hastası olduğunu beyan etmiştir. Av. Tanay, 1979 doğumlu olup kronik bronşit hastası değildir. Ayrıca Tanay, bu özgeçmiş raporu iddiasıyla Ankara DGM’de yargılanmış ve dosya kapatılmıştır.“

Avukat Gökten, ÇGD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın da aynı iddia nedeniyle daha önce yargılanıp beraat ettiğini belirtti.

’11 ÇELİK KAPI HANGİ BÜRODA?‘

Avukat Süleyman Gökten, „11 çelik kapı var“ iddiasına ilişkin olarak da, „11 çelik kapılı yer nerdedir? Bir işyerinde, büroda, evde 11 tane çelik kapının olması mümkün müdür? Velev ki olsun suç mudur?“ diye sordu.

Avukat Gökten, son olarak „avukatların toplantı halinde olduğu, bürolarda sahte kimlik ve yakılan dosyalar olduğu“ yönündeki iddiaya şu yanıtı verdi: „Öncelikle tüm meslektaşlarımız gece yarısı kendi evlerinden yani ayrı yerlerden gözaltına alınmıştır. Evinde ve ofisinde arama yapılan meslektaşlarımızın hiçbirisinin arama ve el koyma tutanağında sahte kimlik, yakılmış dosya yoktur. Fakat bürolarımızda, hapishanelerde katledilen devrimcilerin otopsi raporlarını, işkencede öldürülen müvekkillerimizin klasorlör dolusu dosyalarını, sokak ortasında infaz edilen halk çocuklarının infaz dosyalarını, kentsel dönüşüm adı altında evleri yıkılıp mahalleleri talan edilen yoksul gecekondu halkının dava dosyalarını, işten atılan işçilerin dava dosyalarını bulmuşlardır.“

‚YANILDILAR‘

Operasyonun devrimci avukatlık geleneğini sürdüren ÇHD ve Halkın Hukuk Bürosunu amaçladığını belirten Gökten, „Fakat yanıldılar, bizler mücadeleyi daha da büyütüyoruz, büyüteceğiz. Derneklerimiz ve bürolarımız bir an için bile kapalı kalmamıştır, kalmayacaktır. Bizi bitiremeyeceksiniz. Biz yine işten atılan işçilerin, evleri başına yıkılmak istenen yoksul gecekondu halkının, okuldan atılan öğrencilerin, işkenceye uğrayanların, sokak ortasında infaz edilen insanların ailelerinin avukatlığını yapmaya devam edeceğiz“ diye konuştu.

‚HİÇBİR ÇALIŞMA AKSAMAYACAK‘

Avukat Zeycan Balcı Şimşek de, tutuklunan avukatların baktıkları dosyalara dışarıdaki avukatların bakacağını belirtti, „Müvekkillerimizi, hepimizin müvekkilleridir. Hiçbir çalışma, dava aksamayacak. Bürolarımız, derneklerimiz açık kalacak“ dedi.

Avukat Behiş Aşçı da, Halkın Hukuk Bürosu’nun saat 04.30’da kapısı kırılarak basıldığını, polisin saat 08.30’da kadar barodan temsilci olmadan büroda olduğunu belirtti, „Bu bile tek başına tam bir haydutluk olduğunu gösteriyor“ dedi.

İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Ömer Kavili de, polisin baskın sırasında İstanbul Barosu’nu arayarak avukat istemediğinin altını çizdi, „Saat 07.00’de avukatlar, arayarak barodan bir gözlemci istedi“ diye konuştu.(Etha)