Anasayfa , Avrupa , BİZDEN BİRİNE SALDIRIRSANIZ HEPİMİZE SALDIRMIŞ OLURSUNUZ!

BİZDEN BİRİNE SALDIRIRSANIZ HEPİMİZE SALDIRMIŞ OLURSUNUZ!

DUİSBURG| 23.01.2020 | Oberhausen (Familiengericht (Aile Mahkemesi) 22.01.2020)

Çarşamba günü genç bir kadın siyasi kimliğinden ötürü yargılanmak istendi. Zozan GÜL: Beş çocuk annesi genç bir kadın, çalışan bir emekçi, Avrupa’da faaliyet yürüten Kürt Kadın Hareketinin cevval bir aktivisti. Dava gerekçesi basına yansıyan şekliyle; Zozan’ın eylemlere 13 yaşındaki kızını götürmesi olarak gösterildi. Bunun üzerine “Anayasa Koruma Örgütü” adlı istihbarat örgütü, Gençlik Dairesine ihbarda bulunarak aile hakkında dava açılmasını istemiştir. Gençlik dairesinin, “çocuğun derslerden geri kaldığı yok, başarılı bir öğrenci, böyle bir isteme gerek yok” demesi üzerine, istihbarat örgütü kendisi aile hakkında dava açtırmıştır.
Polis, Savcı ve Mahkeme daha da ileri giderek, Alman Anayasası’nda yer alan “çocuklar
devletin koruması altındadır” maddesine dayanarak, “reşit olmayan çocuklarını eyleme
götürdüğü” gerekçesiyle, “kadının diğer 4 çocuğunun da durumunun incelenmesi ve takip edilmesi” kararını çıkartıyor. Açılan bu davayla, çocukların velahiyetini annesinden alarak Gençlik Koruma Dairesi’ne (Jugendamt) vermeyi hedeflemektedir.

Bu Dava Tüm Kadınlara Gözdağı Vererek, Susturup Sindirme Politikasıdır!

Açıktır ki, bu dava sadece Zozan’a gözdağı vererek sindirmeye yönelik değildir. Onun
nezdinde tüm kadınlara gözdağı verme, sindirme amaçlı bir davadır. “Kadınlar toplumsal sorunlarla ilgilenmesinler, evlerinde oturup çocuk büyütsünler… Onların yeri, evlerinin dört duvarının arasıdır” toplumsal şekillenişini meşrulaştırma çabasıdır…
Bu dava, Zozan ve aile fertlerine, Kürtler üzerindeki egemen ulusların ve arkasındaki
emperyalist güçlerin ulusal baskılarına karşı mücadele etmeyin, toplumsal ve siyasal baskı,
zulüm ve haksızlıklara karşı duyarlı da olmayın, çocuklarınızı da duyarlı yetiştirmeyin, yoksa
çocuklarınızı elinizden alırız baskısıdır;
Bu dava, göçmen ailelerine, geldiğiniz ülkelerde ve bulunduğunuz ülkelerdeki baskı, zulüm,
hak gaspları ve haksızlıklara karşı çıkmayın, duyarlı da olmayın, çocuklarınızı da duyarlı hale
getirmeyin, yoksa çocuklarınızı ellerinizden alırız baskısıdır;
Bu dava, Alman halkına da emperyalist sisteme, emperyalistlerin ve bölge gericilerinin
dünya savaşı çıkarmalarına, yarı sömürgelere yönelik savaş ve işgallere, ülke içinde hak ve
özürlükleriniz için mücadele etmeyin, günümüzde yükseltilen ırkçılığa, faşizme, haksızlık ve
hak gasplarına karşı mücadele etmeyin, duyarlı olmayın, çocuklarınızın da duyarlı olmasına yol
açmayın, yoksa çocuklarınızı ellerinizden alırız baskısıdır.
Açıktır ki, Kürt kadını Zozan hakkında açılan davanın hiç bir haklı yönü yoktur. Bu dava,
tepeden tırnağa temelsiz, haksız, adaletsiz, vicdansız ve değer yargılarından yoksun bir davadır.

Kadınlar Birlikte Güçlü

Mahkme 22 Ocak Çarşamba günü saat 09.00 da başladı ve yaklaşık 3 saat sürdü. İçeride
polis memurları; Kürt ulusuna mensup Zozan’ın, faşist Türk devletinin destek ve
yönlendirmesiyle İŞİD çetelerinin Kobani, Rojava’ya saldırıp, toplu katliamlar yaparak çoluk çocuk demeden katledilmesine seyirci kalmayıp kızıyla birlikte sokakta tepkisini göstermesinin
ne kadar kötü ve kötü bir anne olmasını yorumlayıp tanıklık ederken, dışarıda yüzün üzerinde bir kitle “Zozan Yalnız Değildir!, Jin Jiyan Azadi!” sloganlarını haykırmaktaydı. Kürt Kadın
Hareketinin aktivistleri, MLPD, Courge, SKP, Rote Hilfe, Die Linke, Rebel, Yeni Kadın
aktivistleri mahkemenin görüldüğü saatlerde dışarıda hep bir ağızdan bu davanın aslında tüm yurtsever, devrimci, komünist ve demokratlara yönelik bir şantaj ve gözdağı, korkutup
susturma, sindirme politikasının bir parçası olduğunu haykırıyor ve bizden birine saldırırsanız hepimize saldırmış olursunuz diyorardı.
Yapılan konuşmalarda sık sık Alman Devleti’nin iki yüzlüce “çocuklar devletin koruması
altındadır” savunması, akıbetleri hala bilinmeyen kayıp durumda olan on binin üzerindegöçmen çocuğun varlığı, yükseltilen ırkçı saldırganlık ve örgütlenmeler, ağırlaştırılan yaşam koşulları gerçekliğiyle boşa çıkartıldı.
Ve nereden bakılırsa bakılsın tutarsızlığın ve iki yüzlülüğün davası şeklinde ellerinde kalan
dava, dışarıdan yükselen slogan sesleri ve enternasyonal dayanışmanın baskısı altında boşa çıkartıldı. Saat 12.00’ye yaklaşırken mahkeme binasından çıkan Zozan’ın yüzü gülüyor ve zafer işaretiyle birlikte attığı “Jin Jiyan Azadi!” sloganı dışarıda bekleyen kitlenin alkış sesleri ve sloganlarıyla birlikte zaferi müjdeliyordu.
Mahkeme Zozan’ın lehine sonuçlanarak davanın düşmesine karar verilmişti.

• Yaşasın Kadın Dayanışması!
• Yaşasın Enternasyonal Mücadelemiz!
• Birlikte Güçlüyüz!
• Jin Jiyan Azadi!