Home , Avrupa , Binler Düsseldorf’ta Kimyasal Saldırıları Protesto Etti

Binler Düsseldorf’ta Kimyasal Saldırıları Protesto Etti

DÜSSELDORF|13.11.2022| Faşist Türk devletinin Irak Kürdistan’da, gerilla alanlarında kimyasal silah saldırıları Avrupa’daki Kürdistanlı kurum ve partiler ile Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB) tarafından Almanya’nın Düsseldorf kentinde organize edilen yürüyüş ile protesto edildi. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW), Birleşmiş Milletler (BM), NATO ve taraf devletlerin sessizliğinin de protesto edildiği yürüyüşe Avrupa’da yaşayan binlerce insan katıldı.

Sabahın erken saatlerinde Düsseldorf’un DGB Haus (Zap) ve Rheinwiesen (Avaşin) parkında bir araya gelen kitle, kurum temsilcilerinin selamlama ve konuşmalarının ardından iki koldan yürüyüşe geçti. Kimyasal silah kullanımına karşı temsili kıyafetlerle yürüyüşe geçen kitle kimyasal silah kullanımı sonucu şehit düşen 17 gerillanın fotoğraflarının bulunduğu pankartlar açtı. İşgalci ordunun yasaklı silah kullanmasını lanetleyen dövizler taşıyan halk, sık sık ‘Zap, Avaşin, Metina’, ‚Bijî berxwedana gerilla’ ‘Terörist Turkei’, ‘Terörist Erdoğan ‘Jin jiyan azadi’, ‘Bijî Serok’ sloganları attı.

Burada ADGB adına yapılan konuşmada “Türk devleti daha kuruluş aşamasında Pontos Rumlarını “Siz hiç merak etmeyin Paşam. Bu Pontus Rumlarına öyle bir tütsü vereceğim ki, hepsi mağaralarda eşek arısı gibi boğulacak“ diyen Topal Osman eliyle Rumları kimyasal gazlarla katletmiştir.

Yıllara sair hazırlıktan sonra 1937 ve 38’de Dersim’e soykırımcı ordusunu sürerek, Kadim Dersim coğrafyasının tarihsel ve kültürel varlığı bir daha ayağa kalkmasın diye toptan kırıma uğratmak istediler. Türk devleti bu soykırımda da mağaralara saklanan masum halka karşı Alman menşeili zehirli gaz kullanacak kadar insanlıktan çıkmış, kadın, çoluk, çocuk demeden binlerce kişiyi zehirli gazlarla katletmişti.

Zehirli gazları, nükleer başlıklı bombaları kullanmanın insanlık ve savaş suçu olduğunu bile bile dünyanın gözü önünde Türkiye bu suçu işlemektedir. Devlet yetkililerinin suçu itiraf eden beyanlarına rağmen, uluslararası sözleşmeler kapsamında bu suçu sorgulaması gerekenler kör, sağır ve dilsiz üç maymunları oynamaya devam ediyorlar.

Vicdanlı bilim insanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Emareler ciddidir, araştırılmalıdır,” dediği için tutuklandı. Devlet ve devletten beslenen düzen parti temsilcileri suçlu telaşı ile, TSK’ya iftira ediliyor diye insanları linç ediyor, hakikati karartma yoluna gidiyorlar.

.Başta OPCW (Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü) olmak üzere uluslararası kurumlar derhal sorumluluklarının gereğini yerine getirmeli, gerekli inceleme ve araştırmayı yapmalı, suçu işleyenlere gerekli yaptırımlar yapılmalıdır. Aksi taktirde onlarda Türk Devleti’nin suç ortakları olur.“ dedi.

Daha sonra ATİK adına konuşma yapan Süleyman Gürcan “Bugün Düsseldorf’ta tekrar bir arkadayız. Tekrar diyorum çünkü son zamanda faşist Türk devletinin yoğunlaşan saldırılarına karşı burada sürekli sokaktayız. Eğer bir savaşta kimyasal silahlar kullanılıyorsa o savaş yenilginin göstergesidir. Bugün de faşist Türk devleti Kürtlere karşı kimyasal silah kullanması onun Kürtler karşısında yenildiğinin ifadesidir.

Bugün Düsseldorf’ta yürümemiz bölgesel olarak önemlidir. Çünkü Türk devletinin geçmişten günümüze kadar kullandığı kimyasal silahlar Almanlar tarafından verilmiştir ve bu gazlar bu bölgede üretilmektedir. Bu gazlarla 1938’de Dersim’de insanlarımız katledildi. Bu gazlarla Halepçe’de insanlarımız katledildi.

Bu katliamlara karşı birlikte mücadelemizi dahada büyüteceğiz, ta ki faşizmi yenene kadar. ATİK adına hepinizi bir kez daha selamlıyorum! Kahrolsun faşizm yaşasın halkların kardeşliği.“ dedi.

Çekilen halaylardan sonra iki koldan yürüyüşe geçen kalabalık kitle Rhein Parkı’ndaki (Metina) miting alanına kadar sloganlar eşliğinde yürüdü.

Kürdistanlı kurum ve partileri ile Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB) temsilcilerinin sahneye çıkıp kitleyi selamlamasının ardından kurumlar adına hazırlanan açıklamalar okundu. Kürtçe hazırlanan açıklamayı Soranîce Lehçede Artin Mariwan okurken, Kurmanci Lehçesi ise Rıdvan Bilek tarafından okundu. Türkçe hazırlanan açıklama metni ise Hülya Yer tarafından okundu.

Açıklamada şöyle denildi:

„Biliyoruz ki soykırımcı Türk devleti Neo Osmanlı devleti projesiyle 1920 yılında ilan ettikleri Misak-ı Milli topraklarını da kapsayan tüm Kurdistan ve bölgenin işgalini hedefliyor. Bunun için her tür kirli yöntemlerle tüm Kurdistan’da savaşı sürdürüyor. Özgürlük gerillası ve Kurdistan halkının direnişi sonucu başarısız olan Türk devleti tüm Kurdistan halkının kazanımlarını ve geleceğini yok etmek, Lozan’ın 100. yılında hayalini gerçekleştirmek için uluslararası hukuku ve sözleşmeleri hiçe sayarak kimyasal silah kullanarak sonuç almak istemektedir. Devam eden bu saldırılar ve işgal tüm Kurdistan coğrafyasına dönüktür ve Kurdistan coğrafyası bir bütün olarak soykırım kıskacındadır.  Kürtler yüzyıl önce örgütsüz, kurumsuz, savunmasız oldukları için egemenler Kurdistan’ı dörde parçaladı işgal ve ilhak politikaları ile yok edilmek istendi.

MLPD, Barış Akademisyeni  Prof. Dr. Neşe Özgen, Alman Federal Meclisi üyesi ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyesi Andrej Hunko ve birçok kişinin daha söz aldığı konuşmaların ardından Hozan Cömert de sahne aldı.