Anasayfa , Haberler , Baluken, Tekirdağ Cezaevi’ndeki uygulamaları meclise taşıdı

Baluken, Tekirdağ Cezaevi’ndeki uygulamaları meclise taşıdı

tekirdag-f-tipi-cezaevinde-200-kisi-olum-orucu-unrANKARA | 19-05-2013 | BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Tekirdağ Cezaevi’ndeki insanlık dışı uygulamaları meclis gündemine taşıdı. Tutsakların maruz kaldıkları insanlık dışı uygulamaların sona ermesi için düzenlediği açlık grevi ardından yetkililerin verdiği sözleri yerine getirmediğini belirten Baluken, Tekirdağ Cezaevi’nde yaşanan sorunların giderek arttığı ve neredeyse çözümsüz bir hal aldığını vurguladı. Baluken, Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi Cezaevinde yaşananların açığa çıkarılması için meclis araştırması istedi.

Türkiye’de cezaevlerinin genel anlamda sorun merkezine dönüştüğünü vurgulayan Baluken, “Son yıllarda giderek artan işkence ve hak ihlalleri, temel hukuk kaideleri ve insan hakları açısından ortaçağa ilişkin birtakım uygulama ve yöntemleri çağrıştırmaktadır. Cezaevlerine yönelik yapılan ortaçağ kıyaslaması ise bir abartıyı değil, maalesef gerçekleri ifade etmektedir. Nitekim yapılagelen fiziksel ve manevi şiddet ile kişi varlığını ve onurunu rencide edici uygulamalar; cezaevindeki tutsaklar açısından dayanılamayacak boyutlara ulaşmış olup tutsak yakınları da aynı uygulamalara maruz kalmaktadırlar” dedi.

Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi Cezaevindeki hak ihlallerini ise Baluken şöyle özetledi:

*Keyfi oda baskınları yapılarak tutsaklara ait eşyalar tarumar edilmektedir.

– Yapılan üst aramaları psikolojik şiddete dönüşmekte, tutsaklara bu yöntem ile manevi eza verilmektedir. Çıplak arama yöntemi insan onurunu zedeleyen en önemli manevi şiddet aracıdır. Ayrıca bu uygulamanın tutsak yakınlarına uygulanıyor olması, cezaevi dışındaki bireylerin hukuksuz bir biçimde cezalandırılmasıdır. Tutsak yakınlarının onurunu kırarak, cezasını zaten en ağır biçimde çeken tutsaklar bir kez daha cezalandırılmakta, tutsakların görüş hakları üstü örtülü biçimde engellenmek istenmektedir.

-Kişilere yakınlarından gelen mektuplara el konulmakta, iletişimleri açıkça engellenmektedir. Ayrıca, defter, kitap, gazete gibi tüm iletişim araçlarına el konulmaktadır.
-Tutuklu ve hükümlülerin sosyal faaliyet, sohbet, spor, kütüphane vs. grupları değiştirilmemekte, dönüşüm yapılmamaktadır.

-Tutsaklara sürekli surette hakaret edilmekte, gururlarını incitici sözler sarfedilmektedir.

-Tek kişilik hücrelerde kalan tutsaklar için uygulanan tecrit ise en ağır biçimi ile söz konusu olmaktadır. Tecrit içinde tecrit uygulaması ile hapis cezası, amacını aşarak kişiyi izoleye yönelik bir sisteme dönüşmektedir.

-Keyfi biçimde uygulanan disiplin cezaları ile ceza içinde ceza uygulaması söz konusu olmakta ve kişinin tüm sosyalleşme, hayat ile bağlarını kurma araçları yok sayılmaktadır.

-Cezaevi yönetimi; başlatılan uygulamaya göre en fazla on kitap bulundurma uygulaması çerçevesinde tutsakları “hazırlığınızı yapın” diyerek uyarmakta olup yasal güvence altında olan kitap bulundurma hakkını açıkça gasp etmektedir. Bundan böyle tutsaklar hücrede bir ayda sadece 10 kitap bulundurulabileceklerdir. Zira bu çerçevede, hücrelerde bulunan kitapların 10 tanesi dışındakilerin cezaevi dışına gönderilmesi istenmiş; kişi başına 10 kitap uygulaması başladığında, gönderilmeyen kitaplara ise el konulacağı açıklanmıştır.

-Taleplere rağmen oda değişimi yapılmadığı gibi; istek dışı, zorla yapılan oda değişimlerinde de tutsaklar darp edilmekte, fiziksel şiddete maruz kalmaktadırlar.

Tutsakların, söz konusu insanlık dışı uygulamaların son bulması için ve insani standartların oluşması için açlık grevi düzenlediğini hatırlatan Baluken, “Akabinde ise cezaevi idaresinin tutsakların taleplerini yerine getireceğine dair taahhüdü ile açlık grevleri 36’ıncı gününde iken bitirilmiş idi. Ancak ne yazık ki, Tekirdağ Cezaevi’nde aynı sorunlar yine gündemdedir. Üstelik açlık grevlerinin müsebbibi bu uygulamalar Türkiye’nin neredeyse bütün cezaevlerinde siyasi tutsaklara yönelik olarak süregelmektedir” dedi.

Baluken son olarak da cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlülerin yaşamlarından devletin sorumlu olduğunu, devletin alacağı tedbirler ile tutuklu ve hükümlülerin fiziksel ve ruhsal koşullarını en iyi şekilde sağlamakla yükümlü olduğunu da vurguladı. Tekirdağ Cezaevi’nde açlık grevlerinin bitirilmesi için yapılan girişimlere rağmen, devam eden uygulalamaların neden-sonuç ilişkisi ve cezaevi personelinin eğitim, siyasi görüş ve eğilimleri ile birlikte derinlemesine incelenmesi için meclis araştırması talep etti.(ANF)