Anasayfa , ATİK , Avrupa Parlamentosu Seçimleri Üzerine

Avrupa Parlamentosu Seçimleri Üzerine

avrupaparlementosuATİK | 29 – 05 – 2009 | Avrupa Parlamentosu Seçimleri Sürecinde; İlerici-Devrimci Parti ve Adayları Destekleyerek,  İşçiler ve Emekçiler Lehine Propaganda ve Örgütleme Çalışmasını Güçlendirelim!

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri 4-7 Haziran 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bu nedenle, bir çok Avrupa ülkesinde, sermaye çıkarlarının sadık bekçisi olan bir çok burjuva partiler, yalan ve dolan üzerine inşa ettikleri propagandalarını hummalı bir şekilde sürdürüyorlar.

Emperyalist çıkarlar doğrultusunda birleşik, küresel bir rekabet gücü  olarak inşa edilen AB’nin egemenleri, köhnemiş iktidarlarının devamı için halklardan yeniden ‘onay’ almak istiyorlar. Ne var ki, bu gerici birliğin meşruiyeti ve inandırıcılığı tüm çarpıtmalara rağmen, kuruluşundan beri halklar nezrinde sorgulanır haldedir. Öyle ki; hem ülkesel parlamento hem de Avrupa Parlamentosu seçimlerine halkın politik katılım oranı sürekli  düşmekte, düzen partilerine ve rejime olan güvensizlikler büyümektedir.

AB içinde halen ortak bir anayasanın oluşturulamamış olması bu güvensizliğin bariz bir sonucudur. Yapılan son kamuoyu yoklamaları da, AB  vatandaşlarının Avrupa Parlamentosu’ndan kendilerini çok uzak hissettiklerini ortaya koyuyor. Yüz binlerce insan, seçimlerin Haziran ayında yapılacağını dahi bilmiyor ve AP’yle ilgili tartışmaları izlemiyor. Deutsche Welle’den Nina Diezemann araştırmasına göre kitleler şunları yansıtıyor:

“Avrupa Parlamentosu’nun aldığı kararlardan kısmen haberimiz oluyor, ama bunlar haberlerde dahi yeteri kadar yer almıyor.” “Vatandaşın Avrupa Parlamentosu üzerinde hiçbir etkisi yok ve sonra Parlamento hiç de vatandaşa yakın değil.  Parlamenterlerin sadece maaşlarını arttırmakla meşgul, vatandaşa yakın değiller.” ” Kararların Brüksel’de veya Strasbourg’da alındığını bile bilmiyoruz”.

Geniş kitlelerin güvensizliğini ve ilgisizliğini yansıtan bu sonuçlar dahi Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin bir senaryodan ibaret olduğunu gösteriyor. Lakin, yine de bu seçim prosedürü, burjuva ve düzen partiler tarafından, halk kitlelerinin bilinçlerini maniple etme, baskıcı ve gerici sistemlerine yeniden bir kaç yıllığına sözde onay almanın bir yöntemi olarak halen  ‘önemli  bir işlev’ görüyor.

Çürüyen ve paraziter niteliği daha çok belirginleşen bir sistem olarak emperyalist kapitalizm; özsel, yapısal, devresel, konjönktürel bütün biçimleriyle, tarihi bir buhran içinde debeleniyor. Bütün özellikleriyle adeta  bir sarmal gibi birbirine dolanarak tetiklenen günümüzdeki küresel mali ve iktisadi krizin etkileri tüm toplumsal gözeneklere yansıyor. Daha çok belgeleniyor ki; insanın-toplumun çıkarları yerine, uluslararası tekelci sermayenin sermayenin çıkarlarını merkeze alan bir sistemdir, emperyalist ‘Avrupa Kalesi’.  AB’nin 2001 tarihli Lizabon kararları doğrultusunda ve yine 2008 krizinin yansımalarıyla sonucunda oluşan bu tarihsel kesitte; ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, hukuksal v.s.  biçimler altında, topluma ve en geniş emekçi yığınlara yönelik yeni yıkımların dayatıldığı bir süreçte yapılıyor 2009 seçimleri.

Bu nedenle, ATİK olarak; toplumu dinamitleyen uluslararası tekelci sermayenin ve onların kuklalarının seçim oyunlarını boşa çıkarma çalışmasını önemsemeliyiz. Bu çalışmada sitemin çürümüşlüğünü teşhir etmeliyiz. İşçilerin enternasyonal birliği ve halkların dayanışmasını öne çıkarmak için aktif bir propaganda çalışması ve bilinç taşıma görevini yerine getirmeliyiz. Seçim süreçlerinde haklı ve meşru taleplerimizi kamuoyu ile paylaşmak, haklarımızı savunmak-ilerletmek için aktif, bilinçli ve politik çatlaklıkları derinleştirici bir tutum sergilemeliyiz.

Bu bağlamda bu seçim sürecinde; ilerici, devrimci, işçi sınıfı ve emek yanlısı, halklar arası dayanışmacı, haksız savaşalar karşıtı adayları ve partileri desteklemeliyiz. Göçmenlerin, göçmen kökenli vatandaşların ve mültecilerin gerçek çıkarlarını yansıtan ve faşizme, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı aktif tavır alan adayların seçilmeleri için ilerici kesimlerle ilişkilenmeli, ittifaklar geliştirmeli ve en ileri adayları, partileri desteklemeliyiz. Bu çalışmada;

  • Devlet terörünü meşrulaştıran ‘anti-terör’ yasalarının iptalini talep etmeliyiz!
  • İşçilerin ve emekçilerin ekonomik ve politik taleplerinin öne çıkarmalıyız!
  • Yerli-göçmen bütün emekçilerin birliği ve kardeşliğinin propagandasını yapmalıyız!
  • Krizin faturasının onun yaratıcısı olan burjuva sınıflara ve sisteme kesilmesini talep etmeliyiz!
  • Temel hak ve özgürlüklerin gasp edilmesine karşı çıkmalıyız!
  • Haksız savaşlara karşı; halklar ve uluslararası gerçek ve kalıcı barışı savunmalıyız!

Bildiri INDIR