Home , Avrupa , Augsburg'ta Haluk Gerger ile Ortadoğu ve Suriye Konulu Panel Gerçekleştirildi.

Augsburg'ta Haluk Gerger ile Ortadoğu ve Suriye Konulu Panel Gerçekleştirildi.

AUGSBURG | 09 – 12 – 2012 | ATİF’e bağlı Augsburg Enternasyonal Kültür Merkezi Derneğinde 8 Aralık Cumartesi gerçekleşen panele 45 civarında dinleyici katıldı.
Saat 20.00 de başlayan, Devrim, sosyalizm yolunda hayatını kaybedenlerin anısına 1 dakikalık saygı durusu ile Panelin Açılısını ATİK’İ temsilen Mahmut Özkan yaptı. ATİK Temsilcisi „içinden geçtiğimiz süreçte tüm ilericilerin, Demokratik Göçmen kurumlarının asgari müşterekler temelinde birlikte mücadele etmeyi önemsemeleri gerektiğine işaret ederek, AKP ve Tayyip Erdoğan eliyle sürdürülen devlet faşizmine ve savaş kışkırtıcılığına karşı; işçi ve emekçilerin, Kürt, Alevi, azınlık milliyetlerin ve devrimci güçlerin birlikte mücadeleyi ve direnişleri yükseltmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca Göçmen kurumlarının Avrupa da emperyalist politikalara ve TC devletine Patriot satışlarıyla savaş kışkırtıcılığını destek olmalarına karşı protestolar örgütlemek gerektiğini belirtti. Emperyalizm savaş ve talan demektir. Emperyalizm var olduğu sürece dünyada nihai barış olmaz. Nihai barış kapitalizmin ve emperyalizmin tarihin çöp sepetine atıldığı ve yerine emeğin egemen olduğu bir dünya ile mümkündür, dedi.“

Araştırmacı-Yazar Doç. Haluk Gerger 1 saatlik sunumunda „Ortadoğu ve Arap ülkelerinde 100 yıldan beridir gelişen ve duraksayan halk isyanlarının Tarihini ve bu süreçlerin arka planlarını Osmanlı zulmüne karşı verilen mücadeleleri,1948 İsrail devletinin ortaya çıkarılışını, Arapların suni devletler biçiminde bölünmesini, 1952 Nasir Hareketini,1967 Arap-İsrail savaşını, Irak ve Suriye`de Baas rejimlerinin tarihini özetledi ve bugünkü duruma gelişin nedenlerini açıkladı.”Kemalizm’in etkisiyle bizler Arapları biraz küçümsedik. Araplar 100 yıldır direniyorlar ancak bu direnişler hep yenilgiyle sonuçlandı. Önderlik sorunu burada belirleyici olmaktadır, Biz devrimci Marksistler bu süreçlerden dersler çıkarmalıyız. Arap ülkelerinde başlayan isyanları ne emperyalizmin organize ettiğini söyleyebiliriz. Ne de bu isyanların bizim anladığımız anlamda bir devrim olduğunu söyleyebiliriz. Bu halk isyanlarının özünde devrimci bir öğe vardır. Ancak bu süreçte mülkiyet ilişkilerinin değişmediğini ve yönetici hâkim sınıfların yıkılarak yerine emekçi sınıfların iktidara gelmediğini biliyoruz. Arap isyanları dünyanın bu sürecinde insanlığa örnek oldular. Basta ABD olmak üzere Emperyalistler uşaklarını da restorasyona tabi tutuyorlar. Teşhir olanları, artık isine yaramayanların tasfiye edilmesini onlarda istiyor. Yani bir bakıma bir adım geri iki adım ileri siyaseti güdüyorlar… Sokak hareketleri demokratizmdir. Ancak sokak kendi başına bırakıldığında zıttına da dönüşebilir… Dünyada Steril bir devrim olmadı ve olmayacaktır. Ne 1917 Bolşevik Devrimi ne Çin devrimi ne de başka devrimler…
İttifakları olmayan örgütler siyaset yapmıyor demektir ve başarılı olması da beklenemez. Reformlar içinde mücadele edilmelidir. Ancak reformculuğun kuyrukçuluğuna düşmemeye de dikkat edilmelidir. Suriye’ye yönelik TC ve AKP politikaları tetikçilik ve taşeronluk politikalarıdır.1957 yılında Menderes Hükümeti Döneminde de Suriye’ye dönük ayni politikalar denendi. Tayyip Erdoğan biraz Menderese benziyor. Türk Devletinin Kürt korkusu Suriye’ye müdahaleye zorluyor. Irak’ta yoktuk Güney Kürdistan oluştu. Suriye’de de olmaz isek, Suriye Kürtleri ortaya çıkacak… Korku bu. Ama korktukları şeyler başlarına gelecek. Kürtler haklı ve meşru mücadelelerini sürdürecekler…” dedi.
Dinleyicilerden görüş açıklayanlar ve soru soranlara verilen cevaplarla süren Panel bütün dinleyiciler tarafından ilgi ve can kulağıyla dinlendi.
Kapanış Konuşmasını yapan ATIK Temsilcisi;

‘’Bizler Suriye`ye yönelik bir emperyalist işgal ve TC’nin tampon bölge oluşturma politikalarına karşıyız. Aynı Zamanda Esad rejiminin despot ve halkı ezen politikalarına da karşıyız. Bizim tarafımız emekçi yığınların ve Suriye halkının kendi özgücüyle demokratik ve devrimci mücadelesinin yanında saf tutmaktır. Umutlu olmalıyız. Dünyanın neresinde olursa olsun işçi ve emekçilerin başkaldırı ve özgürlük mücadelelerine destek olmalıyız’’ diyerek 3 saat süren panel sonlandı.