Anasayfa , Avrupa , ATİF”ten Metal İşçileriyle Dayanışma Açıklaması

ATİF”ten Metal İşçileriyle Dayanışma Açıklaması

atiflogo

Metal ve Elektro Endüstri İşçilerinin

Uyarı Grevleriyle Dayanışmayı Geliştirelim!

 

Metal ve Elektro endüstri sektörü çalışanları için başlayan toplu sözleşme sürecinin ikinci raundu da sonuçsuz kaldı. Sektörde çalışan toplam 3,7 Milyon işçiyi yakından ilgilendiren toplu sözleşme sürecinde IG-Metal sendikası 12 aylığına yüzde 5,5 ücretlere zam talebiyle birlikte, eğitim hakkı için daha fazla mali kaynak ve zaman ayrılmasını,  erken emeklilik için daha iyi koşulların yaratılmasını talep etmektedirler.

Geçen yılın sonlarında başlayan toplu sözleşme görüşmelerinin ikincisinde, sendikanın talebine karşılık, iş verenlerin temsilcileri sadece yüzde 2,2 zamsunmuş ve diğer talepleri ret etmiştir. Buna karşılık 29 Ocak’tan itibaren IG-Metal sendikasının çağrısını takip eden yüzbinlerce işçi uyarı grevine gitmiştir. Önünüzdeki süreçte anlaşma sağlanamazsa bu uyarı grevleri yaygınlaştırılacağı sendika tarafından kamuoyu ile paylaşılmıştır.

“Mücadele eden belki kaybedebilir, fakat mücadele etmeyen başta kaybetmiştir”

Metal işçileri verdikleri bu mücadeleyi mutlaka başarıyla sonuçlandıracaklardır. Bu başarının en önemli anahtarlarından birisi de, sadece ekonomik talepler için greve gitmek değil aynı zamanda politik taleplerde ileri sürülmesi önemli olacaktır.

Bu taleplerin esasını gelecekte emekçileri olumsuz etkileyecek olan, koalisyon özgürlüğü, toplu sözleşme ve grev hakkına ilişkin yapılmak istenen değişikliklerin durdurulması olmalıdır. Çalışma bakanının içeri verdiği bu yasa tasarısı, onaylanıp yürürlüğe girerse, gelecekte uyarı grevi bile yapılamaz hale getirilmek isteniyor.

Eğer getirilen teklif yasallaşırsa grev giden işçilere her an müdahale edilip, grev hakları gasp edilebilinecektir.  Tıpkı Türkiye’de Metal işçilerin grevlerinin yasaklanması gibi. Metal iş kolundaki iş verenlerle, Birleşik Metal İşçileri sendikasının arasında süren toplu sözleşme sürecinin tıkanmasıyla işçiler bir çok fabrikada çalışmayı durdurarak greve gitti. Fakat Türk devleti grev hakkını gasp ederek, işçilerin grevlerini yasakladı. Bir çok iş yerinde işçiler çalıştıkları fabrikaları işgal ederek bu yasağa karşı mücadele etmektedirler. Eğer Almanya’da Grev ve toplu sözleşme hakkına ilişkin düşünülen yasa tasarısı onaylanırsa, Türkiye’de olduğu gibi burada da grev hakkının yasaklanması söz konusu olabilir. Bundan dolayı, toplu sözleşme  süreçlerinde ekonomik taleplerle siyasal taleplerin birleştirilmesi önemli olacaktır.

Bugün yerli ve göçmen işçileri bölmek için bilinçli geliştirilen kitlesel bir ırkçılık söz konusudur. Bir çok ilde PEGIDA adı altında ırkçı yürüyüşler ve mitingler yapılmaktadır. Bu ırkçı hareket, yerli ve göçmen işçilerin birliğini ve ortak mücadelesini bölüp parçalamak için çaba harcamaktadır. Biz işçi ve emekçiler olarak, ırkçılığa karşı ortak  mücadeleyi büyütmeliyiz.

Kurulduğu günden beri, göçmenlerin akademik, demokratik ve ekonomik taleplerinin mücadelesini veren federasyonumuz ve bağlı dernekler olarak, Metal ve Elektro endüstrisinde çalışan yerli ve göçmen işçilerinin mücadelesinin yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Özellikle de bu alanda çalışan tüm göçmen kökenli emekçileri işçi arkadaşlarıyla birlikte uyarı grevlerine aktif katılmaya çağırıyoruz.

Metal ve Elektro endüstrisinde çalışanların talepleri kabul edilmelidir. Başta grev hakkı olmak üzere, toplu sözleşme hakkına yönelik yapılmak istenen değişikliğe karşı duralım, mücadeleyi büyütelim.