Anasayfa , Avrupa , Almanya’da Anti-Terör Yasalarının Kapsamı Genişliyor

Almanya’da Anti-Terör Yasalarının Kapsamı Genişliyor

ALMANYA | 06 – 05 – 2011 | Alman hükümet yetkilileri tarafından ortaya atılan tartışmada beklenen gerçekleşiyor. 2002 yılından bu yana yürürlükte olan, bir çok demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kurumları tarafından sertçe eleştirilen Anti-Terör yasaları yürürlükte kalmaya devam ederken, kapsamı genişletiliyor.

Bin Ladin’in öldürüldüğü operasyon sonrası terör eylemlerinin artacağı iddasında bulunan İçişleri bakanlık yetkilileri, bu yasalara Almanya’nın hala ihtiyacı olduğunu dillendiriyorlar. Bu sayede özellikle kişilere ait bilgilerin kayıt altına alınması, iletişim imkanlarının devlet tarafından denetlenmesinin bu yasa kapsamında devam ettirilmesi planlanıyor.

Compact: ‘Bilgi Bankasına Hayır De!’

Bir aksiyon ve eylem hareketi olan Campact, konuya dikkat çekerek, bilgilerin kayıt altına alma yasa tasarısına karşı bir kampanya başlattığını duyurdu. Campact açıklamasında, „son yakalanan NRW El-Kaide grubunun ve Osama’nın ölümü üzerinden CDU kendisine, nihayet özel bilgilerin depolanması meselesinde imkan yaratıldığını düşünmektedir. CSU İçişleri bakanı Friedrich, başta iletişim alanında olmak üzere altı ay boyunca bilgilerin kayıt altına alınmasını hedeflemektedir. Telefon, mail ve internet kayıtları depolanması, kişilerin yerlerinin tespitini beraberinde getirecektir. Kişisel bilgi bankasının oluşumu ile birlikte hareket profilleri oluşturulacak, ticari ilişkileri deşifre edilecek ve tanıdık çevresi tespit edilecektir. Kişisel Bilgi Depolanmasına Hayır!“ bilgilerine yer verdi.

Hükümetin daha önce uygulamaya çalıştığı bilgileri kayıt altına alma ve denetleme sistemi, geniş çaplı demokratik protestolarla ve karşı çıkışlarla engellenmişti.

Hükümette Çatlak

Bilgilerin kayıt altına alma işlemi hükümette de çatlaklığa yol açtı. Liberal-demokrat imajını kurtarmak isteyen FDP tasarıya karşı çıkarken, hükümetin CDU/CSU kanadı tasarının yasallaşmasından yana. Bunun yanı sıra sermaye gruplarının da bu tasarıda hem fikir olmadıkları gözlemleniyor. Yapılan analizlerde, büyük sermaye gruplarında bir kısmında da, kendi bilgilerini koruma dürtüsü ön plana çıkıyor.

İçişleri bakanını destekleyen diğer bir açıklama da Sosyal-demokrat SPD partisinin Başkanı olan Sigmar Gabriel’den geldi. Gabriel açıklamasında, SPD/CDU hükümetinde de bu konuda aynı yaklaşımı segilediğini, bilgi denetleme bankasının doğru ve önemli olduğunu idda ederek Schröder/Fischer hükümetince çıkarılan Anti-Terör yasalarının devamından yana tavır takındı.

Hedef, Gelişen İşçi-emekçi Hareketlenmelerini Engellemek

Başta insan hakları örgütleri olmak üzere devrimci, demokratik kamuoyu, anti-terör yasalarını anti demokratik bularak sert bir şekilde eleştirmişti. Bu yasaların çerçevesinin günden güne genişlediği, kişi hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı vurgulanmış, esas amacın ise hak gasplarına, emperyalist talana karşı gelişecek hareketlerin engellenmesi olduğu dile getirilmişti.

Konuya ilişkin açıklama yapan ATİF temsilcisi Süleyman Gürcan, “bu yasalarla yapılmak istenen, haklı ve meşru bir zeminde ilerleyen demokrasi ve işçi-emekçi mücadelsinin engellenmesidir. Federasyonumuz da bu çerçevede sindirilmeye çalışılmış ancak bu girişim başarısız kalmıştır. 129a ve b yasası hala gündemdeyken, buna ek olarak bilgi bankasının oluşturulma çabaları, anti-demokratik uygulamaların artacağına bir işarettir. Bunun bizim açımızdan anlamı ise demokrasi mücadelesinin daha üst boyutta ele alınmasıdır” dedi.