WIESBADEN | 27 – 11 – 2010 | İçinden geçtiğimiz sürecin zorluğu düşünüldüğünde, gerçekleştirdiğimiz 5. Almanya kurultayımız daha bir önemlilik taşımaktadır. Sistemin tüm araçlarıyla top- yekün saldırılarını, başta kadınlar olmak üzere tüm işçi ve emekçiler üzerinde yoğunlaştırdığı günümüzde, demokratik kurumların görev ve sorumlulukları da artmaktadır. Sınıf savaşımının önemli ayaklarından biri olan kadınlar cephesindeki, demokrasi bilincinin geliştirilmesinde, önemli sac ayağı olan demokratik kadın örgütlerinin önemi de daha bir öne çıkmaktadır.
Bu bilinçle hareket eden Almanya örgütlülüğümüz, bir yıl boyunca, bize yol gösterici olacak politikalarımızın belirlenmesi doğrultusunda kurultayını gerçekleştirmiştir. Erkek egemen sisteme, ataerkiye karşı duruşun sağlamlaştırılması, kadın çalışmalarına ve örgütlenmesine yönelik yanlış ve muğlak bakış açılarının da bertaraf edilebilmesinin önemli alanlarından biri olan kurultaylarımız, bu sene daha özel bir öneme sahipti. 20 yıllık mücadele tarihinde, genel örgütlenme perpektifimiz doğrultusunda yürütüyor olsak da, amaç ve hedeflerimizi, niteliğimizi, örgütsel hiyerarşimizi ve bu hiyerarşinin görevleri noktasında, derli- toplu bir tüzüğümüzün olmaması, zaman zaman sorunlarla karşılaşmamıza neden oluyordu. Bu sorunların aşılması ve karmaşıklığın giderilmesi noktasında, merkezi komisyonumuzun hazırladığı tüzük taslağının tartışılması ve kurultay kararımız olarak benimsenmesi önemli bir adımdır. Ete-kemiğe bürünecek olan kadın örgütümüz, tüzüğüyle birlikte, daha bir ayakları yere basan kurum haline gelecektir ki, 5. Kurultayımızın en önemli yanı da bu adımın atılmasını başarması olmuştur.
Almanya’nın değişik şehirlerinden seçilip gelen 25 delegenin katılımıyla gerçekleştirilen kurultayımız, ülke kadınlar komitesinden bir arkadaşımızın yaptığı selamlama ve Mirabel Kardeşler şahsında tüm dünyada özgürlük- bağımsızlık ve özgür bir dünya yaratma mücadelesinde şehit düşenler adına bir dakikalık saygı duruşuna çağırmasıyla başlatıldı.
Delege tesbitinin ardından, kurultayı yönetecek olan divanın seçimi yapıldı. Gündemin de onaylanmasından sonra Almanya Komite Başkanı arkadaş açılış konuşmasını gerçekleştirdi.Kurultayımızı selamlayarak başladığı konuşmasında, Almanya’ daki gelişmelere değinerek, özellikle Tasarruf Paketi adı altında dayatılan yıkım paketinin kadınlara nelere mal olacağına dikkat çekti.
‘Emekçilere yönelik kemerleri her gün daha fazla sıkma paketleri olan ‘Tasarruf Paketleri’ Almanya’ da yaşayan herkesi vursa da, özellikle kadınları ve çocukları daha fazla vurduğu açıktır. Ve bugün topluma dayatılan Tasarruf Paketine baktığımızda, 90’ lı yıllardaki kıyımlara, daha büyük kıyımlar getirilmeye çalışıldığı görülecektir. …SPD’ in üzerinden yasalaştırılan AGENDA 2010 ‘ un süresinin dolması ve kararların tek tek hayata geçirilmesinden sonra yeni bir kıyım paketi yürürlüğe konulmak istenmektedir. ‘ vurgusu yapan arkadaşımız, S21’ den örnek vererek, ‘…..Oysa S21’ de harcanacak olan 7 milyar €’ nun sadece 1 milyarı ile 25 bin eğitimci, hastabakıcı ve sosyal çalışanın 10 yıl boyunca finanse edilebileceği artık biliniyor. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapma projelerine en güzel örnek olan S21 projesi, ödediğimiz vergi paralarının yer altına gömülmesidir. ‘ belirlemesi yaparak, paketin neleri içerdiğini örneklendirdi.
Ardından ilk gündem, merkezi komisyonun hazırlamış olduğu tüzüğün tartışılması oldu. Canlı geçen tüzük tartışmalarında, tüm maddeler tek tek tartışmaya açılarak, onaya sunuldu. Çoğu bölgemiz alanlarında ön tartışmalarını yaptıklarından, tüzük maddelerine yönelik bölgelerin eleştiri ve önerileriyle birlikte yeniden tartışılan tüzük çok fazla değişikliğe gidilmese de yapılan bazı düzenlemelerle ülke inisiyatifi olarak kabul gördü.
Yine Ülke komitesinden bir başka arkadaşımızın sunduğu Faaliyet Raporu da, ön siyasi belirlemeleriyle birlikte delege ve katılımcıların tartışmasına açıldı.
‘’ Kadına Yönelik Her Türlü Şiddete Karşı Kadınların Dayanışma ve Mücadele Günü olan 25 Kasım’ ın arifesinde 5. Kurultayımızı gerçekleştiriyoruz. Toplumsal şartlar içinde sistem tarafından yaratılan ve her gün daha bir normalleştirilen siyasal zihniyetler, iktidarlarla, egemen kültür ve ahlakla yoğrulan şiddete karşı, emekçi kadınların yüzleştiği ve hesaplaştığı günün adı olan 25 Kasım, Mirabel Kardeşlerin katledilişinin 50.Yılında daha bir önemlilik arz ediyor……Bir uçurumun dibinde tecavüz edilmiş ve katledilmiş halde bulunan tek suçları özgürlüğe uçmak olan KELEBEKLER’i, tüm dünyada baskıya, zulme, diktatörlüklere, ırkçılığa, şovenizme ve cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadelede, bedenlerini bedel olarak ödemekten korkmayarak toprağa düşen karanfillerin adına bir kez daha saygıyla anıyoruz. ‘’
Diye başlayan faaliyet raporunun ön siyasi belirleme bölümünde, geçmişten günümüze, kadına yönelik baskı ve şiddetin özünde değişiklik olmadığına değinilerek, kadının toplumsal devinim süreçlerindeki yerini bilmenin, kadının tarihini bilmesi noktasında önemli olduğuna dikkat çekiliyırdu.;
‘’ Kurultay aynı zaman da eksikliklerimizden- yapamadıklarımızdan ve nedenlerinden dersler çıkartarak, bir sonraki faaliyet dönemine yeni politikalar üreterek daha sağlam temellerde yola devam etmenin aracıdır da…. Bu anlamda sesimizi- sözümüzü- eylemlerimizi birleştirip, örgütümüzü daha da büyütmenin sorumluluğunu taşımalıyız!” diyerek, biten faaliyet raporunun tartışılmasının ardından, gelen eleştiri, öneri ve sorulara yönelik görüşleri toparlayan arkadaşımız,öncelikle karamsarlığın mutlaka zihinlerden kovulması gerektiğine vurgu yaparak, kadın örgütlenmesinin neden sahiplenilmesi gerektiğine dikkat çekti. Sorulara cevap verip yoğunluklu dikkat çekilmesi gereken noktaların altını bir kez daha çizdikten sonra,konuşmasını bitirdi. Sunulan önergelerinde onaya sunulmasının sonucunda, delegelerin çoğunluğunun faaliyet raporunu onaylamasıyla, yeni yönetim organının seçimine geçildi. Kurultayda önerilen ve kabul gören önergeler şunlardı:
1) Merkezi kurultayda delegelerin çoğunluğunun kararıyla kullanmama kararı çıkan ‘fuhuş’ kelimesinin kullanılması,
2) Üyelik kampanyasının başlatılması,
3) 25 Aralık’ta Türkiye’de gözaltında kaybedilenler için gerçekleştirilen cumartesi eylemlerinin 300.cüsü gerçekleştirilecek. Yani sokaklarda saçlarından sürüklenen yaşlı analarımızın, babalarımızın, kayıp yakınlarının, devrimci çevrelerin kayıplarını aramak ve kaybedenlerden hesap sormak için sokağa çıkışlarının 300. haftası olacak. Bu vesile ile 25 Aralık günü tüm Avrupa’da Bu eylemi gerçekleştirenlerin sesi olalım önerisi geldi. Önerinin kendisi önemli olmakla birlikte tarihin yılbaşı tatiline denk gelmesi, insanları düşündürdü..
Hessen ve Güney bölgesinden 5 arkadaştan oluşan yönetimin seçilmesi ve dilek- temennilerin sunulmasıyla sonlandırılan kurultayımızın en güzel bölümü de, Wiesbaden derneğimizin kurultayımıza yaptığı o güzel sürprizdi. 20. Mücadele yılımızda emeklerimizin hep beraber ciddiye alınıp, onure edilmesinin güzel bir örneği idi. Bu inceliklerinden dolayı, başta Wiesbaden derneğimizin başkanına olmak üzere, tüm emeği geçen arkadaşlara özel teşekkür ediyoruz.
Kurultayımıza katılan ve kadın dayanışmasını tartışmalarımıza da katılarak gösteren Demokratik Kadın Hareketi’ nden kadın dostlarımıza ve İMECE’ li arkadaşlara da gönderdikleri mesajlarından dolayı teşekkür ediyoruz.
SESİMİZİ- SÖZÜMÜZÜ VE EYLEMLERİMİZİ DAHA GÜÇLÜ KILDIĞIMIZ NİCE KURULTAYLARDA BULUŞMAK UMUDUYLA!