Home , Haberler , Afrin Kadın Örgütleri’nden çağrı: ‘Bu sessizliğe bir son verilsin’

Afrin Kadın Örgütleri’nden çağrı: ‘Bu sessizliğe bir son verilsin’

Türkiye’nin operasyonun sürdüğü Afrin’deki kadın örgütleri, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla uluslararası topluluklara çağrıda bulundu. Kadınlar, dünya genelindeki suskunluk karşısında ise ‘şaşkın’ olduklarını belirterek, insan hakları örgütlerine ve Birleşmiş Milletler’e harekete geçmelerini talep etti.

Kuzey Suriye Federasyonu ve Şam, Halep gibi Suriye kentleri ile bölgedeki ülkelerden çok sayıda kadın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, Türkiye’nin operasyonlarının sürdüğü Afrin’de bir araya gelecek.

Afrin Kadın Örgütleri de 8 Mart dolayısıyla uluslararası kurum ve topluluklara ‘harekete geçme’ çağrısında bulundu.

Çağırnın tam metni şöyle:

“Topraklar ihlal ediliyor, çocuklar öldürülüyor, kadınlara saldırılıyor ve dünya halen yapılan katliamlar karşısında suskun kalıyor.

“Afrin bölgesi halen Türk ordusu ve El-Nusra ile El-Kaide’li destekçileri tarafından saldırıya uğruyor. Türk uçakları ve bombardımanları köyleri, kasabaları ve civarlarını bombalamaya başladı. Bununla da bitmedi; yurttaşları korkutmak ve yerlerinden etmek için kent merkezini de bombalayarak Türk ordusunun zulmünden kaçmak için köylerinden şehir merkezine gelen, göçmenler de dâhil olmak üzere, çocuk, kadın, yaşlı ve savunmasız sivillere yönelik katliamlara yol açtılar.

“Türk saldırısının amacı yıkım ve talan politikası güderek Afrin bölgesindeki yerel halkı yerinden etmektir. Erdoğan bunu, iddia ettiğine göre Suriye krizi başladığından beri Türkiye’de olan üç milyon Suriyeli mülteciyi geri gönderebileceği bir “güvenli bölge” yaratana kadar Afrin’i bombalamaya devam edeceğini duyurarak belirtmiştir. Bu, Erdoğan’ın Cerablus ve El-Bab bölgelerinde yaptığı gibi bölgenin demografisini değiştirmek için savaştığına yönelik en büyük kanıttır.

“Erdoğan Kürt halkının altyapısına ve ekonomik harekete saldırarak, evleri ve binaları bombalamak suretiyle insanların yüreğine korku salarak, çeşitli yollardan Afrin’i işgal etmeye çalışmaktadır. Bunun sonucunda bu savaşın ilk mağdurları çocuklardır; onların kolay kolay taşıyamayacakları psikolojik ve nörolojik durumlara yol açılmaktadır. Gözlerinin önünde ebeveynlerinin öldürülmesine şahit olmak çocuklar için kolay değildir. Ayrıca birçok okul hedef alınarak çocukların ve gençlerin eğitim hakkı ihlal edilmektedir. Başlı başına bunlar, bir insani felaket olduğuna işaret etmektedir.

“Türk devleti Afrin’e saldırarak tüm uluslararası ve insani yasa ve anlaşmaları çiğnemiştir. Sınır köylerde klorin gazı kullanılmıştır ve doktorların hastalara dair raporlarında geçirdikleri boğulma, ciltte kızarmalar ve benzeri reaksiyonlar gibi belirtilerle teyit edilmiştir. Ayrıca en insandışı yöntemlerle beden bütünlüklerini bozmuşlardır.

“Zalimlikleri taş taş üstünde bırakmamaktadır. Bu topraklarda yaşayan medeniyetlerin tarihini ve insanlığın izlerini varlıktan men edercesine silmek için Afrin’in tarihi ve arkeolojik yerlerini hedef almışlardır.

“Afrin’e yönelik sürdürülen bu katliamlara ve insandışı ihlallere karşı uluslararası suskunluk karşısında, insani, çocuk ve kadın hak örgütlerinin sessizliği karşısında şaşkınız.

“Bizler, tarihimizi, mirasımızı ve önceki nesillerimizden bize kalan toprağı savunmaya kararlı Afrin kadınlarıyız. Direneceğimize ve son raddeye kadar adaletsizliği ve tiranlığı ortadan kaldırmak ve Türk işgalini durdurmak için savaşacağımıza söz veriyoruz.

“Bizler, Afrin bölgesindeki kadın örgütleri olarak, tüm insan hakları örgütlerine, kurumlarına ve Birleşmiş Milletler’e sessizliklerine son vermeleri, harekete geçerek Afrin’de kadınların tarihini ve mirasını korumaları ve katliamı, masum yaşamların yok edilmesini durdurmaları için çağrıda bulunuyoruz.” (Gazete Karınca)