Anasayfa , Haberler , Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı; Zorunlu Emekliliğe Ayrıldı!

Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı; Zorunlu Emekliliğe Ayrıldı!

HABER MERKEZİ |23.01.2019| Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı; Zorunlu Emekliliğe Ayrıldı!

Kürt illerinde 2015’in son aylarında yaşanan sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla, aydın, duyarlı akademisyenlerin 2016’nın ilk günlerinde yayınladığı “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladığı için yargılanan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı; süren davası nedeniyle bugün, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalındaki 41 yıllık çalışma hayatının son dersini vererek zorunlu emekliliğe ayrıldı.

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “İnsan Hakları ve Hekim Sorumluluğu” başlıklı son dersinde, “Bu bir son değil. Her sonun devamında yeni başlangıçlar vardır, umut vardır” dedi.

19 Aralık 2018’de görülen duruşmasında “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi kararında, Fincancı’nın TCK 53/1 gereği belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına da hükmetti. Fincancı, istinaf mahkemesine taşınan karar onaylandığı taktirde, hak mahrumiyetinden dolayı emekli dahi olamayacağından, zorunlu emekliliğe ayrıldı.

‘Zamansız Emeklilik’

Yaş haddinden emekli olmasına yedi yıl kala zorunlu emekliliğe ayrılan Prof. Dr. Fincancı için, 1997’de Ana Bilim Dalı Başkanı olduğu, birkaç kez görevden alınmasına karşın mahkeme kararıyla geri döndüğü üniversitesinde emeklilik töreni düzenlendi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde düzenlenen törene mücadele arkadaşları, meslektaşları, hak savunucuları katıldı.

“Bu bir son değil. Her sonun devamında yeni başlangıçlar vardır, umut vardır.”

Prof. Dr. Fincancı, törenin ardından ‘İnsan Hakları ve Hekim Sorumluluğu’ başlıklı son dersini verdi. Herkese açık olan derse öğrencilerinin yanı sıra Fincancı’nın meslektaşları, hak savunucuları, siyasetçiler de katıldı. 1992’den bu yana ders anlattığını ve her ders günü heyecan içinde uyandığını anlatan Fincancı, “Bu bir son değil. Her sonun devamında yeni başlangıçlar vardır, umut vardır.” dedi. Nazım Hikmet’in “Yaşamaya Dair” isimli şiirinden şu dizeleri okudu:

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Fincancı, “Böyle bir hayata soyundum bütün ömrümce” dedi.
“Hekim; zor durumdakilerin olağan avukatıdır”
“Kimdir hekim” diye soran Fincancı, “hekimliği öğrendiğim isimlerden biri” dediği Rudolf Virchow’un “Hekim zor durumdakilerin olağan avukatıdır” sözünü hatırlattı: “Hekim hastasının avukat olmayacaksa, hastasının haklarını savunmayacaksa hekimlik de yapmamalıdır. Yine Virchow der ki ‘Siyaset bütüne yönelik tıptan ötesi değil’. Tıp siyasetin ta kendisidir çünkü biz yaşama müdahil oluyoruz ve böylece tam da siyasetin ortasında duruyoruz.”

‘Hekimlik; Bilginizi İnsan Yararına Kullanmaktır’

Adli tıp çalışmalarını yürütürken sağlık savunuculuğu rolünü üstlendiğini anlatan Fincancı, “Görevimi yaparken insanın örselenmesini ortaya koyma mecburiyeti hissettim. Asistanlığım döneminde Türkiye Komünist Partisi Başkanı olduğu söylenen Mustafa Hayrullahoğlu’nun işkence dosyası tartışılıyordu. Benim büyük hocalarım, falaka izlerinden başka bir şekilde oluşmayacağı açık olan izler için, “zıplayarak olmuştur” dediler. İşte ben o gün, “böyle söyleyemeyecekleri kanıtlar üzerine çalışacağım” diye kendime söz verdim.” dedi. Fincancı, 1990’da Doçent olarak çalışırken Adli Tıp Müdürlüğüne sürülen ilk hekim olduğunu anımsattı: “Baki Erdoğan’ın raporunu yazdıktan sonra, 1996’da dönemin adalet bakanı beni arayıp bana; ‘Sen de dev-solcuymuşsun’ dedi. Nedenini sordum; Baki Erdoğan da devsolcuymuş… Her rapor düzenlediğimin örgütüyle bir iltisak geliştirsem ömrüm yetmez. Şimdi kafaları karışıktır ama, son cezayı PKK propagandası yapmaktan aldım. Yakındır ‘FETÖ’ye de bağlarlar… Savaş henüz sonlanmamışken Bosna’ya gittik; çabamız dünyanın her yerine temas etmekti. İnsanların ne yaşadıklarını, nasıl yaşadıklarını bilmek zorundayız. Hekimlik; bilginizi insan yararına kullanmaktır.”
Konuşmasında öğrencilerine de teşekkür etmeyi unutmayan Fincancı, “Birlikte mücadele ettiğimiz bütün yoldaşlarıma, dostlarıma, insan hakları mücadelesinin yılmaz savaşçılarına, en çok da öğrencilerime çok teşekkür ediyorum, sorularıyla önümü açtıkları, öğretmenim oldukları için iyi ki varlar, iyi ki varsınız.” dedi. Prof. Dr. Fincancı, konuşmasının bitiminde dakikalarca ayakta alkışlandı.

‘İşkenceyi Kanıtlamada Kurtarıcımız Oldu’

Fincancı’nın dersinin ardından serbest kürsüye geçildi. Hak alanında ve hekimlik görevinde Fincancı ile birlikte mücadele eden yol arkadaşları konuşma yaptı. İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, “İnsan haklarında emeklilik olmaz. Şebnem de emekli olamayacak. Bu mücadele içinde eğlenceli insanlar olabileceğimizi Şebnem nezdinde gördük. Burası bir soykırım coğrafyası. Bu sistemi sorgulayan insanlardan biri Şebnem hoca. Devlet, yasalarında işkenceyi yasaklamıştır ama bir devlet politikası olarak işkenceyi uygulamaktadır. Bu işkenceler arasında en yaygını da cinsel işkencedir çünkü kanıtlaması güçtür. İşte bu tip durumlarda Şebnem Korur Fincancı kurtarıcımız olmuştur.” dedi.

‘Zor Dönemler Zorlu İnsanlar Çıkarır’

Prof. Dr. Gençay Gürsoy ise şöyle konuştu: “Zor dönemler geçiriyoruz ve zor dönemler zorlu insanlar çıkarır. Onlardan biri de Şebnem Korur Fincancı. Aynı ağır ceza mahkemesinde yargılandık. TTB başkanı olduğum için suçumun etkisi artmış gibi garabet bir gerekçe ile ortalama ceza miktarından fazla olarak 2 yıl 3 ay ceza verildi. Benim duruşmam Şebnem’den önceydi. Hiç olmazsa orda birincilik bende dedim. Ancak birkaç gün sonra Şebnem de aynı mahkemede yargılandı ve beni sollayıp 2 yıl 6 ay ceza aldı. Aramızda 20 yıl kadar yaş farkı var fakat ben ondan çok şey öğrendim. Türkiye böyle kadınlara sahip olduğu için kendisiyle övünmelidir.”
Son alarak söz alan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da, Fincancı’nın tüm anlatılanların yanında çok da iyi bir hayvan sever olduğunu söyleyerek; “Şebnem Korur Fincancı dünyaya ve insanlığa gelmiş en büyük şanslardan biridir.” dedi.