Home , Avrupa , Almanya’da ‚Türkiye’de Faşizme Karşı Ayaklanma‘ Paneli

Almanya’da ‚Türkiye’de Faşizme Karşı Ayaklanma‘ Paneli

GELSENKIRCHEN |10.04.2025|Enternasyonalist İttifak (Internationalistisches Bündnis), Almanya’nın Gelsenkirchen kentinde “Türkiye’de Faşizme Karşı Ayaklanma” konulu bir panel düzenledi.

Horster Mitte Kültür Merkezi’nde gerçekleşen panelde Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) eşbaşkanı Süleyman Gürcan, Marksist Teori dergisi adına Arif Çelebi, PYD Kadın Meclisi’nden Khadija Barakat, Essen ve çevresi Kürt Toplum Merkezi’nden Mustafa Agir Birhîmeoğlu, İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (BİR KAR), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Almanya Marksist-Leninist Partisi (MLPD) başkanı Gabi Fechtner ve Stefan Engel Revolutionärer Weg (Devrimci Yol) dergisi adına konuşmacı olarak yer aldı. ETHA’nın yaptığı habere göre, panelde Türkiye’deki güncel siyasal gelişmeler ve direniş olanakları tartışıldı.

Gürcan: faşizm sadece zora dayalı değil
ATİK Eşbaşkanı Süleyman Gürcan, Türkiye’deki faşizmin geçirdiği dönüşüme ve bunun topluma etkilerine değindi. Gürcan, “Bugün Türkiye’de faşizm sadece ordu ve yargı üzerinden değil; dini söylemler ve milliyetçi propaganda aracılığıyla da işliyor. AKP-MHP bloku, bu söylemlerle baskıyı meşrulaştırmaya çalışıyor. İşçi sınıfı, Aleviler ve Kürt halkı bu baskıdan sistematik olarak etkileniyor,” dedi.

Gürcan, “Eskiden darbeler ve silahlı kuvvetler kullanılırdı, bugün ise sosyal medya manipülasyonu, dini liderlerin söylemleri, yasadışı yargı uygulamaları ve hedef gösterme politikaları devrede. Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı süreci, yalnızca ona değil tüm muhalefete gözdağıdır,” ifadelerini kullandı.

“İmamoğlu’na yönelik hamle, muhalefetin seçimlerdeki yükselişini bastırmayı hedefleyen daha geniş bir stratejinin parçası. Erdoğan’ın 2015’te ‘Allah’ın lütfu’ dediği darbe sonrası süreci nasıl kullandığını hatırlayalım. Bugün de benzer bir zemin yaratılmak isteniyor. Bazı kendini sol olarak tanımlayan yapılar, AKP’nin din temelli milliyetçi faşizmini yeterince kavrayamıyor. Görevimiz, bu sistemi doğru analiz ederek halk kesimlerine ulaşmak ve ortak bir mücadele hattı kurmak,” dedi.

Çelebi: mücadele parçalı
Marksist Teori dergisi yazarı Arif Çelebi, Türk ve Kürt halkları arasındaki farkındalık düzeyine dikkat çekerek, “Esenyurt Belediye Başkanı gözaltına alındığında tepki gelmedi; çünkü hedef Kürtlerdi. Ancak İmamoğlu için sokaklara çıkıldı. Bu, mücadelenin parçalı doğasını gösteriyor,” dedi. Genç devrimcilerin iddialı bir şekilde mücadelenin merkezine geçmesi gerektiğini vurguladı.

“Adaletsizlik ve yolsuzluğa karşı bir isyan var. İmamoğlu’nun tutuklanması bardağı taşıran damla oldu. Erdoğan, kendisine rakip olabilecek kimseye hayat hakkı tanımıyor,” diyen Çelebi, CHP’nin tavrını eleştirdi.

“CHP tabanı Saraçhane’ye gitti ama protesto sınırlı kaldı. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin barikatı aşarak yürüyüşe geçmesiyle protesto isyana dönüştü,” dedi. Çelebi, “Saraçhane’de Türk milliyetçilerinin sloganları öne çıktı. Kürt halkının değerlerine saldırıldı. Aynı günlerde Newroz’da Kürtler, Özgür Özel’in mesajını protesto etti. Bu, iki halkın ne denli uzaklaştığını gösteriyor,” diyerek halkların mücadele birliği için şovenizme karşı etkili bir mücadele yürütülmesi gerektiğini ifade etti.

“Dünyada faşist hareketler yükseliyor ama bu, devrimciler için de bir fırsat. Faşizmin karşısında komünizm güçlü bir alternatif olmalı,” diyen Çelebi, “Rojava’daki devrim hepimizin devrimidir. Ne yapılabilir, dayanışma nasıl örülür, bunu tartışmalıyız,” ifadelerini kullandı.

PYD Kadın Meclisi: Rojava’da her gün bombardıman
PYD Kadın Meclisi temsilcisi, Rojava’daki sürekli bombardımanlara dikkat çekerek, “Çocuklar, kadınlar hedef alınıyor. Türk devletinin saldırıları sadece Kürt halkını değil, tüm Ortadoğu’yu etkiliyor,” dedi. Kadın öncülüğünde direnişin sürdüğünü vurguladı.

Fechtner: Türkiye’deki faşizm dünyadaki krizle bağlantılı
MLPD Genel Başkanı Gabi Fechtner, Türkiye’deki baskıların yalnızca iç politik değil, küresel kapitalist krizle de bağlantılı olduğunu söyledi. “Trump, Modi, Erdoğan gibi liderler, otoriterliği meşrulaştırıyor. Türkiye, bu sürecin öncülerinden biri,” dedi.

“İşçi sınıfı Gaziantep’ten Soma’ya kadar mücadele ediyor. Kadın hareketi yüz binleri mobilize edebilecek güçte. Gençlik, Boğaziçi’nde olduğu gibi direniyor. Türkiye’de devrimci dönüşüm potansiyeli var,” diye konuştu.

Engel: Türkiye emperyalist sistemin stratejik taşı
Etkinlikte konuşan MLPD eski başkanı Stefan Engel, Türkiye’nin emperyalist düzen içindeki konumuna dikkat çekti: “Bir yandan NATO üyesi, öte yandan Çin ve Rusya’yla yakın ilişkiler kuruyor. Bu ikili pozisyon, Türkiye’yi savaş üretiminde etkili kılıyor,” dedi.

“Türkiye Ukrayna, Sudan ve Gazze gibi çatışma bölgelerinde aktif. Silah sanayiine büyük yatırımlar yapılıyor. Rheinmetall gibi Alman şirketleriyle ortaklıklar kuruyor. Savaş politikaları iç baskı olmadan sürdürülemez,” dedi.

Engel, AKP hükümetinin açık bir anti-komünist çizgide olduğunu belirterek, “PKK düşmanlığı aslında tüm ilerici hareketlere yöneliktir. Bu nedenle devrimciler arasında sınırsız dayanışma kurulmalı,” dedi.

BİR KAR: sokak gücü en büyük dönüştürücü
BİR KAR temsilcisi, 18 Mart’ta İstanbul Üniversitesi’ndeki akademisyenlerin diplomalarının iptal edilmesini İmamoğlu’nun tutuklanmasından önceki bir kırılma noktası olarak niteledi. “Hukuksuzluklara sessizlik, sistemi güçlendiriyor. Gençliğin direnişi kıymetli ama işçi sınıfının desteği zayıf,” dedi.

TİP: toplum isyanın eşiğinde
TİP temsilcisi, “Toplum artık nefes alamıyor. Öfke büyüyor. Bu isyanı örgütlü mücadeleye dönüştürmek bizim görevimiz,” dedi. Aynı zamanda Can Atalay, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmasını talep etti.