ATİK Online Birlik Mücadele Zafer!
Haber Merkezi | 09.06.2019 | Son dönemlerde yaşayan önde gelen ressamlardan biri olarak nitelenen İbrahim Balaban, bugün çoklu organ yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastahanede 98 yaşında yaşamını yitirdi.
1921 yılında Bursa’da doğan Balaban, henüz 16 yaşındayken hapse girdi. 1942-1944 ve 1947-1950 yılları arasında hayatını Bursa Cezaevi’nde sürdürdü. Cezaevindeyken önce babasının öldürülmesi ardından eşinin ve çocuğunun ölüm haberini aldı. Bu dönemlerde büyük şair Nazım Hikmet ile de tanışarak sanatsal çalışmalarına Nazım Hikmet’in onu resime yönlendirmesiyle devam etti.
Resimlerinde toplumsal konuları sıkça işleyen Balaban; işçilerin, köylülerin, kadınların ve çocukların gündelik yaşamının hikayesini anlatmaya çalışmıştır. “Sanat yaşantının izdüşümüdür. Konu bir özdür, her öz kendi kabuğunu yapar. (Yani sanatsal biçimini oluşturur.)“ diyen Balaban için eleştirmenler „Anadolu insanının yaşamından ve halk efsanelerinden yola çıkarak toplumsal gerçekçi yapıtlar üreten ressam“ tanımlamasını yapar.
Çizdiği resimlerden etkilenenlerden biri olan Nazım Hikmet, Balaban’ın üç tablosu (Bahar, Mapushane Kapısı ve Harman) için birer şiir yazar. Hikaye, anı ve roman olmak üzere Nazım Hikmet ile ilgili 3 kitabı da bulunan Balaban toplamda 11 kitap yazmıştır.
