Home , Köşe Yazıları , TÜRKİYE EKONOMİSİ ÇOK VEKTÖRLÜ BİR KIRILGANLIK İÇİNDE

TÜRKİYE EKONOMİSİ ÇOK VEKTÖRLÜ BİR KIRILGANLIK İÇİNDE

volkVOLKAN YARASIR |08-10-2013 | Küresel piyasalarda sermaye akışının yönünün değişmesinden, yani yaşanan yeni konjonktürden en çok etkilenen ülkelerden biri Türkiye oldu.

Türkiye ekonomisinin çok vektörlü bir kırılganlık yaşadığı ortaya çıktı. Ekonominin dış kaynak bağımlılığı ve bu bağımlılığın narkotik bir karakter taşıması, FED’in son varyasyonlarıyla iyice anlaşıldı. Ekonominin yaşayacağı bir dış kaynak aşınmasının yaratacağı olağanüstü riskler, FED’in yaptığı açıklamalarla iyice alenileşti.

Türkiye’de cari açığın, dış borçların ulaştığı aşama ve ithalat bağımlılığı ekonominin kırılgan noktalarını ortaya koyuyor.

Bugüne kadar küresel likidite bolluğu sayesinde spekülatif bir büyüme trendi gösteren Türkiye, sermaye hareketlerinde yaşanan U-dönüşüyle, çok vektörlü problemler yaşamaya başladı.

Yaşanan problemleri agresyon politikalarıyla, jeo-politik hamlelerle ve bunlara bağlı olarak gelecek petro-Dolar’larla ve bir off-shore ülke olma operasyonlarıyla aşabileceğini zanneden T.C., Suriye sorununun yeni boyutu, Mısır’da restorasyon süreci ve Ortadoğu’da inisiyatif kaybetmesiyle son derece kritik bir sürece girdi. Agresyona ve jeo-politik hamlelere rağmen beklenen petro-Dolar’lar gelmedi. Bir off-shore ülke olma pratikleri (geçtiğimiz ay 4,8 milyar Dolar kriminal bir paranın girmesi gibi) bugün için palyatif sonuçlar yaratmaktan öteye gitmiyor.

T.C.’nin 60 milyar Dolar’lık cari açığı, 337 milyar Dolar dış borcu, 410 milyar TL iç borcu var. Ayrıca T.C. vatandaşlarının 255 milyar TL kredi kartı borcu bulunuyor.Özel sektörün borçları 226 milyar Dolar’a ulaştı. Ayrıca işsizlik oranı %11’i geçiyor. Türkiye ekonomisi tam anlamıyla sorunlar yumağına dönüşmüş durumda. Bu çarpıcı verilerle, sadece ekonominin dönmesi için büyüme oranının yıllık ortalama %6-7’ye ulaşması gerekiyor. Son iki yılda Türkiye %2 ve %3 oranında büyüme yaşadı. 2013 yılında da büyümenin aynı seviyede olacağı tahmin ediliyor. Türkiye ekonomisinin dış kaynağa bağlı büyüme karakteri, yapısal bir sorun oluşturuyor. İçine girdiğimiz süreç bu sorunun daha da yıkıcı bir seviyeye ulaşmasına yol açıyor ve ekonomik çöküşü koşulluyor.

En başta şiddetli dış kaynak aşınması ülke ekonomisinde şiddetli bir çöküşün önünü açabilir.

Bunun yanında resesyon ve enflasyonun paralel yaşandığı stagflasyon durumu yaşanabilir.

Türkiye’nin doğacak mali türbülanslara , 40 milyar Dolar’lık döviz rezerviyle cevap vermesi mümkün değildir. Her türbülans hali, döviz rezervlerini hızla eritecektir. Son finansal çalkantıda 5 milyar Dolar’lık döviz rezervi eridi. Bu durum Türkiye’nin borçlarını ödeyememe riskini artırıyor, kredibilitesini şiddetle düşürüyor.

Küresel likidite bolluğu döneminde Türkiye’de inşaat ve konut sektörü yükselmişti. Spekülatif  büyümenin yansıması olan bu durum, küresel likiditede yaşanan daralmaya bağlı olarak, kendini hızla bir emlak krizine bırakabilir. Bugün sektörün elinde 1 milyon konut stoku var. Olası bir emlak krizi Türkiye’nin ekonomik kolanlarını yıkacağı gibi, Türkiye’yi çok yönlü bir kriz dalgası içine sürükleyebilir.

Bütün bu faktörler, ekonomideki çok vektörlü kırılganlığı açığa çıkarmakta ve küresel bir mali dalgalanma karşısında Türkiye ekonomisinin yıkıcı zaafiyetlerini ortaya koymaktadır.

Önümüzdeki süreç; küresel likidite bolluğunun sona ermesi, ABD yavaşlayan ekonomi, Çin’de büyümenin yavaşlaması ve olası kritik eşiğe ulaşması, Hindistan’da cari açık problemi, çevre ülkelerde senkronize bir cari açık krizi olasığı, Ortadoğu’da bölgesel savaş riski, büğün yeni  bir aşamaya girilen Suriye’de iç savaşın derinleşmesi ve bölgeye yayılma olasılığı, başta Mısır olmak üzere Kuzey Afrika’yı saracak destabilizasyon süreci ve artık bir Ortadoğu sorunu hatta küresel sorun mahiyetine kavuşan  Kürt sorununda klasik çözümsüzlük yöntemlerinin dayatılması gibi çok boyutlu,çok yönlü ve birbirini etkiyen bir dönemin kapılarını açıyor. TC bu gelişmeler karşısında hızla alt üst olabilir ve katastrofik bir sürecin içine girebilir .