Anasayfa , Bildiriler , Yeni Kadin: KATLEDİLEN KADINLAR İSYANIMIZDIR; BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYECEĞİZ!

Yeni Kadin: KATLEDİLEN KADINLAR İSYANIMIZDIR; BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYECEĞİZ!

KATLEDİLEN KADINLAR İSYANIMIZDIR; BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYECEĞİZ!

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Dairesi’nin (UNODC) 2017 Küresel Cinayet Raporu”nda, kadınların bir yıl içinde cinsiyete bağlı kasten öldürülme sayısını 87 bin olarak saptamış. Bu kadınların yarısından fazlasının (yüzde 58’i) partnerleri ya da aile üyeleri tarafından öldürüldüğü ve %50’sinin ev içi şiddet kurbanı olduğu belirtiliyor. Bu verilere göre dünyada her gün ortalama 137 kadın, bir partner ya da aile üyesi tarafından öldürülüyor. Oysa aynı kurumun 2012 raporunda, partnerleri ya da aile üyeleri tarafından katledilen kadın sayısı 48 bin olarak verilmiş. Bu veriler dünya genelinde kadın katliamlarının son 5 yıl içinde iki kat arttığını gösteriyor….

Aslında günlük yaşamımızda karşılaştığımız olaylar da; dünyanın bütün coğrafyalarında kadın katliamlarının yükseldiğini göstermekte. Özellikle de hergün önümüze düşen Türkiye kaynaklı katledilen kadın haberleri, bu durumun örneğidir..
Kadın katliamları politiktir; Çünkü Özü Sistem Sorunudur…

Bir ülkenin Cumhur Başkanı, televizyon ekranlarından “bir kadın çocuk doğurmaktan, evini evirip çevirmekten vazgeçmişse, iş hayatında ne kadar başarılı olursa olsun yarım kadındır.” veya “Kadın erkek eşitliği diye birşey yoktur. Güçlü ile güçsüz eşit olamaz” diyerek milyonlara seslenirse… Din adamları “kadınlar bize emanettir” veya ”kadının günahlarının hesabı öbür dünyada erkekten sorulacaktır” derse; erk – ek egemen sistemin toplumsal yaşamda zaten üstün gösterdiği ve bu durumun verdiği güçle kadın üzerinde her türlü hakka sahip olduğunu düşünen erkek, hizaya sokamadığı kadının yaşamına son verme hakkını da kendisinde görecektir. Diğer taraftan cinsiyet eşitliği noktasında İstanbul sözleşmesi vb. yasaların pratikte yaşam hakkı bulmadığı gibi, kadını katleden erkeğe “iyi hal” gerekçesiyle uygulanan cezaî indirimlerle erkek güçlendirilmekte, kadını katletmesi halinde önemli bir cezaya tabii tutulmayacağına olan güven ve inanç; katliamların artmasını tetiklemektedir. Kadınların şiddet beyanlarını sorgulayan, nafakayı kaldırmaya, “aile bütünlüğünü zedeliyor” gerekçesiyle İstanbul sözleşmesini iptal etmeye, boşanmaları engellemeye çalışan söylem ve politikalar, kadınların hayatlarına mal oluyor. Böylece Emine’ler, Tuğba’lar, Şule’ler, Merve’ler, Ayşe’ler hergün artarak katlediliyor. Katledilen kadınların önemli bir bölümünün, Emine Bulut veya Tuğba Erkol örneklerinde olduğu gibi, çocuklarının gözleri önünde katledilmeleri ise; bir başka toplumsal kaygı olarak ele alınmak zorunda…

Özel mülkiyetin ortaya çıkışından bu yana bütün sınıflı toplumlarda kadının bedeni, emeği, aklı hep yok sayılmış, sesi duyulmamıştır… Bu her dönemin ve her devletin kendi politikası olarak ülkelerin sosyal ekonomik gelişmişliğine göre kısmi farklılıklar gösterse de; özünde bütün dünya coğrafyalarında kadınlar aynı ötekileştirilmeyi, hak eşitsizliğini ve bunların sonucu olarak ta kadına yönelik şiddeti, katliamı yaşamaktadırlar…

Katledilen Kadınlar İsyanımızdır; Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz!

Bütün sınıflı toplumlarda, erk-ek egemen sömürü sisteminin yarattığı kültürel şekillenişle, dünyanın bütün coğrafyalarında bugüne kadar milyonlarca kadın, biat etmedikleri için erkekler tarafından katledildi…

Geçen hafta Türkiye’de eski eşleri tarafından katledilen Emine Bulut veya Tuğba Erkol cinayetlerinde olduğu gibi, bütün kadın cinayetlerinde bir kez daha içimiz yanıyor, öfkemiz kabarıyor…

Biliyoruz ki; kadın katliamlarını durdurabilmenin tek yolu, örgütlü kadın mücadelemizi güçlendirip, erk-ek egemen kapitalist sistemin çarkının dişlilerini kırmaktan geçmekte… Sınıf bilincimizi cins bilinciyle harmanlayarak kadın örgütlenmelerimizi güçlendiremediğimiz, “Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz” diye birbirimize dokunarak sokakları işgal edemediğimiz, kadınlar olarak yaptırım gücü olamadığımız sürece, maalesef Özgecan’lar, Saray’lar, Emine’ler, Tuğba’lar katledilmeye devam edecekler… Çünkü kadın katliamları politiktir ve kökeninde yatan erk-ek egemen sistemin cinsiyetçi, böl – parçala- yönet politikalarıdır…

Kadınlar olarak daha fazla katledilmemek, daha fazla şiddete maruz kalmamak, erk-ek egemen sistemin politikalarına kolay malzeme olmamak için, katledilen her kadının isyanı olup, örgütlü kadın gücünü daha fazla büyüterek, bütün sokak eylemlerinde onların yaşam taleplerini daha güçlü bir şekilde sahiplenelim…

 Jin, Jiyan, Azadî!
 Kadın Yaşam, Özgürlük!

YENİ KADIN