İstanbul: T. Kürdistanı ve metropollerde devrimci kadınların katledilmesine karşı “Katledilen kadınlar isyanımızdır” diyen ve metrobüs istasyonunu trafiğe kapatarak eylem gerçekleştiren Yeni Demokrat Kadın aktivistlerinin ilk duruşması bugün Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’nda görüldü.
19 Ocak 2016 günü, YDK aktivisti kadınlar, metropollerde ve Kürdistan’ın birçok yerinde devrimci kadınların katledilmelerine karşı Mecidiyeköy metrobüs istasyonunu trafiğe kapatarak, üzerinde infaz edilen kadınların isimleri ile “Katledilen kadınlar isyanımızdır” yazısının yer aldığı pankartı açmış; polis provokasyonu sonucu 30-40 kişilik bir grup YDK’lılara saldırı girişiminde bulunmuştu. Saldırının püskürtülmesi sonrasında 4 YDK aktivisti, faşistlerin saldırısı sırasında kendilerini seyreden sivil polislerce sürüklenerek ve darp edilerek gözaltına alınmışlardı.
Devlet tarafından katledilen kadınlar için yaptıkları eylemde gözaltına alınan YDK aktivistlerine “Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma” ve “Terör örgütü propagandası yapma” suçlamalarıyla açılan davanın ilk duruşması bugün, saat 10.30’da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
“Yapılan eylem anayasal bir eylemdi”
YDK aktivistlerinin kimlik bilgilerinin doğrulanması ile başlayan duruşmada, kadınlar verdikleri ifadelerde yapılan eylemin anayasal bir hak olduğunu dile getirerek, “Yaptığımız eylem kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddete karşı dikkat çekme amaçlı anayasal bir eylemdi” ifadelerini kullandılar. Pankartta yazılı olan “YDG’li Kadınlar” imzasına dair iddianamede geçen “YDG, PKK’nin gençlik yapılanmasıdır” ifadesine karşı ise Yeni Demokrat Gençlik’in herhangi bir örgütle alakası olmadığını belirten kadınlar, Yeni Demokrat Gençlik Dergisi’nin yasal bir dergi olup her yerde ulaşılabileceğine dikkat çektiler.
Eyleme ait görüntülerin izlenmesi ile devam eden duruşmada YDK aktivistlerinin avukatı Av. Aylin Kırıkçu ise Yeni Demokrat Gençlik dergisinin yasal bir dergi olduğuna dair belge sundu, “Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma” iddiasına dair ise, AİHM’in DİSK-KESK kararını anımsattı. Bildirim yapılmayan eylemlere bile doğrudan müdahale yapılamayacağını belirten Kırıkçu, “Cizre ve Sur’da yüzlerce kadın öldürülmüştür. Erkek şiddeti sonucu öldürülen kadınların katilleri ise ağır tahrik indirimi almaktadırlar” ifadelerini kullandı.
Savunmanın sonrasında savcılık verdiği mütalaada 2911 sayılı yasaya aykırılık suçlaması yönünden beraat isteminde bulunurken; yasadışı örgüt propagandası yönünden ceza verilmesini talep etti.
Duruşma karar öncesinde son savunmaların yapılması için 3 Mayıs 2016 tarihine ertelendi.