Home , Avrupa , Ulm’de Umudun türküsü söylendi!

Ulm’de Umudun türküsü söylendi!

Avukat Manfred Hörner: ”§ 129 a/b yasaları lastik ipliklerine benzer, her yöne çekebilirsiniz”

Ulm’de, 19.01.2016 tarihinde , Volkshochschule’de Ulm Tohum Kültür Merkezi, Anti-terör yasaları § 129 a/b ve ATIK’e karşı yapılan operasyonla ilgili bir panel düzenledi. Panel’e davet edilen Avukat Manfred Hörner ile birlikte Tohum Kültür Merkezinden bir temsilci katıldı. Acılış konuşmasıyla, Tohum Kültür Merkez temilcisi, Almanya’da bu “Anti-terör yasalarının” yeni yasalar olmadıgını ve bu yasalarının köklerinin Alman Kralı Otto von Bismark’a kadar uzandığını vurguladı.

12571043_1789968557956549_1610685025_n

Yasalar Almanyanın sanayileşme süreciyle birlikte gelişen İşçi sınıfı hareketine karşı çıkartılan yasaları olduğunu ve bugün bu yasaların bizlere karşı son gelişmis boyutu olduğunu aktardı. ATIF’in kuruluşuyla birlikte, ATIK yaklaşık yarım asırdır, ezilen dünya halkları yanında yer aldığını ve ideolojık, politik duruşundan ödün vermeyerek bugünlere gelindiğini söyledi. Bu soruşturma ve araştırmanın 2012’de başlatılmasının ve 2015’e kadar sürmesinin nedenin ATİK’in bu yıllar içinde bir çok devrimçi-demokratik faaliyetler ve eylemler içinde göze batmasından kaynaklı olabileceğini dile getirdi. Konuşmasının ardından davanın Avukatlarından olan Manfred Hörner’e mikrofonu bıraktı. Avukat Manfred Hörner bu davanın iki bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğini ve bunların birincisinin bu saldırın Alman devleti tarafından bir demokratik göcmenler kurumunda karşı yapıldığını, ikincisinin § 129 a/b yasasın nasıl ve kimin adaletini temsil ettiğini dile getirerek sunumuna başladı.

ATİK’e yapılan bu saldırının tüm devrimci-demokratik kurumlara karşı yapılmış olduğunu ve ilerde bu basit iddialarla bu arenada bulunan tüm demokratik kurumlara karşı yapılabileceğini söyledi. Bu yasayı bir lastik ipliğine benzeterek, yasanın devlet icin nasıl imkanlar sunduğunu örneklendirerek anlattı. Avukat Manfred Manfred Hörner, bu operasyonun başta Komünistlere, TKP/ML’e karşı yapılan bir operasyon oldugunu bir çok kez vurguladı. Bu bakışla bakıldığında bu tutuklamalarn, Türk devletine bir jest olarak değerlendirilmesi gerektigini ifade etti. Bu davanın Almanyanın devrimci demokratik sol bir kuruma karşı en kapsamlısı olduğu söyledi. Dava 60 000-70.000 sayfadan acılımış. Alman Içişler bakanı ve MİT ortak çalışmış. Şu an her tutsağın iki avukatı var ve üc-dört ay sonra mahkeme süresi başlatılacağını sorulan sorularla cevaplandırdı. Dinleyecilerin soru ve konuşmaları ardından 20.00 başlatılan panel 22.00 bitirildi.