Anasayfa , Dünya , Sadece Filistinli Mülteciler Geri Dönüş (El-Awda) Hakkından Vazgeçebilir

Sadece Filistinli Mülteciler Geri Dönüş (El-Awda) Hakkından Vazgeçebilir

FİLİSTİN | 01 – 02 – 2011 | Filistin Belgeleri mülteci sorunuyla ilgili yeni anlaşmaları ortaya çıkarırken, yasal kısıtlamaları da unutmamak lazım. Filistinlilerin geri dönüş hakkı[1] kadar hiçbir konu İsrail-Filistin barış sürecinde bu kadar çetrefilli veya asli olmamıştır.

İsrail tarafından var oluşuna karşı haksız bir tehdit olarak uzun süredir reddedilmesine ve Batılı siyasi karar vericiler tarafından oyun dışında tutulmasına rağmen bu konu bir kenara atılamamıştır. Bilakis mültecilerin kendileri için neredeyse kutsal bir niteliğe sahiptir.

Bu insanlar İsrail’in 1948 yılında kurulması arifesinde kaçan veya İsrail kuvvetleri tarafından sürülen insanlardır. O zamanki sayıları 750 bindi, yani Filistin’in Arap nüfusunun dörtte üçü, bugün ise sayıları çok daha fazladır. 2007 yılında Filistin İkamet ve Mülteci Hakları Kaynak Merkezi BADIL[2] tarafından onların ve ardıllarının sayısının 7,6 milyon olduğu tahmin edilmiştir. Bunların 4,6 milyonu BM’ye kayıtlı mültecilerdir.[3]

Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı uluslararası hukuk ve tarihsel içtihatta tanınmıştır ve BM tarafından defalarca teyit edilmiştir. 1948 yılının Aralık ayında İsrail’i “son çatışmalardan dolayı yerinden edilenlerin” yurtlarına geri dönmelerini sağlayıp zararlarını tazmin etmeye çağıran 194 No’lu karar BM Genel Kurulu tarafından kabul edilmiştir.[4] 1948 Evresel İnsan Hakları Beyannamesi, her ne sebeple olursa olsun evlerinden ayrılanların evlerine mutlak geri dönme hakkının olduğunu söyler. Bu değerli ilke, en son yerinden edilen Kosovalılara uygulandığı gibi, genellikle uygulanmıştır.

Ancak dünyanın en eski mülteci sorunlarından biri olan Filistin vakasında hiç kimse geri dönemedi. Bu tamamen İsrail’in Filistinli mültecilerin yurtlarına geri dönmesini, İsrail’in Yahudi karakterini bozacağı gerekçesiyle reddetmesi ve Batı’nın da bu argümanı üstü kapalı kabul etmesinden dolayıdır. Sonuç itibariyle 1990’ların sonundan itibaren tamamen Filistinli mültecilerin İsrail’e geri dönüş hakkını engellemeyi amaçlayan bir yığın öneri – toplu veya bireysel tazminat, ev sahibi ülkelere yerleştirme, başka ülkeye transfer – İsrail ve batılı ülkeler tarafından öne sürüldü. [5]

2010 yılının ortalarında ABD’nin bazı mültecileri Libya – Mısır sınırındaki özel bölgelere ve Irak’a yerleştirme ve geri kalanının da Arapların fonlamasıyla Arap ev sahibi ülkelere entegrasyonu yolunda önerisi olduğu haberleri çıktı. Böyle pratik olmayan fikirlerin giderek daha fazla dolaşıma sokuluyor oluşu, 62 yıl geçmiş olmasına rağmen geri dönüş hakkının gücünün dolaylı bir kabulüdür.

Ancak bu durum daha fazla sürmeyebilir. İki devletli bir çözüm arayan bu barış süreci, mültecilerin kurban edilmesi ile sonuçlanabilir. Filistinli müzakereciler, İsrail’den taviz koparmak için çaresizce ellerindeki son kartı oynayıp geri dönüş hakkından vazgeçebilirler.

2002 Arap barış planı, sadece Lübnan’ın baskısı altındaki mülteciler için adil bir çözüme atıfta bulundu. Bu söylemin altında mültecilerin İsrail’e geri dönüş hakkının imkânsız olduğu ve başka planların yapılması gerektiğine dair sessiz bir varsayım yatıyor. Birçoğu zaten buna ikna olmuştu. Fakat bu varsayım böyle stratejilerin hukuk dışılığını göz ardı ediyor. Geri dönüş hakkı bireysel bir haktır ve mültecilerin haricinde hiç kimse bu hakkı müzakere edemez.

Her halükarda, seçimle iş başına gelmemiş ve mültecileri temsil etmeyen şu anki Filistinli müzakereciler hukuken onlar adına söz söyleyemez. Eğer söylerler ve bu kabul edilirse, bu yalnızca 1948’de işlenen büyük adaletsizliği katlayacak ve on yıllardır süregelen bu ihtilafı ebedileştirecektir.

Ghada Karmi

The Guardian, 24 Ocak 2011

Ghada Karmi, Exeter Üniversitesi’ne bağlı Avrupa Filistin Çalışmaları Merkezi’nin eş-yöneticisidir. Kendisi de Kudüs’ten sürülen bir Filistinli mülteci olan Karmi, kendi Nakba ve mültecilik deneyimini anlattığı “Fatma’yı Ararken” kitabıyla Türkiye’de tanınmaktadır.

Çeviri Notları:

  1. 1947 – 1949 yılları arasında Siyonist milisler ve İsrail devleti tarafından yürütülen etnik temizlik (Filistinlilerin Nakba olarak andıkları büyük felaket) sonucunda bugün İsrail olarak adlandırılan tarihsel Filistin’in (Ürdün nehrinden Akdeniz’e kadar olan bölge) %78’inde yaşayan 900 bine yakın Filistinliden 750 bine yakını Batı Şeria, Gazze, Ürdün, Suriye ve Lübnan’a sürüldü. Geri dönüş, yani el-Awda hakkı, Filistinli mültecilerin uluslararası hukuk tarafından da garanti altına alınmış kolektif, bireysel ve meşru hakkıdır. Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı, Filistin Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) Çağrısı’nın üç temel talebinden biridir.
  1. BADIL (Arapça Alternatif) Filistin İkamet ve Mülteci Hakları Kaynak Merkezi, Filistinli mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin haklarının savunan ve destekleyen bağımsız, tabana dayalı bir örgüttür.  Filistin halkının bireysel ve kolektif haklarını Filistinli kimliği ve uluslararası hukuk ilkeleriyle geliştirmeyi amaçlar. BADIL Kaynak Merkezi, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki bir dizi genel mülteci konferansları tarafından yayınlanan öneriler temelinde Ocak 1998’de kuruldu. Filistinli mülteciler konusunda yaptığı çalışmalar ile uluslararası alanda referans alınan bir kurum haline geldi. Daha detaylı bilgi için bakınız: www.badil.org
  1. BADIL’in rakamlarıyla 2008 sonu itibariyle dünya genelindeki 10,6 milyon Filistinlinin 7,1 milyonu (%67) zorla yerinden edilen kişilerdi. Bunların 6,6 milyonu Filistinli mülteci ve 427 bini ülke içinde yerinden edilen kişilerdir (internally displaced persons – IDP). Filistinliler bugün dünyada yerinden edilen en büyük nüfuslardan biridir, dünya genelindeki mültecilerin yarısını oluşturuyorlar.

Filistinli mülteciler, üç genel kategoriye ayrılır: en büyük grup (5,7 milyon kişi) en büyük grup (5,7 milyon kişi) 1948 mültecilerinden oluşur, bunların 4,7 milyonu BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı UNRWA’ya kayıtlı mültecidir. İsrail’in Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nin işgal ettiği 1967 yılındaki 6 Gün Savaşı’nda sürülen 1967 mültecileri (940 bin kişi) ikinci ana gruptur. Üçüncü kategori ise ne 1948 ne de 1967 mültecisi olmayan ancak tarihsel Filistin (İsrail ve işgal altındaki Filistin toprakları) bölgesinin dışına sürülmüş bilinmeyen sayıda Filistinlilerden oluşur ve muhtemelen mültecidirler.

Filistinli ülke içinde yerinden edilenler iki kategoriye ayrılır. Birincisi (335 bin kişi) İsrail içinde 1948’den beri ülke içinde yerinden edilen Filistinlilerden oluşur. İkincisi (129 bin kişi) 1967’den beri ülke içinde yerinden edilen kişilerden oluşur. İkinci kategoridekiler arasından yaklaşık 37 bin Filistinli mülteci işgal altındaki Filistin topraklarında iki defa yerinden edilmeye maruz kalmıştır.

  1. BM Uzlaştırma Komisyonunun Kurulması – Kudüs’ün Daimi Uluslararası Rejimle Yönetilmesi ve Mültecilerin Evlerine Dönüş İzni Verilmesinin Kararlaştırılması, Karar No: 194 (III) 11 Aralık 1948

11. Madde: [Genel Kurul, Filistin’deki durumu bir kez daha inceleyerek] Evlerine dönmek ve komşularıyla barış içinde yaşamak isteyen mültecilere bu hakkın en kısa zamanda verilmesini, dönmek istemeyenlere malları ve mallarının kaybolması veya zarar görmesi dolayısıyla uluslararası hukuk ve eşitliğe uygun olarak sorumlu hükümet ve yetkililerce tazminat verilmesini kararlaştırır. Ribhi Halloum (Ebu Firas), Belgelerle Filistin, Alan Yayıncılık, 1988, s.282

  1. ‘Filistinli mülteciler G. Amerika’ya gönderilsin’. El Cezire’nin yayınladığı belgelere göre Condolezza Rice Filistinli mültecilerin Güney Amerika’ya gönderilmesini, Abbas ise mültecilerin sadece 50’de birinin geri dönmesini önermiş. http://www.ntvmsnbc.com/id/25175151/

Filistin İçin İsrail’e karşı Boykot Girişimi tarafından çevrilmiş, bilgi kaynağı oluşturması dolayısıyla AHM tarafından yayımlanmıştır.