Anasayfa , Avrupa , ‘ONUNLA DOĞDUK, ONUNLA YAŞADIK, ONUNLA İLERLİYORUZ’ GECESİNDE DÖRT BİN YÜREK KAYPAKKAYA YOLDAŞI ANDI

‘ONUNLA DOĞDUK, ONUNLA YAŞADIK, ONUNLA İLERLİYORUZ’ GECESİNDE DÖRT BİN YÜREK KAYPAKKAYA YOLDAŞI ANDI

ibo_anma2013_0LUDWIGSHAFEN |21-05-2013 | İbrahim Kaypakkaya`nın  katledilişinin 40. Yılında, 11 Mayıs 2013 tarihinde Almanya’nın Ludwigshafen şehrinde düzenlenen büyük kitlesel gece ve öncesinde düzenlenen etkinliklere ilişkin GECE TERTİP KOMİTESİ nın Basına ve medyaya  e-posta ile yolladığı  bilgi ve değerlendirmeleri güncelliği açısından olduğu gibi yayınlıyoruz.

ATİK-AHM (ATİK Haber Merkezi )

 

‘ONUNLA DOĞDUK, ONUNLA YAŞADIK, ONUNLA İLERLİYORUZ’
KAMPANYAMIZIN FİNAL GECESİNDE KATLEDİLİŞİNİN 40. YILINDA,
DÖRT BİN YÜREK KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA YOLDAŞI ANDI
Partimizin kurucusu ve kurmacısı komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Kemalist
faşist diktatörlükçe katledilişinin 40. Yılında, 11 Mayıs 2013 tarihinde Almanya’nın Ludwigshafen
şehrinde dört bin emekçi ve taraftarımızın katıldığı geceyle Komünist önder İbrahim Kaypakkaya
yoldaş anıldı.
İbrahim Kaypakkaya yoldaşın katledilişi ‘ONUNLA DOĞDUK, ONUNLA YAŞADIK,
ONUNLA İLERLİYORUZ’ kampanyamız Ocak, 2013 tarihinde Avrupa’nın dokuz alanında
gerçekleştirilen Parti ve Devrim Şehitlerini anma etkinlikleriyle başladı. Anma etkinliklerimizin bir
bölümünde ‘’Türkiye Devrimi Açısından İbrahim Kaypakkaya’nın Rolü ve Değeri’’ başlığıyla
yapılan panele MLKP, MKP, TİKB katıldı. Panellerde İbrahim Kaypakkaya yoldaşın tezlerinin önemi
bir kez daha öne çıktı. Katılan örgütler özellikle Kemalizm, ulusal sorun ve Cumhuriyet döneminin
değerlendirilmesine ilişkin görüşlerinin son dönemdeki gelişmelerle bir kez daha doğrulandığı
üzerinde durdular.
Kampanyamız, 8 Mart geceleri ve toplantılarında, Newroz gösterilerinde ve 1 Mayıs
alanlarında hazırlanan pankart ve dövizlerle Kaypakkaya yoldasın işkencede katledilişinin protesto
edildi.
Kampanyamız Nisan 2013 tarihinde Avrupa’nın sekiz alanında aydınların da katıldığı
sempozyumlarla devam etti. Sempozyumlarda Volkan Yaraşır, Erdoğan Aydın, Metin Kayaoğlu,
Temel Demirel, Turabi Saltık, Turgut Öker, Faik Bulut ve Partizan temsilcisi katıldı. Bu
sempozyumlar kampanyamızın kitlelerle buluşmasının önemli bir aracıydı.
Kampanyamızın bir devamı olarak 9-13 Mayıs tarihleri arasında partimizin çağrısı ve
önderliğinde uluslararası bir konferansın gerçekleştirilmesiyle devam etti. Kaypakkaya yoldaşın
işkencede katledilişinin 40. Yıl anısına gerçekleştirilen konferansa; Marksist-Leninist-Maoist
Çalışma Grubu ABD, Hindistan Komünist Partisi (Maoist), Yunanistan Komünist Partisi/Marksist-
Leninist, Brezilya Komünist Partisi-Kızıl Fraksiyon, Peru Halk Hareketi, İtalya Maosit Komünist
Partisi, Fransa Marksist Komünist Partisi, Hindistan İşçilerin Birliği ve Demokratik Anti-Emperyalist
İranlılar Birliği’nin katımlıyla gerçekleştirildi. Konferansta, Kaypakkaya yoldaşın Türkiye devrimi
açısından önemi üzerinde duran katılımcılar, ayrıca oluşturulan gündemler üzerine bir dizi
tartışmalar yaptılar. Katılan parti temsilcileri kendi bölgelerinde ve ülkelerinki gelişmeler ve kriz
üzerinde durarak bunun emekçi kitlelere yansıması üzerine raporlarını sundular. Gelecek döneme
ilişkin bir dizi karar alan katılımcı partiler, bu oluşumun giderek olumlu bir evreye doğru gittiği
üzerinde hem fikir olduklarının altını bir kez daha çizdiler.
‘ONUNLA DOĞDUK, ONUNLA YAŞADIK, ONUNLA İLERLİYORUZ’ Kampanyamız 11
Mayıs 2013 tarihinde yapılan Avrupa çapındaki merkezi geceyle doruk noktasına ulaşarak devam
etti. Avrupa’dan onlarca otobüs ve özel arabalarla geceye akın eden parti taraftarlarımız ve emekçi
kitleler bir kez daha önder yoldaşı sahiplenerek Kaypakkaya yoldaşı ölümsüzleştirdiler.
Gecemiz saat 15.30 da açılış konuşmasıyla başladı. Açılış konuşmasında da vurguladığımız
gibi;
Türkiye’de komünizmin yeniden doğuşuna önderlik eden, partimizin kurucusu İbrahim
Kaypakkaya yoldaşı, ölümsüzlük yolculuğuna çıkışının 40. yıldönümünde, savaş manifestomuza
yazdığı andı yineleyerek andık.
O ant ki, komünizme, kurtuluşa ve mutlak zafere yönelik sarsılmaz inancımızı; partiye,
devrime ve halka bağlılığımızı; her türden sınıf düşmanına karşı kinimizi, bitmek tükenmek
bilmeyen mücadele azmimizi ifade etmektedir.
İbrahim Kaypakkaya yoldaş, bu andın sembolü bir yaşam sürmüş ve savaş, mücadele ve
direniş pratiğini her alanda göstermiş, ülkemiz komünist teori ve pratik geleneğine sağlam temeller
atmanın en onurlu mertebesine ulaşmıştır.
Sayesindedir ki attığı temeller ve kazandırdığı değerler üzerinden yürüyen yoldaşları ile
çeşitli siyasi hareketlerden devrimci ve yurtsever güçler, büyük bedeller uğruna Türkiye devrimine
katkılar sağlamış, önemli bir savaş ve direniş geleneği yaratmışlardır.
İbrahim Kaypakkaya, faşist diktatörlüğe karşı nerede savaş ve mücadele varsa, halk
düşmanlarıyla nerede çatışma ve kavga varsa, zulme karşı nerede direniş ve isyan varsa, nerede
büyük bir azim, özveri ve cesaret örneği gösterildiyse orada yaşatıldı, orada yaşatılıyor vurgusu,
kitlenin sloganlarıyla sık sık kesilerek büyük bir coşku yaratıldı.
Gecemiz saygı duruluşunun ardından, Vartinik’ten Diyabakır’a adlı müzikal gösteriyle devam
etti. Partizan Müzik Topluluğu’nun öncülüğünde hazırlanan bu gösteriye Duisburg’ta amatörce
faaliyetlerini yürüten Tiyatro Grubu da büyük emek katarak gösteriyi hazırlardılar. Kitlenin büyük bir
dikkatle izlediği gösterinin ardından, Ozan Rençber, Onur Olgun, Hozan Qamber ve Hasan
1
Sağlam’ın sahne aldığı programımız, Yeni Kadın Müzik Topluluğu, Pınar Aydınlar, Ferhat Tunç,
Niyazi Koyuncu ve Bajar’ın sahne almasıyla devam etti.
Gecemize diğer devrimci örgütlerde katılarak mesajlarını sundular. MKP-YDB, TİKB-YDK,
Özgürlük Ve Dayanışma Almanya, Proleter Devrimci Duruş Okurları, Devrimci Hareket Almanya,
MLKP-Avrupa Komitesi, MLPD, İbrahim Kaypakkaya yoldaşın işkence katledilişinin 40. Yılında
onun bıraktığı devrimci miras üzerinde durarak, mücadelenin daha da büyütülmesi çağrısı yaptılar.
Gecemize; TKP/ML Merkez Komitesi, TMLG MK, TKP/ML-TİKKO Bölge Komutanlığı, Yeni
Demokrat Kadın, Partizan, Tüm Cezaevleri Tutsak Partizanlarının mesajları okudu. Mesajlarda
Türkiye’deki gelişmeler ve özelliklede Kürt ulusal hareketinin girdiği yönelim üzerinde durdu.
‘ONUNLA DOĞDUK, ONUNLA YAŞADIK, ONUNLA İLERLİYORUZ’ Kampanyamız 18 Mayıs
2013 tarihinde Avrupa’nın tüm alanlarında yapılacak yürüyüşlerle devam edecek. Avrupa’daki
devrimci ve ilerici güçlerle ortak olarak düzenlenecek yürüyüşlerle Kaypakkaya yoldaşın işkencede
katledilişi Avrupa kamuoyuna bir kez daha taşınacak.
Kampanyamız Avrupa’da düzenlenecek olan 15-16 Haziran seminerleriyle sona erecek.
TKP/ML Merkez komitesinin gecemize gönderdiği mesaj;
Yoldaşlar, Dostlar, Değerli Misafirler!
Önder yoldaşımız İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin 40. yıldönümü ile ilgili
düzenlediğiniz anma etkinliğini, sınıf mücadelesinin sıcaklığıyla selamlıyoruz.
Onun kitle eylemleri içinde-kitlelerin devrimci pratiğinin ateşinde yer alarak, onların
kendiliğinden eylemlerini proletaryanın bilimiyle değerlendirmesi, halkın sınıf çıkarları
doğrultusunda; bu pratiklerden çıkan sonuçları bilimsel bir bakış açısıyla analiz etmesi ve bu
analizler sayesinde, Türkiye devriminin yolu ve karakteri üzerine bir senteze ulaşması ayırt edici
özelliğidir. Onu döneminin diğer devrimci önderlerinden ayıran bu temel özelliği, Marksizm’i
kavrayışını da ortaya koymaktadır. MLM bilimini Türkiye’nin somut şartlarına uyarlayan, gerçeği
sosyal pratiğin kendisinden damıtarak açığa çıkaran önder yoldaşımızı, farklı-özel-ayrı kılan budur.
Yoldaşlar, dostlar;
Ülkemiz ve dünya devrim mücadelesinde oldukça önemli gelişmelere tanıklık etmekteyiz.
Ulusal bağlamdaki Kürt sorunu, Türkiye devriminin temel bir sorunudur ve bu konudaki
yaklaşım ve pratiğin demokratik halk devriminin gidişatı ve geleceği için tayin edici bir yer kapladığı
görülmelidir. Ama daha da önemlisi, ulusal kurtuluş hareketinin ortaya çıkması ve başta silahlı
mücadele olmak üzere çeşitli cephelerde yürüttüğü savaş neticesinde, ulusal çelişki platformundaki
mücadeleyi ‘’çözüm’’ koşullarını olgunlaştıracak bir seviyeye taşıması, soruna öncelikli ve ağırlıklı
bir pozisyon kazandırmıştır. Bu realitenin sağlanması için, ülkedeki ekonomik, politik ve sosyal
bütün çelişki ve çatışma alanlarındaki her iki yönün durumu bakımından nesnel bir analizinin
yapılması zorunludur.
Yoldaşlar, Kardeşler
Ulusal hareket, gelinen aşamada, mücadelesine son verdiği için değil, silahlı mücadeleyi
yürütmekten vazgeçtiğini açıklayarak ‘’anlaşmaya’’ gittiğinden söz etmektedir. Şimdiye kadar
yürüttüğü mücadele neticesinde elde ettiği ve edeceği bazı sonuç ve kazanımlardan yola çıkarak
yeni bir sürecin kapılarının aralandığı /aralanacağı, dolasıyla bundan sonraki safhanın ‘’demokratik
zeminde tamamlanacağı hesaplarından hareket edilmektedir.
Hangi biçimde sürerse sürsün, ulusal sorunun gerçek manada çözüm noktasına
uluşamayacağı, emperyalizm ve proleter devrimleri çağının temel gerçeklerinden biridir. Ulusal
demokratik talepleri tümüyle karşılayacak bir yapı /düzen burjuva sınıf ve politikalarının
önderliğinde kurulamaz.
Bütün bunlara rağmen, dönem içerisinde yürütülecek direniş ve eylemler, taleplerin
demokratik niteliği gereği desteklenmeyi hak eden bir özellik taşımaktadır. Bunun için, süreçten
beklenti içinde içine giren bir pozisyon alınması ve mücadelede icazetçi bir tarz tutturma
durumunda kalınması gerekmez.
Öngörmediğimiz, öngörülmesi zor olan bir aşamadan geçiyoruz. Daha önemlisi, bu
aşamadaki görevler partimizin de dahil olduğu devrimci ve demokrat güçler tarafından yerine
getirilemez ise, en büyük darbeyi alacak olan hiç şüphe yok ki, Türkiye’deki devrim mücadelesidir.
Bizler açısından bu konuda bir sıkıntı yoktur! Çünkü ülke devriminin yolunu berrak, net ve
kesintisiz çizen önderimizin ardılları olarak, onun davasını büyütmek ve zafere eriştirmekle
sorumlu olduğumuzu biliyoruz. Ve bunu yapmaya yeminliyiz.

Çeşitli milliyetlerden halkımızın komünist öncüsü TKP/ML’ yi geliştirmeye, dalgalandırdığı
bayrağı daha yükseklere taşımaya ve iktidarla taçlandırmaya andımız var. Bunu yapabiliriz ve
yapacağız!
Adı Gururuımuz, partisi Onurumuz, Öğretisi Rehberimizdir
Komünist önder İbrahim Kaypakkaya hep yaşayacak!
Yaşasın Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu TİKKO, TMLGB!
18 Mayıs’ı unutmadık, hesabını soracağız!
Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm!
TKP/ML Merkez Komitesi
Mayıs 2013
İbrahim Kaypakkaya Yoldaşın işkencede katledilişinin 40. Yıl Anısına Düzenlenen
Konferansa Katılan Partilerin Gecemize Gönderdiği Mesaj
Yoldaşlar
TKP/ML İbrahim Kaypakkaya yoldaşın anısını yaşatmak için bu geceyi örgütlemiş bulunuyor.
Türkiye Komünist Partisi/ Marksist-Leninist’in Kurucu ve önderi bundan 40 yıl önce Faşist-Kemalist
rejim tarafından katledildi. Yaşadığı kısa süre, komünist-Marksist-Leninist düşüncelerin oluşmasına
ve devrimci yolun inşa edilmesine yetti. Bu yol; halkçı sosyalist iktidar perspektifiyle, kapitalistsömürücü
sınıfların alt edilmesi için proleter ve halk güçlerinin birleştirilmesinin yoludur.
TKP/ML’nin kuruluşu, aynı dönem dünyada onlarca ülkedeki oluşumlarla bütünleştiği için
tarihsel bir öneme sahiptir.
1950’li yılların ortalarında başlayan komünist hareketteki sağ sapmanın yarattığı boşluğun,
devrimci hareket tarafından doldurulmasına, olumsuz sürecin tersine çevrilemese ve bu yolda
verilen bedellerin hiçbiri boşa gitmedi. Aksine dünün olumluluklarının ve olumsuzluklarının
muhasebesi ve değerlendirmesi ile bugün çok daha uygun koşullarda devrimci hareketin hattını
örebiliriz.
Böylesi olumlu bir gelişme kitleleri devrim umudu ile yeniden donatacaktır. Bu, İbrahim
Kaypakkaya anısını yaşatmanın en iyi biçimidir.
Biz, Hindistan, Brezilya, Peru, ABD, İran, İtalya, Fransa ve Yunanistan’dan yoldaşlar olarak,
unutulmaz yoldaş İbrahim Kaypakkaya’yı anıyor, dünya MLM hareketi şehitlerinin bıraktığı boşluğu
doldurmak için elimizden geleni yapmaya söz veriyoruz.
Kadın ve erkek yoldaşlar;
Eğer metafizik bir iddiada bulunma hakkımız olsaydı; şöyle derdik: eğer yoldaş İbrahim
Kaypakkaya tekrar hayatta gelmiş olsa, gene aynı yolu seçer, yaşamını yeniden devrime adardı.
YOLDAŞ KAYPAKKAYA’YA ŞAN VE ŞEREF OLSUN!
YAŞASIN TKP/ML!
YAŞASIN PROLETARYA ENETRNASYONALİZMİ!
HALKLAR SİLAH ELDE KAZANACAK!
Yunanistan Komünist Partisi/Marksist Leninist
Hindistan Komünist Partisi Maoist
Brezilya Komünist Partisi – Kızıl Fraksiyon
Marksist-Leninist-Maoist çalışma grubu ABD
Hindistan İşlerin Birliği Londra
Peru Komünist Partisi – Peru Halk Hareketi
İtalya Maoist Komünist Partisi
Fransa Marksist Komünist Partisi
Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist
Demokratik Anti Emperyalist İranlılar Birliği
TKP/ML dersim bölge komutanlığının gecemize gönderdiği mesaj;
Dostlara ve yoldaşlara; MERHABA!
Türkiye devriminin, özgün ve önder kişiliği İbrahim Kaypakkaya yoldaşımızı, 40 yıldır
dinmeyen yürek sızımızla bir kez daha anıyoruz. Sadece yürek sızısıyla değil tabii, aynı zamanda

onun gibi bir öndere sahip olmanın onuru ve gururuyla hepinizi enn içten devrimci duygularımızla
selamlıyoruz.
Yok sayılmaya çalışıldığını biliyoruz. Görmezden gelinerek unutturulmaya çalışıldığını da…
Buna karşın önder yoldaşımız, kan ve can bedeli mücadele yürüten nice ardılının çabasıyla;
düşmana karşı uzlaşmaz duruşu, TC devletinin, Kemalizm’in niteliğini aydınlatan yorumu ile
yaşamaya ve mücadele etmeye devam ediyor.
Göçmen Emekçiler, Partimize Gönül vermiş Yolşdaşlar
Dünya gerçekliğinin tam ortasında, bu kavga ve çatışmanın bağrında bulunan Türkiye’deki
süreç, dünya ölçeğindeki sınıf mücadelsinin karakteristik iz ve renklerini taşımakta, bu nedenle de
bölgesi ve çevresini doğrudan etkileyen paramaterler oluşturmak suretiyle ve artan bir hassasiyetle
akmaktadır.
Bölgemiz için bügün en sıcak gelişme Kürt ulusal sorunundaki gelişmelerdir. Kürt ulsal
hareketinin geri çekilmeye başlamasıyla birlikte, faşist Kemalist Türk devleti, bu uzlaşma halinin
kendisine sağlayacağı bütün avantajları kullanarak yeni bir kulvar aşma, bir yandan Kürt
sorununda temelli tavizler vermemek adına, bölgesel çapta güçlenme ve ilerleme derdindedir.
Partimiz dün olduğu gibi bugünde Kürt ulusal sorunuda, Kürtlerin demokratik istem ve
taleplerini destekleme de tereddüt etmeyecektir.
Ancak bilmeliyiz ki, faşist Türk devletinin ileri demokrasi söylemi boş bir hayal, kitleleri
oyalamanın bir argumanı olmanın ötesine geçmeyecektir.
Tüm ezilen emekçilerin, Kürt ulusunun ve tüm diğer azınlıkların ortak düşmanı faşist
diktatörlüğü yıkmanın tek yolu, halk savaşıdır. Ordumuz savaşı geliştirme, büyütme ve sonuç
almada kararlıdır.
Bilmenizi isteriz ki, bizler, tüm gücümüzle İbrahim Kaypakkaya’nın yoldaşları olmanın ve
sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bizi bu çabamızdan hiçbir güç
alıkoyamaz! Ve şunu da biliyoruz ki, asla yalnız değiliz. Çünkü yine biliyor ve inanıyoruz ki, sizler
de aynı çabada ve kavgadasınız. Bu çaba ve emeği daha da büyüterek yol alacağımıza, yokluğu
hissedilenlerin, görevlerini bizlere devredenlerin boşluğunu dolduracağımıza-dolduracağınıza
güvenimiz tamdır. Bizler sürecin yapıcıları olacağız! Buna imkânımız, gücümüz ve inancımız
sonsuzdur.
Yüreğimiz yüreğinizin yanında, sıcaklığınız hep bizimle!
Yaşasın Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu TİKKO, TMLGB!
İbrahim Kaypakkaya Yoldaş Ölümsüzdür!
Gözbebeğindi Partin, Gözbebeğimizdir Partimiz!
Beynimizde Bilinç, Bileğimizde Güç, Yüreğimizde Cesarettir İbrahim!
18 Mayıs’a yanıtımız devrim olacak!
TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı
Mayıs 2013
TKP/ML gençlik örgütümüz TMLGB nin gecemize gönderdiği mesaj:
Onur, kıvanç ve zafere inancın adı İbrahim Kaypakkaya sonsuza kadar önderimizdir!
Yoldaşlar, dostlar;
Kaypakkaya yoldaşın katledilişinin 40. yılında yürüttüğümüz kampanya çerçevesinde
düzenlemiş olduğunuz etkinliği devrimci duygularımızla selamlıyor, başarılar diliyoruz.
Yoldaşlar;
İbrahim yoldaş, sınıf mücadelesinde komünist partisinin olmazsa olmazlığı ilkesinden
hareketle TKP/ML’yi kurmuş; Kemalizm hakkında o zamana kadar yapılmamış sınıf tahlilini yapmış
ve sınıf uzlaşmazlığının Marksist-Leninist-Maoist bir örneğini sunmuştur. O, parti bilincinin partiyi
geliştirmek ve güçlendirmek için ortaya konacak sıkı ve etkin bir çabayla yükselebileceğini kendi

pratiğinde ispatlamıştır. O, kitlelerin sınıf mücadelesini analiz ederek, proletaryanın, köylülüğün,
Kürt halkının devrimdeki rolünü ortaya koymuş, buna uygun bir savaş çizgisi oluşturmuş ve
böylece kitle pratiği ile Marksizm-Leninizm-Maoizm bilimini birleştirmiştir. Bugün halk gençliği
olarak onu anarken yapmamız gereken pratiklerin en önemlilerinden biri de onun bu tarzını
özümsemek ve pratiğe geçirmektir. Onu tüm yaşamı ve eserleri ile incelemek bizlere zengin bir
teori ve deneyim kazandıracaktır.
Bizler genç komünistler olarak Partimize, devrime ve halkımıza layık bir olmak için önderimiz
İbrahim Kaypakkaya’nın ideallerini yaşatacak olan militan duruşu kuşanacak ve bu idealleri ileriye
taşıyacağız. Biz bunu yapmaya kararlıyız. Karalılığımızı şehitlerimizin bize kattığı güçle, önümüze
koyduğumuz hedefler ve attığımız somut adımlarla büyütmekteyiz/büyüteceğiz.
Tekrar etkinliğinizin başarıyla sonuçlanmasını diliyor, Kaypakkaya şahsında tüm şehitlerimiz
önünde saygıyla eğiliyoruz.
TMLGB MK
Mayıs 2013
Tutsak partizanların gecemize gönderdiği mesaj;
Merhaba dostlar, merhaba yoldaşlar;
Sınıf bilinçli Türkiye proletaryasının öncü müfrezesinin 41. yıldönümünde ve bu müfrezenin
önderi İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 40. yılında, güneşi içenlerin inancı, cüreti ve
kararlılığıyla merhaba…
Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 40. yılında bilenen öfke zafere olan
inancın teminatı olacaktır. Bu inancın gerçeğe yönelişi, gerçeği yaratışı ve “düşleri gerçeğe
dönüştürmek için” yatağından savruluşu umudun ezilen işçilere, köylülere, gençlere, kadınlara yani
ezilen Türkiye proletaryasına tebesüümü ve çağrısıdır…
Biz Tutsak Partizanlar olarak düşmanın kalelerinde tarihimizin deneyimini yaşatarak özgürlük
ve devrime olan inancın resitalini sizlerle paylaşıyoruz. Bu resital zindanlarda Önder yoldaş
İbrahim Kaypakkaya, Süleyman Cihan, Hasan Hakkı Erdoğan, Halil Türker, Polat İyit, Muharrem
Horoz, Nergiz Gülmez ve daha birçok yoldaş tarafından direniş notası eksik olmayan nağmelerle
söylendi. O günden bugüne taşınan direniş resitalimizi sizlere büyük bir coşkuyla gönderiyoruz.
Bu resitali engellemek isteyen egemenler, zindanlardaki hakimiyetlerini sağlamak için
azgınca saldırılarına devam ediyorlar. Son süreçte 10 kitap sınırlaması ile yapıyorlar bunu.
Bedenlerimize yönelik saldırılarla düşüncelerimizi teslim almak isteyenler hücre, süngerli oda gibi
uygulamalara ağırlık vermeye başladılar. Ancak düşüncelerin öncülük ettiği bedenlere
çarptıklarında anladıkları gibi her zaman hezimete uğruyorlar/uğruyacaklar.
Tutuşturduğumuz resitalin tınısı kavga şiarımızın, kararlılığın, öfkenin ve zafere olan inancın
adıdır. Bu resitalin sözleri komünist önder İbrahim Kaypakkaya ve ölümsüzler ordumuzun, müziği
ise 41 yıldır müfrezemizindir.
Düzenlemiş olduğunuz gece aramızdaki mesafeye rağmen hep birlikte söyleyeceğimiz bir
türkü, hep birlikte atacağımız bir slogandır. Sesimizin gücü duvarları çatlatacak, parçalayacak.
Bunu biliyor, buna inanıyoruz…
Devrimci selamlarımızla…
Tüm Hapishanelerdeki Tutsak Partizanlar
Partizan dergisinin gecemize gönderdiği mesaj;
And Olsun ki Adını Yaşatacağız!
Katledilişinin 40. yıldönümünde İbrahim Kaypakkaya yoldaşı, özlem ve saygıyla; düzene
kinimiz ve altınçağa olan inancımızla anıyoruz.
Egemenler tam 40 yıl önce onu Amed Zindanı’nda, 90 günlük işkencenin ardından katlederek

yok etmeyi amaçladılar. Onlarınki tamamen sınıfsal bir tutumdu. Zira, sistemlerinin en zayıf
noktalarına yönelen, bugüne kadar kurguladıkları tezleri/ resmi ideolojiyi yere çalan; Türk-Kürt
uluslarından ve çeşitli azınlık milliyet ve inançlardan emekçi yığınlara Halk Savaşının kızıl
güzergahını açan İbrahim Kaypakkaya idi.
İbrahim yoldaş, döneminin devrimci önderleriyle, Deniz ve Mahirle benzer özelliklere de
sahipti: Dünyayı değiştirebileceğine dair inanç, azim ve bu uğurda yürütülen can bedeli bir
kavga! Ancak bununla birlikte onu farklı kılan, devrimci cüretine eşlik eden ve onu dolaysızca
besleyen düşünce sistematiğiydi. Marksist, Leninist, Maoist ideolojiyi bilince çıkardığı içindir ki
Kaypakkaya, pratikte ortaya koyduğu net duruşu, politik ve siyasal düzleme taşımayı başarmıştır.
Kemalizm, Ulusal Sorun, sosyo-ekonomik yapıya dair tespitler onun bu tavrının bir sonucu olarak
ortaya çıkmıştır.
Katledilişinin 40. yıldönümünde Kaypakkaya yoldaşın cüretinden öğrenmeliyiz.
’71 Askeri Faşist Cunta koşullarında, sınırlı sayıda insan ve olanakla faşist diktatörlüğe
meydan okuyan çıkışı; küçük grupların büyük cüreti, bize yol gösterici olmalıdır. Öyle ki bizler
bugün nice bedellerle yaratılan 40 yıllık şanlı bir mirasa sahibiz. Bu mirası geliştirme, büyütme ve
daha geniş yığınlara taşıyarak savaşı yükseltme hedefimize doğru yol alıyoruz. Geleneğimizin 40.
direniş, mücadele ve savaş yılında ortaya koyduğumuz tempo, açığa çıkardığımız enerji ve
ulaştığımız kitle gerçekliği ile bu cüreti kuşandığımızda neler yapabileceğimizi gördük. 40. kuruluş
yılı vesilesiyle açığa çıkan yeni güçleri kapsayarak daha güçlü örgütlülükler yaratırken, “daha
ileriye ama daha hızlı adımlarla” yürümenin iddiasını da taşıyoruz.
Çatışma, hesaplaşma ve kopuşun sınıf mücadelesinin her alanında, değişik biçimlerde
yaşandığı ve ivmenin giderek yükseldiği günümüzde; Kaypakkaya’nın güncelliğine odaklanmak
büyük önem taşıyor. “İktidarımıza da mal olsa gerçekleştireceğiz” denilen Kentsel Dönüşüm Projesi
ile 1.5 milyona yakın emekçinin evinden-yurdundan edilmesinin hedeflendiği bir süreçle karşı
karşıyayız. Taşeron, güvencesiz ve esnek çalışmanın çığ gibi büyüdüğü; “Sendikalar ve Toplu İş
İlişkileri Kanunu” ile sendikaların etkisizleştirilmek, tasfiye edilmek istendiği günleri yaşıyoruz.
Kadın cinayetlerinin, devletin şefkatli kollarında korunan katillerle birlikte korkunç boyutlara ulaştığı,
kadın emeğinin daha azgın bir şekilde sömürülmesinin tartışıldığı bir tablo duruyor önümüzde.
Yalnızca 2012’de 900’ü aşkın işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği bir ülkede yaşıyoruz.
Tarımdaki nüfus oranının yüzde 20’nin altına düşürülmesiyle safları giderek sıklaşan işsizler
ordusunda, 2.5 milyon insanın, istihdam edildiği bir gerçeklikle kuşatılmış durumdayız.
İşçi direnişlerinin, eylemlerin ve grevlerin yaşandığı; sınıfın öfke patlamalarının değişik
biçimlerde dışa vurduğu bu tabloda “Nerede direniş ve mücadele varsa orada yaşıyor ve savaşıyor
Kaypakkaya” formülasyonu kilit bir yerde duruyor. And olsun ki Kaypakkaya’yı; işçi sınıfının,
köylülerin, ezilen Kürt ulusu ve azınlık milliyetlerin; emekçilerin, gençlerin; emekçi kadınların,
inancı, kültürü baskı altına alınanların her tepkisinde, eylem ve direnişinde, sisteme yönelen
öfkesinde yaşatacağız!
Bila sond û ehd be em dê nav û Şanê de bidin jiyandin!
And olsun ki adını, şan olsun ki andını yaşatacağız!
PARTİZAN
Yeni demokratik kadın örgütünün gecemize gönderdiği mesaj;
Merhaba yoldaşlar, dostlar;
Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 40. yılı, onun yolundan yürüyen bizler
için mücadeleyi büyütmenin bir aracı olmak zorundadır. Çünkü Kaypakkaya gibi bir önderi anmanın
gerçek anlamı budur. Onun ülkemiz devrimi için savunduğu tezler ve yaşam pratiği, mücadele
çizgisinin pratikteki yansıması olmaktadır ve bize bıraktığı miras da bu mücadeleci pratikten
yükselmektedir.
Bu yıl aynı zamanda Kaypakkaya’nın mücadele yolunun ilk şehidi olan Meral Yakar yoldaşın
katledilişinin de 40. yılıdır. Türkiye devrimci hareket içerisinde özel bir yere sahip olan Meral Yakar
yoldaşı feyzalan biz Yeni Demokrat Kadınlar, mücadeleye başladığımız dönemden bu yana direniş
bayrağını Merallerden, Beşlerden, Naciyelerden, Suzanlardan devraldığımızı söyledik. Bugün
burada yalnızca önder yoldaşı anmıyoruz. Aynı zamanda başta Meral Yakar olmak üzere tüm
şehitlerimizi anıyoruz. Ve bunu da devrim mücadelesinin olmazsa olmaz bir parçası olan emekçi
kadınların mücadelesini yükselterek yapıyoruz.
Emekçi kadının emeğine, bedenine ve kimliğine sahip çıkma ve devrim mücadelesi saflarına
katılma mücadelesinin öznesi olan bizler; ülkemizde her gün 3-5 kadının en yakınları tarafından
katledildiğini; tacizin, tecavüzün, istismarın sıradanlaştığını ve erkek egemen devletin de kadına

savaş açtığını görmekteyiz. Yaptığı her açıklamada kadından 3-5 çocuk isteyen Başbakan
Erdoğan ve şurekası; anne, eş vs. rollerle kadını daha fazla eve hapsetmeye çalışmaktadır.
Kadınların çok çocuk sahibi oldukları sürece “sosyal güvence” altında olacakları yalanıyla dört
duvar arasından çıkmamaları istenmektedir. Ancak emperyalist kaynaklı krizin derinleşmesi ve suni
teneffüslerin egemenlerinin krizden çıkış yapmasına yetmemesi TC’nin ucuz işgücüne olan
ihtiyacını artırmış; bu yüzden de en ucuz emek olarak görülen kadını, hapsolduğu evi “bacasız
fabrika” haline getirerek katmerli sömürüye maruz bırakmıştır.
Bugün esnek ve güvencesiz çalışma ülkemizde temel çalışma yöntemi olarak bir bütün işçi
sınıfı ve emekçileri tehdit eden bir ahtapot haline gelerek tüm işkollarını sararken, bu
yaygınlaştırma “uysal” ve “ses çıkarmaz” olarak görünen kadın üzerinden yapılmaya
çalışılmaktadır. Yedek ve ucuz işgücü olarak görülen kadın eve iş alarak, merdivenaltı atölyelerde
çalışarak, çağrı üzerine iş yaparak dünyanın sayılı markalarının kasalarını doldurmuş; ancak bu
emek görünmez ilan edilerek, yok sayılmış ve kadın tarih sahnesinden aşağı atılmaya
çabalanmıştır.
Ancak nafile!
Dünyayı dişiyle, tırnağıyla, emeğiyle, alınteriyle, kanıyla, canıyla yaratanlar tarih sahnesinden
binlerce yıldır silinemediler ve bundan sonra da silinemeyecekler. Ve emekçi kadınlar mücadele
sahnesinde daha fazla yer aldıkça egemenlerin bu çabası yetersiz kalacak ve asıl sömürenler tarih
sahnesinden silinecektir.
Bugün sömürücüleri tarih sahnesinden silme iddiasını taşıyan; Meraller, Ayferler, Barbaralar,
Sefagüller yaratan ve yaşatan bu mücadelenin omuzlayıcısı olan biz Yeni Demokrat Kadınlar;
Kaypakkaya’nın katledilişinin 40. yıldönümü vesilesiyle tüm kadınlara çağrıda bulunuyoruz: Gün
Meral olma, Ayfer gibi komutanlaşma, Sefagül gibi önderleşme günüdür. Gün Kaypakkaya’nın
mücadelesini emekçi kadının özgürleşme mücadelesinde yaşatma günüdür.
YENİ DEMOKRAT KADIN