Home , Haberler , Onbinler Newala Qesaba'da 'adalet' istedi

Onbinler Newala Qesaba'da 'adalet' istedi

SİİRT | 29 – 03 – 2011 | Kamoyunda ilk toplu mezar olarak bilinen Newala Qesaba’da buluşan yaklaşık 70 bin kişi, DNA bankası ile Hakika ve Adaleti Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi. DTK Eş Başkanı Ahmet Türk,“ Newala Qesaba yeni değil, Şeyh Sait döneminde de insanlar burada kaybedildi. Geliya Zilan, Munzur, Dersim, Şengal ve Halepçe’yi Kürt halkı unutmayacaktır. Savaş istemiyoruz, ama köle olmayı da kabul etmeyeceğiz“ dedi.

 

Kürt sorununun çözümüne yönelik talepleri için alanlara çıkan Kürtler, toplu mezarların açılmasına yönelik adım atmaması nedeniyle, „sivil itaatsizlik“ eylemleri kapsamında Newala Qesaba’ya yürüdü. Türkiye’nin dört bir tarafından on binlerce kişinin geldiği Siirt merkezden Newala Qesaba’ya yapılan yürüyüş sırasında 30 yıllık çatışmalı sürecin acı yüzü bir kez daha ortaya çıktı. Annesini, babasını, kardeşini yitirenler, yitirdikleri yerlerden biri olan Newala Kasaba’ya yürürken, yitirdiklerinin fotoğraflarını taşıdı.

 

Yürüyüşe DTK Eş Başkanları Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP’li milletvekilleri, belediye başkanları, Yeşiller Partisi MYK üyeleri, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, DİSK temsilcileri, Mahsum Korkmaz’ın kardeşi Maşallah Korkmaz, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan’ın yanı sıra yüz bine yakın kişi katıldı. Dev boyutlarda Öcalan ve Korkmaz’ın posterlerinin açıldığı yürüyüşte, PKK’nin bütün öncü kadrolarının posterleri açıldı.

 

Yürüyüşte ayrıca, „Em dayik in gorên zarokên xwe dixwazin“, „Kürtler mutlaka toplu mezarların hesabını soracak“, „Önderlğimiz özgürlüğü biz anaların yaşam gerekçesidir“, „Mifteya çareseriya Rojhilata Navîn birêz Ocalan e“, „Çöplükleri bedenlerimizi değil vicdanlarınızı gömün“, „Toplu mezarları devletin yüz karasıdır“ pankartları açıldı.

 

Newala Qesaba’da son bulan yürüyüşün ardından, acı ve hüznün bir arada olduğu derede, anneler duygularına hakim olmayarak ağlarken, bazı göstericilerin toprağı kazması üzerine çok sayıda kemik bulundu. Bu durum duygulu anların yaşanmasına neden oldu.

 

SAVAŞ SUÇLARI

 

Korkmaz’ın kardeşleri ile Mehmet Öcalan’ın kitleyi selamlaması alanda büyük yankı uyandırdı. Ardından MEYADER adına basın açıklamasını yapan Hüseyin Kuğu, 1930 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan bir dağ resmi ve onun üstünde bir mezar taşına „Hayali Kürdistan burada yatmaktadır“ karikatürünü hatırlatarak, karikatürün Ağrı isyanından hemen sonra çizildiğini ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kürt sorunu konusundaki paradigmasını ortaya koyduğunu söyledi. Kuğu, „O dönemin devlet aklına göre Kürdistan ve Kürtler, Ağrı Dağı’na gömülmüştür. Peki, tarih Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kürtler ve Kürdistan konusundaki bu politikasını doğrulamış mıdır?“ diye sordu. 30 yıldır süren „savaş“ın yarattığı tahribatlara dikkat çeken Kuğu, „Anaların çocuklarını göremediği, kemiklerinin yasını tutup bir yandan da her an çocuklarının gelebileceği duygusuyla umutlandığı Mezopotamya coğrafyasında  yaşanana bu trajedilere rağmen AKP hükümeti Kürt anaları ve halkına karşı üç maymunu oynamaya devam etmektedir“ dedi. „Adımımızı attığımız, başımızı çevirdiğimiz her taraf toplu mezar“ diyen Kuğu, „Toplu mezarlar Devletin işlediği savaş suçlarının ne kadar insanlık dışı olduğunun göstergesidir“ dedi.

 

ALTI TALEP

 

Devletin şimdiye kadarki tavrının açıkça „savaş suçu“nu oluşturduğunu ve kendine „Müslüman“ım diyen AKP Hükümeti ve başbakanın, yaşananları adeta yaşanılmamış edasıyla kulak arkası ederek görmezden geldiğini ifade eden Kuğu, taleplerini ise şöyle sıraladı:

 

„*Hakikat ve Adaleti Araştırma Komisyonunun kurulsun,

 

* DNA bankası kurulsun,

 

*Toplu Mezar iddiası bulunulan yerler açılıncaya kadar buralar korunmaya alınsın ve tahrip edilmesi engellensin,

 

*Mezar açma işlemlerinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş Minesota Otopsi Protokolünün öngördüğü kurallar uygulansın,

 

*Açılan toplu mezarlardan çıkan cesetler, sadece kimliklendirme için değil insan hakları ihlalleri açısından da değerlendirilsin,

 

*Askeri ve siyasi operasyonlar durdurulsun.“

 

ÖZGÜRLÜK YAKINDIR

 

Ardından konuşan PKK’nin öncü kadrolarından Mahsum Korkmaz’ın (Egit) kardeşi Maşallah Korkmaz, „Mutki ve tüm mezarlarımızı açtıracağız. Ne desek bu yiğitleri anlatmaya yetmez, yalnızca Newala Qesaba’dakileri değil, Egit şahsında tüm şehitleri anıyoruz. Şehit namirin. Özgürlük ve kurtuluş yakındır ve gelecek“ dedi.

 

TÜRK: KÖLE OLMAYI KABUL ETMEYECEĞİZ

 

Korkmaz’ın ardından konuşan DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, Kürtlerin özgürlük yürüyüşünün büyüdüğünü ifade ederek, „Tüm Kürdistan illeri ayakta, büyük mücadele ve bedeller ödeyerek buralara geldik. Bunların hepsi onların sayesindedir. Newala Qesaba yeni değil, Şeyh Sait döneminde de insanlar burada kaybedildi. Geliya Zilan, Munzur, Dersim, Şengal ve Halepçe’yi Kürt halkı unutmayacaktır. Kürt halkı hakları için, adalet için mücadele etmeye devam edecektir. Barış için el uzatıyoruz, bu el havada kalacaksa bedeli de ağır. Biz savaş istemiyoruz. Ama köle olmayı da kabul etmeyeceğiz“ dedi.

 

DEMİRTAŞ: ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE GÖRE AÇIN

 

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, Diyarbakır’da 28 Mart olaylarında yaşamını yitirenleri anarak sözlerine başladı. „Burada ortaya koyduğumuz duruş, şehitlere bağlılıktır. Önünüzde saygıyla eğiliyorum. Şu derede yüzlerce insanımızın katledilip toplu olarak gömüldüğü yerdeyiz. İnsanlar işkenceyle katledilerek gömüldüğü 100’den fazla toplu mezar var burada“ ifadelerini kullanan Demirtaş, AKP hükümetine, „Eğer bu toplu mezar zulmüne ortak olmak istemiyorsanız, toplu mezarların tümünü uluslararası sözleşmelere göre açın“ çağrısında bulundu.

 

ERDOĞAN’A: MEYDANLARDA İŞKENCE YAPMAK SİVİLLİK Mİ?

 

Toplu mezarlarda gömülenlerin kemikleri ailelerine teslim edilinceye kadar meydanlarda olacaklarını dile getiren Demirtaş, „Biz, toplu mezarlarda katledilerek defnedilen kişilerin kemiklerini ailelerine kavuşturuncaya kadar alanlarda meydanlarda olacağız. 2011 yılında yanan Newroz ateşi, taleplerimiz yerine gelene kadar hiç sönmeyecek“ şeklinde konuştu.

 

Başbakan Erdoğan’ın „Sivil itaatsizlik“ eylemlerine ilişkin sözlerine de tepki gösteren Demirtaş, Erdoğan’a seslenerek, „Bizim her tarafımız sivil değil de, senin panzerin, gaz bomban mı sivil. Yüz binlerce insanı tutuklamak mı sivil, bir postere tahammül gösteremiyorsunuz. Meydanlarda, halka işkence yapmak mı sivilliktir“ diye sordu.

 

Erdoğan’ın „Gerilim yaratmak istiyorlar“ sözüne atıfta bulunan Demirtaş, „Söz veriyoruz, bu 4 talebi yerine getirin aday olmayacağız. Koltuk sizin olsun, 11 Nisan’a kadar zamanınız var, biz aday olmayacağız“ dedi.

 

Konuşmaların ardından, kitle sloganlar eşliğinde kent merkezine doğru yürüyüşe geçti. Ancak, Yüksek Öğrenim Ve Kredi ve Yurtlar Kurumu binası önünde panzer ve yüzlerce çevik kuvvet polisi ile barikat kuran polis, kitleyi durdurdu. Bunun üzerine on binlerce kişi oturma eylemi başlattı.(ANF)