Nepal’de yapılan parlamento seçimleri sonrası, NKP(M)’nin eski lideri Pushpa Kamal Dahal(Prachanda), kullanılan 573 oyun 363’ünü alarak Başbakan seçildi.
Prachanda, 2008 yılında yapılan seçimler sonrası Başbakan seçilmiş, dönemin Genelkurmay Başkanı’nı görevden almak istemesi üzerine yaşanan siyasal kriz sonrası görevinden ayrılmıştı. Nepal’de yaşanan siyasi-ekonomik ve insani krizin ortasında yapılan seçimler sonrası yeniden Başbakan seçilen Prachanda ve liderlik ettiği Revizyonist eski NKP(M)’nin, ülkede burjuva demokrasisinin kurumsallaşmasına dönük atılan adımlara öncülük ettiği biliniyor. Nepal’de 10 yıl boyunca kesintisiz bir şekilde sürdürülen Halk Savaşı sonrası, 2006 yılında başkent Katmandu kuşatmaya altına alınmış, Maoistler tarafından ilan edilen genel grevle ülke siyaseti büyük bir çıkmaz ve sıkışmışlık içerisinde yıkıma doğru giderken, NKP(M) içerisinde önderliğini Prachanda-Battari ikilisinin çektiği klik partiyi revizyonist bir yola sokarak, hem Nepal burjuvazisi ve hem de emperyalist güçlerle uzlaşarak devrime ihanet edip, burjuva limana demirlemişti. 2006 yılında başlayan barış görüşmelerinden bu yana, burjuva parlamenterist çizgiyi esas alan revizyonist kanat, devrimin bütün kazanımlarının burjuva sistem içerisinde eritilerek birer birer geri alındığı bir sürecinde baş mimarlarından oldu. Nepal’de başta yoksul köylüler olmak üzere, devrim sürecinin aktif katılımcıları olan işçi-köylü-emekçi kitlelerin istek ve taleplerinin bir kısmı yapılan barış görüşmeleri sürecinde hayata geçirilirken, Halk Savaşı süreci boyunca oluşturulan kurtarılmış bölgelerde elde edilen kazanımların çoğunluğu ise burjuva iktidar tarafından birer birer geri alındı. Prachanda önderliğindeki revizyonist önderliğin devrime ihaneti sonrası parti içerisinde yaşanan ayrılık sonrası, Kiran önderliğindeki devrimci kanat ise Yeni Demokratik Devrim’in görevlerinin önlerinde bir program olarak durduğu ve bu görevleri bir devrim ile başarıya ulaştırma amaçlarını açıkça ilan etmiş durumda. Kiran önderliğindeki NKP-Maoist önderliğinde yaşanan ayrılık sonrası yapılan devrimci çalışmalar ise güçlü bir karşılık bulmuş durumda.
Nepal’de halkın yaşadığı ağır ekonomik-sosyal sorunların yanında geçen yıl Eylül ayında yaşanan deprem sonrası büyük bir insani felaket durumu da yaşanıyor. Özellikle topraksız köylülerin yaşadığı sorunlar ülke siyasetinin önemli gündemlerinden biri.
Nepal’de beş milyon topraksız köylünün hak taleplerine karşı, burjuva hükümetin hayata geçirdiği gerici politikalar ve son olarak Sarlahi’de bulunan Sagarnath Ormanı’nda direniş başlatan 455 köylünün şiddet uygulanarak topraklarından zorla çıkartılması sonra, NKP-Maoist önderliğinde başlatılan genel grev ile hayat durma noktasına geldi. Ülke genelinde ilan edilen genel grev ve direniş sonrası, ülke genelinde fabrikalar, okullar, işyerleri büyük oranda kapanırken hayatta durma noktasına geldi. İlan edilen genel greve karşı devlet güçleri tarafından yapılan bütün saldırılar ise halk milisleri tarafından anında cevaplanarak boşa düşürüldü.
Nepal’de Maoistlerin önünde oldukça uzun ve zorlu bir mücadele hattı bulunuyor. 1996 yılında ilan edilen Halk Savaşı stratejisinin başarılı bir şekilde hayata geçirilmesi sonrası, 2006 yılında ülkenin yüzde 80’ini kontrol altına alan Maoist parti, demokratik halk devrimini başarıya ulaştırma hamlesi ekseninde başkent Katmandu’yu kuşatma altına alarak son hamlesini hayata geçirmiş lakin, parti içerisinde uzun süre devam eden tartışmalar neticesinde Prachanda-Battari çizgisi, partiyi revizyonist bir yola sokarak, burjuva güçler ile uzlaşmıştı. NKP(M) içerisinde uzun süre devam eden iki çizgi mücadelesini kazanan taraf olarak Prachanda çizgisi, özellikle emperyalist güçler ve burjuva hükümetle sağladığı anlaşma neticesinde devrime ihanet etmiş ve devrimin bütün kazanımlarını burjuvaziye teslim etmişti. Burjuva-parlamenterist bir hattı esas alan ve ismini değiştiren eski Maoist parti içerisinden Kiran önderliğinde bir grup ayrılarak, devrimci çalışmayı esas alacaklarını belirtip, NKP-Maoist ismiyle mücadeleye devam edeceklerini deklare etti. Nepal’de devrimci süreç bütün sancılarıyla devam ediyor. Eski Maoist partinin devrime ihanet ederek, burjuva saflara iltihak etmesi sonrası gerek Nepal halkı ve gerekse dünya devrimci kamuoyunda yaşanan umutsuzluk ve kafa karışıklığına rağmen, Nepal’de devrim için oldukça güçlü bir zemin söz konusu. Milyonların Halk Savaşı döneminde deneyimledikleri devrimci sistemin ektiği umutlar bütün güncelliğiyle kendisini var ediyor. Nepalli Maoistlerin yaşanan bu kriz sürecinden başarıyla çıkıp, devrimci süreci kaldıkları yerden devam ettirme ihtimalleri oldukça güçlü. Nepal dışında önemli bir güce sahip olan Maoist hareketin özellikle Hindistan’da yaşanacak gelişmelerden doğrudan etkilenme durumu da söz konusu. Güney Asya bölgesinde oldukça etkili olan Maoist güçlerin, yaşanan tıkanıklık ve kriz sürecini en doğru şekilde analiz ederek, verdikleri mücadeleyi başarıya ulaştırma süreçlerine başta bizler olmak üzere bütün komünist-devrimci güçlerin enternasyonal bir ruhla seferber olup, destek sunması gerekiyor.
Kaynak : halkingunlugu