Anasayfa , Avrupa , "Küresel Mali Kriz" Paris'te tartışıldı

"Küresel Mali Kriz" Paris'te tartışıldı

ibrahimokcuoglu2PARİS | 04 – 02 – 2009 | Dünyada derinleşmekte olan mali kriz etkilerini sürdürmekle birlikte, güncel hayatta vazgeçilmez gündem konusu olmaya devam ediyor. Burjuvazi bu sorunu açıklarken kabul ettirmeye çalıştığı safsatalarına rağmen Demokratik Kitle Örgütleri gibi ilerici kurumlar mali krizin kaynağını ve doğurduğu/doğuracağı/doğurabileceği sonuçları kitlelere anlatmak üzere çeşitli etkinlikler düzenlemektedirler. Bu etkinliklerin bir benzeri, 1 Şubat günü Paris’te gerçekleşti. ATİK-Paris ve ACTİT derneği, “Küresel Mali Kriz, ‘Olası’ Sonuçlar ve Görevlerimiz” konulu paneli birlikte örgütlediler. ATİK temsilcisi ile Dr. İbrahim Okçuoğlu’nun panelist olarak katıldıkları toplantıya yaklaşık yüz kişi katıldı.

İlk sunumu yapmak üzere söz ATİK temsilcisine bırakıldı. Kapitalizmin günümüze kadar uyguladığı çeşitli ekonomik politikaları (liberal ekonomik politika, keynesçi ekonomik politika, neo-liberal ekonomik politika) açıklamakla sunumuna başlayan ATİK temsilcisi, devamında tarihsel gelişimi ile bunların ortaya çıkış nedenlerine, yarattıkları sonuçlara ve bu bağlamda da kapitalizmin doğurduğu büyük krizlere (1929, 1973… ve 2007-8) değindi. Bunun yanı sıra ekonomik çöküşlere paralel oluşan siyasi buhranlar ve sosyal hareketler konusunda da dinleyicileri bilgilendirdi. Nihayetinde temsilci sözünü son mali krizin dünya borsalarında, yatırım alanlarında ve bankalar üzerindeki etkileri ile birlikte bu kriz öncesi ve sonrası bankalararası yapılan açık-gizli anlaşmalar hakkında da bilgi vererek bitirdi.

Ardından söz İ. Okçuoğlu’na bırakıldı. Okçuoğlu, Marks’ın ve onun ekonomik politikalarının burjuvazi tarafından yeniden keşfedildiğini belirtti. 90’larda sosyal emperyalizmin çöküşü ile sınıfların ortadan kalktığını ve kapitalizmin kazandığını savunanların artık bu tezlerinden vazgeçerek onları çürütmek zorunda kaldığını söyleyen Okçuoğlu, devletlerin hazırladıkları paketlerde krize çözümün olamayacağını ve sonunda bir sermaye kıyımının yaşanacağını ifade etti. Dinleyicilere mali sermayenin nakit hareketleri hakkında istatistiki bilgiler veren İbrahim Okçuoğlu bu verileri açıklayarak sundu.

Her iki konuşmacı, kapitalizmin bir kriz sistemi olduğunu, 8-10 yılda bir kriz oluşturduğunu ve bunun asıl nedeninin aşırı kâr hırsından kaynaklanan aşırı üretimin olduğunu ifade ettiler. Bu tür dönemlerde emperyalistler arası çelişkilerin daha da derinleştiğine vurgu yaptılar. Konuşmacılar, mevcut mali krizden en çok etkilenecek olanların işten atmalar, üretime ara vermeler ve sosyal hak gaspları şeklinde yapılan saldırılara maruz kalan işçi ve emekçilerin olacağını dile getirdiler. Bu tür saldırılara maruz kalmamak için örgütlenmek, mücadele etmek ve krizin faturasını burjuvaziye ödetmek gerektiğini ifade ettiler. Krizin devrimci ve komünistler açısından önemli olduğuna değinen konuşmacılar, Türkiye’de ve dünyada durgunluk yaşayan devrimci ve komünistlerin krizin doğurduğu imkanlarla bir atılım gerçekleştireceklerine inandıklarını söylediler. Gerçekleşecek olan bu hamle ile revizyonist ve reformistleri alaşağı ederek işçi sınıfına önderlik edeceklerine, mali krizi kapitalistler açısından bir siyasi krize çevirebileceklerine ve mücadeleyi daha ileriye taşıyabileceklerine olan inançlarının tam olduğunu ifade ettiler. Konuşmacılar, krizden kurtulmanın yolunun ne Davos formundaki kapitalistler, ne de bunların değirmenine su taşıyan ve karşı devrimci bir yol izleyen DSF’nin fikir babası revizyonist ve reformcuların olmadığını belirttiler. Krizlerden çıkış yolunun dünya devrimci (ve özellikle de) komünist hareketin belirleyici yolunda ve onların önderliğindeki yürüyüşte olduğunu ifade ettiler. Bunun nedenini kapitalizmin devamli krizler doğurduğu gerçeğine bağlayan konuşmacılar, bunun tek alternatifinin ise sosyalizmden başkası olmadığına vurgu yaptılar.

Ardından dinleyicilere söz hakkı tanındı. Fikirlerini dile getiren dinleyicilerin ardından son bölüm olan toparlama bölümüne geçildi. Toparlama bölümünde her iki konuşmacı kendilerine yöneltilen sorulara cevap verdiler. Akabinde, gerek örgütleyenleri, gerekse de dinleyicileri tarafından olumlu değerlendirilen panel sona erdi.