Home , Haberler , Katliamın sorumluları yargılansın

Katliamın sorumluları yargılansın

TÜRKİYE-T.KÜRDİSTANI | 19 – 12 – 2010 | 19 Aralık cezaevi katliamının 10. yılında katiller yargılansın talebi yükseltildi. İstanbul’un birçok ilçesinde meşaleli yürüyüşler yapilirken,Katliam 10. yilinda Türkiyenin ve Dünyanin bir cok yerinde ilericiler,devrimciler ve Demokratik Kurumlar tarafindan lanetlendi.

Sancaktepe Demokrasi Caddesi üzerinde bir araya gelen BDP, DHF, ESP, Partizan, Kaldıraç üyeleri meşaleli yürüyüş düzenledi.

„19 Aralık katliamını unutmadık, unutturmayacağız“ yazılı pankart açılan yürüyüşte, 19 Aralık katliamında yaşamını yitirenlerin resimleri taşındı. „Yaşasın devrimci dayanışma“, „Devrimci tutsaklar onurumuzdur“, „İçerde dışarda hücreleri parçalara“ ve „Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez“ sloganlarıyla Sancaktepe Merkez’e yürüdü.

Yaklaşık 200 kişinin Demokrasi Meydanı’nda toplanmasının ardından yaşamını yitiren devrimciler için saygı duruşu yapıldı.

Sevilay Ateş, „19 Aralık 2000 tarihinde Türkiye’nin farklı illerindeki 20 farklı cezaevine eşzamanlı yapılan saldırıda devlet devrimci tutsaklara kimyasal bombalarla, ağır silahlarla, dozer kepçeleriyle saldırdı, diri diri yakarak katletti“ dedi.

19 Aralık büyük bir direnişin adı oldu

Ateş, şöyle konuştu: „Esas amaç onları tecrit altında tutmak, iradelerini teslim almak, içeride ve dışarıda tüm devrimcileri isndirmek, işçilere emekçilere yani tüm topluma gözdağı vermek, susturmak, ve bir korku toplumu oluşturmaya çalışmaktı. Çünkü devlet politika olarak, cezaevlerini elinde bulundurarak, tüm halkı kontrol altına alabileceğine inanıyordu.“

Devletin istediği gibi olmadığını söyleyen Sevilay Ateş, „19 Aralık katliamla beraber büyük bir direnişin de adı oldu“ diye konuştu.

Sadece erlerin yargılanmasıyla adalet yerini bulmaz

Ateş, Bayrampaşa Cezaevi katliam davasının 10 yıl sonra başladığını hatırlattı, „Devlet yaptığı oparasyonda ölen canların hesabını yalnızca bu erlere yüklüyor. Oysa ki erlerle beraber yargılanması gerekenler, emir verenler, kararın altına imza atanlardır. Dönemin Başbakanı Bülen Ecevit’tir, dönemin Ceza ve Tevkifevleri Müdürü Ali Suat Ertosun’dur, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’tür, yine dönemin Genelkurmay Başkanı ve Emniyet Müdürleri’dir. Aksi takdirde göstermelik olarak birkaç erin yargılanması ile adalet yerini bulmayacaktır“ dedi.

Koşullar düzelmedi

Aradan geçen on yıla rağmen tecrit ve izolasyon politikalarının devam ettiğini, kazanılan 10 saatlik görüşme hakkı genelgesinin uygulanmadığını, arama adı altında hücrelerin basılarak tutukluların işkenceye maruz kaldığını, telefon ve görüş hakkının engellendiğini vurgulayan Sevilay Ateş, hasta tutukluların tedavilerinin engellenerek ölüme terkedildiğini söyledi.

Cezaevlerinde uygulanan hak gasplarının sona ermesini isteyen Ateş, yargılamanın askerlerle sınırlı kalmayıp emir verenlerin de sanık saldalyesine oturtulmasını istedi. Ateş, „Bu davanın adalet yerini buluncaya kadar takipçisi olacağımızı söylüyor ve tüm emekçileri bizimle birlikte olmaya tecride karşı mücadele etmeye çağırıyoruz“ dedi.

19 Aralık için meşaleli yürüyüş

19 Aralık cezaevleri operasyonu İstanbul Meltepe’de düzenlenen meşaleli yürüyüş ile protesto edildi.

Maltepe Beşçeşmeler Meydanı’nda bir araya gelen ESP, BDP ve EMEP Maltepe ilçe örgütleri ile Sokak Kültür Merkezi üyeleri, meşaleli yürüyüş düzenledi.

Kurumlar, meşalelerle Maltepe Meydanı’na yürüdü, „19 Aralık katliamının sorumluları yargılansın. F tipleri kapatılsın“ dedi.

Adalet yerine buluncaya kadar

Ezilenlerin Sosyalist Partisi Maltepe İlçe Başkanı Halil Duman, F tiplerine geçiş politikasının 122 cana mal olduğunu ifade etti.

Halil Duman şöyle dedi: „Bizler on yıl sonra yine alanlardayız. Diyoruz ki göstermelik mahkemelerde ve yalnızca üç beş erin yargılanmasıyla adalet yerini bulmaz. Dönemin hükümetinden askerine, medyasından yargısına bütün sorumlular bu katliamın suç ortağıdır. Bunların hepsi yargılanıp cezalandırılıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.“

Yürüyüşte, „Yaşasın 19 Aralık direnişimiz“, „Devrimci irade teslim alınamaz“, „Yaşasın ölüm orucu direnişimiz“, „Biji bratiya gelan“, „Maraş’ın hesabı sorulacak“ sloganları atıldı.

Okmeydanı’nda 19 Aralık protestosu

Siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri, İstanbul Okmeydanı’nda yaptıkları yürüyüşle 19 Aralık cezaevleri katliamını protesto etti, “Katil devlet hesap verecek” dedi.

ESP, BDP, KÖZ, SODAP, Partizan ve Devrimci Hareket üyesi 100 kişi Okmeydanı’nda yaptıkları yürüyüşle 19 Aralık Cezaevi katliamının sorumlularının yargılanmasını istedi.

“Anaların öfkesi katilleri boğacak”, “Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz”, “İçerde, dışarda hücreleri parçala”, “Yaşasın 19 Aralık direnişimiz”, “Katil devlet hesap verecek” sloganlarının atıldığı yürüyüşün sonunda Sertaç Şanlı kurumlar adına açıklama yaptı.

Şanlı, açıklamasında, katliamlarla dolu Türkiye tarihine 19 Aralık 2000’de yeni bir katliamın daha eklendiğini söyledi. „Katliamın gerçek yüzünü gizlemek için 28 devrimcinin planlı bir şekilde katledildiği operasyona ‘Hayata Dönüş’ adı verildi. Oysa sadece televizyonlara yansıyan görüntülerden bile hayata dair ne varsa hepsinin yok edildiğini gözlerimizle gördük ve birebir yaşadık” ifadelerini kullandı.

“19 Aralık katliamı sadece içerideki devrimci tutsakları değil; tüm işçi ve emekçileri hedef alan bir saldırıdır” şeklinde konuşan Sertaç Şanlı, „Egemen sınıfların planlarını bozmak, sömürü ve baskı düzenini yerle bir etmek, hasta tutsakları faşizmin zindanlarından kurtarmak, onları özgürlüklerine kavuşturmak hepimizin görevidir” dedi.

_____________________________________________________________________________________________________________________________________________

Sivas’ta katliamcılar deşifre edildi

Sivas’ın birçok mahallesinde bildiri ve stikır çalışması yapan sosyalist gençler 19 Aralık katliamını Sivas halkına hatırlattı.

Sosyalist gençlerinde bileşen olduğu Devrimci Kızılırmak Platformu 19 Aralık hapishane katliamının yıl dönümünde Sivas’ta yoğun bir şekilde „10. yılında 19 Aralık katliamını unutma, unutturma“ başlıklı bildiri dağıtarak katliamcıları halka deşifre etti.

Sosyalist gençlerin de bileşen olduğu Devrimci Kızılırmak Platformu’nda, Partizan ve DHF de bulunuyor.

Sokakta 19 Aralık sergisi

Halk Cephesi üyeleri Ankara Yüksel Caddesi’nde 28 kişinin yaşamını yitirdiği 19 Aralık katliamına ilişkin fotoğraf sergisi açtı.

_____________________________________________________________________________________________________________________________________________

Ulucanlar önünde 19 Aralık lanetlendi

ANKARA (19.12.2010)- İnsan hakları savunucuları, 10. yılında olan 19 Aralık cezaevi katliamını Ulucanlar Cezaevi önünde yaptığı basın açıklamasıyla protesto etti.

Açıklamada, „Cezaevleri katliamlarını unutmadık, unutturmayacağız“ yazılı pankart açıldı. Sık sık „İnsanlık onuru işkenceyi yenecek“, „Katiller yargılansın“ sloganlarının atıldığı açıklamaya, Burdur Cezaevi saldırısında kolunu kaybeden Veli Saçılık da katıldı.

İHD Ankara Şube Başkanı Gökçe Otlu yaptığı açıklamada, 19 Aralık 2000’de Türkiye’deki 20 cezaevinde yapılan saldırı sonucu, yaşamı devletin koruması ve güvenliği altında olan 28 hükümlünün yaşamını yitirdiğini yüzlercesinin de yaralandığını hatırlattı.

Otlu şöyle konuştu: „Dünyanın neresinde olursa olsun siyasi iktidarların utanç duyacağı ve bu utancın gereğini yerine getireceği bu katliamdan sonra, dönemin başbakanı, Adalet ve İçişleri Bakanı görevlerine devam etti. Operasyon emrini veren, yönetenlere değil ama operasyondan sağ kurtulan tutuklu ve hükümlülere davalar açıldı. Bu davalar hala sürüyor.“

Bu süreçte birçok demokratik kitle örgütü ve sendikaların basıldığını hatırlatan Otlu, İHD üye ve yöneticilerin de bu süreçte yargılandığını söyledi.

Adalet Bakanlığı’nın kendisinin hazırlayıp yayınladığı 45/1 nolu genelgeyi uygulamadığını ve yaşanan tüm hak ihlallerini görmezden gelmeye devam ettiğini ifade eden Otlu, „Katliam sonucu F tiplerinde zorla yapılan sevklerle tecrit ve tretman dayatması ile işkenceler zirve yaptı“ dedi.

Otlu, saldırılar karşısında susmanın sadece cezaevlerini değil tüm toplumu açık bir cezaevine getirmeye çalışan insanlık düşmanı yaklaşımlara boyun eğmek anlamına geldiğini kaydetti.

Otlu, taleplerini şöyle sıraladı: „19 Aralık katliamı sorumluları yargılanmalıdır. Zaman aşımı usulü ile uygulanan cezasızlık politikasına son verilsin. Cezaevlerinde tecrit ve tretman uygulamasına son verilsin. Cezaevleri sivil izlemeye açık olsun. Mahpusların aile ve yakınlarıyla iletişimlerindeki Kürtçe konuşma yasağı kaldırılsın.“

Açıklamaya EHP de katılarak destek verdi.

_____________________________________________________________________________________________________________________________________________

Eskişehir: Hesabını soracağız!

Eskişehir’de 18-19 Aralık günlerinde faşist saldırıya karşı dik duranlar, ÖO direnişçileri ve tarihsel direniş anıldı

19 Aralık Katliamı ve Direnişi’nin 10. yılında, katledilen devrimci tutsaklar ve tarihsel direniş anıldı. 18 Aralık’ta düzenlenen panel ve 19 Aralık günü yapılan eylemle direnişi ve mücadeleyi büyütme çağrısı yapıldı.

Eskişehir’de 19 Aralık Katliamı’nın 10. yılında, katliamın sorumluları ve faşist devlet önce 18 Aralık’ta düzenlenen panelle lanetlendi. Faşist saldırıya asla teslim olmayan devrimci tutsaklar, Ölüm Orucu direnişçileri ve tarihsel direniş anıldı. Etkinlik şehitler için yapılan 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardından F tipi tecriti, direnişi ve katliamı anlatan „Görüşeceğiz/Lale“ ve „Üstü kalsın“ isimli belgeseller gösterildi. Belgesel gösteriminin sonrasında o dönemde MLKP Davası’ndan tutuklu bulunan bir direnişçi konuşma yaptı: Devrimci tutsaklara karşı girişilen faşist saldırıyı, F tipi tecriti ve 19 Aralık sürecini genişçe anlattıktan sonra kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Müzik dinletisiyle sona eren panele katılım da yüksekti. Panel, 19 Aralık Pazar günü yapılacak eylem çağrısıyla sona erdi.

19 Aralık sabahı saat 11:30’da Yediler Parkı’nda toplanıldı. Devrimci, demokrat ve yurtseverlerin oluşturduğu kitle, 11:45’te sloganlarla birlikte Adalar Migros’a doğru harekete geçti. Kitleden sık sık; „Devrimci tutsaklar onurumuzdur!“, „Katil devlet hesap verecek!“, „Yaşasın 19 Aralık Direnişimiz!“, „Faşizme karşı omuz omuza!“, „Disa disa serhıldan, disa disa berxhoden!“,“İçerde dışarda hücreleri parçala.“, „Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!“, „Devrimci irade teslim alınamaz!“ sloganları yükseldi. Kitle, 19 Aralık günü devrimci tutsaklara yapılan katliamı ıslak ve alkışlarla protesto etti. Yapılan ajitasyonlarla dışarda eylemi izleyenlere 19 Aralık günü hapishanelerde yaşanan olaylar ve süreç anlatıldı.

Yürüyüş sonunda okunan basın açıklamasında şunlara yer verildi:

19 Aralık 2000’de “Hayata dönüş” adı altında, ülkenin tüm hapishanelerine bir operasyon düzenlendi. Bu saldırıda yirmisekiz devrimci katledildi. Katledilenlerden altı kadın, Bayrampaşa Hapishanesi’nde diri diri yakıldı.

Operasyonun adı ‚Hayata dönüş’tü ancak devlet oraya katletmek için gelmişti. Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, ‚Benim tahminlerimin altında bir zaiyattır. Çok daha fazla, bunun birkaç katı daha olabilir, diye düşünüyorduk‘ demiştir. Bu açıklamada bile hapishanelere katletmek için geldikleri anlaşılıyor.

19 Aralık Katliamı’nın failleri bellidir. Yalan ve demagojileriyle alçaklığın tarihine geçen ‚Amacımız kan dökülmesini önlemekti, istesek daha kısa sürerdi‘ diyen, dönemin adalet bakanı Hikmet Sami Türk’tür. Katliam fermanını çıkaran MGK’dır. İcra eden dönemin hükümetidir; Bülent Ecevit’tir, Devlet Bahçeli’dir, Mesut Yılmaz’dır. İçişleri Bakanı Saadettin Tantan, Jandarma Harekat Daire Başkanı Osman Özbek, Ceza ve Tutukevleri Müdürü Ali Suat Ertosun’dur. Ne tarih ne de biz bu katliamı ve bu katliamı yapanları unutacağız!. Er ya da geç hesabını soracağız!

Alınteri, BDP, BDSP, DHF, EHP, ESP, Halkevleri, Mücadele Birliği, TÖB ve Partizan’ın örgütlediği eylem sloganlarla sona erdi.

__________________________________________________________________________________________________________________________________________

Diri diri yakanlar cezalandırılsın

İSTANBUL (19.12.2010)- 10 yıl önce bugün, kadınların diri diri yakıldığı, 12 tutuklunun öldürüldüğü Bayrampaşa Cezaevi’nin önünde, adalet talebi yükseldi. Kapalı olan cezaevi önünde, 19 Aralık katliamının yıl dönümü nedeniyle, çok sayıda basın açıklaması yapıldı. İnsan hakları savunucuları, tutuklu yakınları ile devrimci demokrat kurumlar, „Diri diri yakanlar yargılansın“ dedi.

Tutuklu ve hükümlü yakınları, insan hakları savunucuları, devrimci demokrat kurum ve siyasi parti üyeleri bundan tam 10 yıl önce 20 ayrı cezaevine yapılan „Hayata Dönüş“ saldırısının en kanlı yaşandığı yer olan Bayrampaşa Cezaevi önündeydi. Yüzlerce kişi, katliamı lanetledi, sorumluların yargılanmasını istedi. Çok sayıda kurumun ayrı ayrı yaptığı basın açıklamalarında, yaşamını yitirenler anıldı.

Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği (TUYAB) üyeleri, „Yaşasın 19-22 Aralık direnişimiz. Unutmadık unutturmayacağız“ yazılı pankartı açtı, saldırı sonucunda öldürülen tutsakların fotoğraflarını taşıdı. Eylemde, „Diri diri yakanlar cezalandırılsın“, „Bedel ödedik bedel ödeteceğiz“, „Unutmadık unutturmayacağız“, „Anaların öfkesi katilleri boğacak“ ve „Yaşasın 19 Aralık direnişimiz“ sloganları atıldı.

Savaşa hazırlanır gibi hazırlandılar

TUYAB adına konuşan Taşkın Türkmen, 19-22 Aralık katliamının üzerinden 10 yıl geçtiğini belirterek, „Faşist rejim toplumda korku dağları yaratmak, yaşamın hücreleştirilmesinde yol almak için F tipi hapishanelerin yolunu bu katliamla açtı. O güne kadar devrimci tutsakların kazandıkları mevzileri geri almak, teslimiyeti dayatmak için 20 hapishaneye, o güne kadar görülmemiş boyutta büyük bir katliam operasyonu düzenlediler. Yüzlerce devrimci tutsak yaralandı, 28 devrimci tutsak hunharca katledildi. Bu katliama utanmadan ‚Hayata Dönüş‘ adını verdiler“ dedi. Devletin saldırıya, maketler üzerinde savaşa hazırlanır gibi hazırlandığını belirten Türkmen, saldırının 8 jandarma komando taburu, 191 subay, 432 astsubay, 392 uzman jandarma, 281 uzman erbaş, 7 bin 80 er, skorsky helikopterler ve 20 bini aşkın bomba ile gerçekleştirdiğini söyledi.

Geçtiğimiz günlerde Bayrampaşa davasının başladığını hatırlatan Türkmen, Bayrampaşa’da 6 kadın tutuklunun diri diri yakıldığını hatırlattı. Türkmen, şöyle konuştu: „Bu katliamın asıl sorumluları; başta MGK, dönemin koalisyon hükümeti olan DSP-MHP-ANAP ve bu hükümetin Adalet, İçişleri, Sağlık bakanları, yine dönemin Genelkurmay Başkanıdır. ‚İnsanlığın bittiği nokta‘ olarak tanımlanan bu katliamın bütün suçu ve sorumluluğu, katliamda son halkayı oluşturan 39 erin sırtına yüklenmek isteniyor. O insanlık dışı katliamı planlayan ve uygulatan askeri ve siyasi sorumluların adı bile anılmıyor.“

Onların dışarıdaki sesi soluğunu olacağız

Bugün hala hastane ve mahkemeye gidiş gelişlerinde tutuklu ve hükümlülerin fiziksel saldırıya uğradığını, hücre cezaları, mektup ve yayın yasağının olağan bir hal aldığını kaydeden Türkmen, „tecrit içinde tecrit“in hüküm sürdüğünü dile getirdi. Taşkın Türkmen, „Hapishanelerde devrimci tutsaklar tecrit koşullarında, tarihsel gelenekleri, yeni direniş biçimleri ve net duruşlarıyla sürdürmeye devam ediyorlar. 19 Aralık katliamını 10. yıl dönümünde sınıf kinimizle lanetlerken, bizlere düşen görev; devrimci tutsakları yalnız bırakmayarak onların dışarıdaki sesi ve soluğu olduğumuzu unutmadan mücadeleyi büyütmektir“ diye konuştu.

Basın açıklaması cezaevi önüne kırmızı karanfillerin bırakılmasının ardından Grup Munzur’un ezgileriyle son buldu.

Adalet istemeye devam edecekler

Ardından cezaevi önünde toplanan Halk Cephesi üyeleri, „Biz 19 Aralık’ta Bayrampaşa’daydık, diri diri yakılanlar kurşunlananlarız, adalet istiyoruz“ ve „10 yıl oldu 19 Aralık 2000’de, Bayrampaşa’da diri diri yakanlar yargılansın“ yazılı pankartlar açtı.

Halk Cephesi sözcüsü Gülten Işık, katliamın tesadüfi olmadığını belirtti. Işık, „NATO, IMF, Amerikan emperyalizmi ve ülkemizdeki işbirlikçi iktidarlar… Hepsinin bu katliamda parmağı vardır. ‚Düşüncelerinizi değiştirin‘ diyorlardı bize. Faşizme karşı demokrasiyi, emperyalizme karşı bağımsızlığı, kapitalizme karşı sosyalizmi savunmaktan vazgeçmemizi istiyorlardı. Vazgeçmedik. Diri diri yakıldık, kurşunlandık, tecrit hücrelerine atıldık, 122 kez öldük, halkımızın özgürlüğünü, vatanımızın bağımsızlığını savunmaktan vazgeçmedik“ dedi.

Katliamın sorumluları ve devlet yetkililerinin ‚Geçmişi kurcalamayın‘, ‚eski yaraları kanatmayın‘ dediklerini aktaran Işık, „Unutun diyorlar. Bir avuç kömür haline getirilmiş Seyhan Doğan’ı unutabilir miyiz? Tutsakları ‚Üzerinde insan bulunan yere atılmaz‘ yazan bombalarla katledilenleri, yanan bedenleri bile kurşunlayanları affedebilir miyiz?“ dedi. Işık, adalet istemeye devam edeceklerini söyledi.

Açıklamanın ardından cezaevinin kapısına kırmızı karanfiller ile öldürülen tutsakların fotoğraflarını bırakan Halk Cephesi üyeleri, 19 Aralık katliamıyla ilgili tiyatro gösterimi sundu. Grup Yorum da kısa bir dinleti sundu.

Saldırının amacı öldürmekti

Avukatlar da Bayrampaşa Cezaevi önünde adalet talebini yükseltenler arasındaydı. „Katliam emrini verenler cezalandırılsın“ yazılı pankart taşıyan Çağdaş Hukukçular Derneği üyelerine adına Av. Ebru Timtik, bir açıklama yaptı. Timtik, operasyonun en şiddetli yürütüldüğü yerin Bayrampaşa olduğunu belirtti. Sadece burada 6 kadının diri diri yakılarak 12 politik tutuklunun öldürüldüğünü söyleyen Timtik, şöyle konuştu: „Bayrampaşa Cezaevi için verilen Adli Tıp bilirkişi raporuna göre operasyon sırasında öldürücü dozun üzerinde gaz bombası kullanılmıştı. Altı kadın, güvenlik güçlerince kullanılan göz yaşartıcı, gaz ve sinir bombalarının çıkardığı yangında ölmüştü. Kadınların kaldığı koğuşta yalnızca 20 gramı bile insanı 38 dakikada öldürmeye yeten bombalardan 35 gram bulundu ve yine aynı koğuşta patlamamış 45 adet gaz bombası bulundu. Bilanço, yapılan operasyonunun hiç de ‚Hayata Dönüş‘ amacı taşımadığını tersine en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş planlı bir katliam olduğunu göstermektedir.“

Katliamı gerçekleştirenlerin zaman içinde üstün hizmet madalyalarıyla ödüllendirildiğini vurgulayan Ebru Timtik, açılan davada sadece 39 erin yargılanmasıyla, asıl sorumluların aklanmak istendiğini belirtti.

Siyasi, askeri ve hukuki sorumlular yargılansın

Hukuk Dernekleri Platformu üyeleri de katliamı lanetledi. Avukat Şule Recepoğlu, „Katliam o kadar açıkça vahşet dolu ve hukuka aykırıydı ki olay tutanağını dönemin İstanbul Başsavcısı, Cezaevi Savcısı, Cezaevi Tabur Komutanı ve Cezaevi Müdürü bile imzalamayı kabul etmedi“ dedi. Recepoğlu, 10 yıl sonra açılan davada sıradan erlerin yargılandığını, operasyonun siyasi, hukuki ve askeri sorumlularına dokunulmadığını söyledi.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu üyeleri de cezaevi önünde adalet talep eden kurumlardan biri oldu. „19 Aralık’ı unutmadık unutturmayacağız. Katil devlet hesap verecek“ yazılı pankartı açarak basın açıklaması yaptı. (ETHA)

­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­_____________________________________________________________________________________________________________________________________________

Balıkesir, 19 Aralık’ı unutmadı

BALIKESİR- İHD Balıkesir Şubesi, 19 Aralık Cezaevleri katliamını, yaptığı basın açıklamasıyla protesto etti.

İHD adına yapılan açıklamada, operasyonun adının „Hayata Dönüş“ olduğu, ancak operasyon sırasında 28 kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce insanın yaralandığı ve sonrasında F tipi cezaevlerine karşı yapılan ölüm orucu eylemlerinde 122 kişinin yaşamını yitirdiği hatırlatıldı.

Açıklamadan sonra, 19 Aralık operasyonunu Ümraniye Cezaevi’nde yaşayan Hüseyin Şimşek, yaşadıklarını anlattı.

Açıklamaya, Emek Gençliği, DGH, DPG, ESP ve YDG katıldı.

­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­

_____________________________________________________________________________________________________________________________________________

Onlara vefa borcu için…

İZMİR – Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi üyeleri, 19 Aralık Katliamı’nın 10. yıldönümünde bugün de Kırıklar F Tipi Cezaevi önündeydi. Avukatlar, slogan atıp düdük çalarak seslerini içeridekilere ulaştırmaya çalıştı. Avukat Şule Hızal Aslan, bir vefa borcu anlamı taşıyan eylem için, “Katliamda öldürülenler sadece rakam değiller, insandılar, bizim dostlarımız, arkadaşlarımızdı” dedi.

ÇHD üyesi bir grup avukat, 19 Aralık Cezaevi Katliamı’nın 10. yılında bugün yine Kırıklar F Tipi Cezaevi önündeydi. 2002 yılından bu yana katliamın yıldönümünde cezaevi önüne giderek katliamda ve ölüm orucu direnişinde kaybettikleri müvekkillerini anan avukatlar, sloganlar atarak, tecrit politikalarını protesto etti. Düdükler çalarak seslerini içeride müvekkillerine duyurmaya çalışan avukatlar, onlara “yalnız değilsiniz” mesajını gönderdi.

Burada bir konuşma yaparak duygularını paylaşan Avukat Şule Hızal Aslan, “Katliamın sonuçlarına ilişkin rakamlar vermek istemiyorum. Hepimiz zaten sayısal sonuçları biliyoruz. O katliamda yitirdiklerimiz insandılar, dostlarımızdı, arkadaşlarımızdı. Onların operasyon sonrasında eylemlerinin de tanığıyız. Onları unutmamız mümkün değil. Unutmayacağız” dedi.

Avukat Aslan’ın konuşmasının ardından cezaevinin dış tellerine karanfiller bırakan avukatlar, cezaevi önünden ayrıldı.

_____________________________________________________________________________________________________________________________________________

Diyarbakır’da 19 Aralık yürüyüşünde çatışma

AMED – Diyarbakır’da, 19 Aralık cezaevleri katliamının yıldönümü nedeniyle TUHAD-FED tarafından düzenlenen yürüyüşe polis gaz bombalarıyla saldırdı.

Diyarbakır E Tipi Cezaevi yakınlarında gaz bombası ve tazyikli su ile yapılan saldırıya kitlenin taşlarla karşılık verdi.

_____________________________________________________________________________________________________________________________________________Bu haberler ETHA,ANF,Alinteri,Atilim,Kizilbayrak,DHF,Kaypakkaya-Partizan sitelerinden aktarma ve derlemedir. (ATIK-AHM)