ATİK-YENİ KADIN | 25 – 04 – 2011 | Günümüzde emperyalist saldırganlık, milliyetçi, ırkçı, militarist politikalarla, birçok ülkede işgal- ilhak saldırılarını sürdürürken, demokrasi havarisi kesilen ülkelerde ise, her geçen gün, kan-can bedeli elde edilen sosyal ve demokratik haklar gasp edilmeye çalışılmaktadır. Bu durumun işçi sınıfına ve emekçilere yansıması ise; daha fazla ölüm, daha fazla zulüm – şiddet, daha fazla işsizlik, yoksulluk ve açlık olmaktadır.
İşçi sınıfının birlik- mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta, işçi ve emekçiler kendilerine reva görülen bu insanlık dışı yaptırımları protesto etmek ve haklarını aramak için alanlara akıyorlar. Milyonlarca işçi ve emekçinin görünmeyen yüzü biz kadınlar; güvenceli ve düzenli bir iş, sendikalı olma ve örgütlenme hakkımız için, kadın cinayetlerine ve kadına yönelik her türden şiddete karşı bu 1 Mayıs’ta da alanlardayız!
Sistemin Ucuz ve Yedek İşgücü Olmayacağız!
Emeğimize ve alın terimize “UCUZ” damgası vurulduğu için, bizler fabrikalarda, atölyelerde, güvencesizliğe mahkûm edilmekte, emeğimiz; göçmen olduğumuz için yerli emekçilerin, kadın olduğumuz için İse, erkek işçi ve emekçilerin emeğinden değersiz görülmektedir! “DÜNYAMIZ” haline getirilen, dört duvar evimizde; bitmek bilmeyen, insanı aptala çeviren bütün işler üzerimize yıkıldığı halde, harcadığımız emek hiçbir şekilde görülmemektedir. Taşeron firmalar kanalıyla örgütlenme hakkımız ve emeğimiz bir kez daha gasp edilmekte, bir kez daha fazla sömürülmekteyiz! Kriz dönemlerinde işten ilk atılanlarız. Öyleyse ”Sistemin Ucuz ve Yedek İşgücü Olmayacağız” diyerek, “EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET” talebi ile alanları doldurmak en çok bizim zorunluluğumuzdur!
Cinsiyet Ayrımcı Politikalara, Baskılara ve Şiddete Sessiz Kalmayacağız!
Ayrımcı politikalarla beslenen toplumsal cinsiyet dayatması sonucu kadın, yaşamın her alanında ikinci, üçüncü sıralarda yer almaktadır. Kadın olduğumuz için taciz ve tecavüz başta olmak üzere, her türlü şiddet bize reva görülmekte, emperyalist savaşlarda bedenlerimiz, işgal edilen toprakların parçası olarak görülmekte, erkek egemen zihniyet, bedenimize ve yaşamımıza dair bizim yerimize karar vermekte, hemen her gün sudan gerekçelerle kadınlar öldürmekte, bedenleri parçalanmakta, yakılmaktadır.
Geçmişten günümüze, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde, önlerine en fazla engel konulanlar olmamıza rağmen, emperyalizme, kapitalizme, faşizme, cins ayrımcılığına, ırkçılığa, milliyetçiliğe, militarizme ve her türden gericiliğe karşı, her dönem yerlerimizi hep en önde alanlar, bedenlerimizi bedel olarak ödeyenler olduk. ‘VARDIK, VARIZ, VAR OLACAĞIZ’ diyerek, bu mücadelelerin öznesi olduğumuzu pratikte de hep gösterdik. Clara’lar, Rosa’lar, Kollontay’lar, Mirabel kardeşler, Meraller, Barbaralar, Nergizler, 1977’nin 1 Mayıs’ında Taksim’de katledilen 10 emekçi ve işçi kadın ve daha niceleri bu durumun ispatıdırlar.
Unutulmamalıdır ki, insanlığın tarihini kadınlar da yazdı. Tüm insanlık dışı saldırılara, taciz- tecavüz ve her türlü şiddete, ikinci cins olarak hor görülmeye, ulusal kimliğinden dolayı ötekileştirilmeye rağmen, kadınlar tarih boyunca mücadele ettiler, edecekler de. Bu nedenledir ki; 1 Mayıs; görünür olma, kortejlerin en önünde yürüme ve taleplerimizi daha yüksek sesle haykırma zamanıdır. Başımızı dik tutarak, ödenecek bedellerden korkmadan, yılmadan ileriye ve geleceğe bakma zamanıdır. İşçi ve emekçi kadınlar olarak dayanışmayı büyütme ve örgütleme zamanıdır. Bir kez daha; bu 1 MAYIS’ta da, hayatın her alanında biz kadınları saran görünmezlik perdesini kaldırmak için ALANLARA!
Ø EKMEK İSTİYORUZ; AMA GÜL DE ISTIYORUZ!
Ø YAŞASIN İŞÇI SINIFININ BIRLIK-DAYANIŞMA VE MÜCADELE GÜNÜ 1 MAYIS!
ATİK Yeni Kadın MAYIS 2011