Anasayfa , Avrupa , İsviçre’de Sefagül Hafta Sonu Kadınlar Eğitim Kampı Başarıyla Gerçekleştirildi

İsviçre’de Sefagül Hafta Sonu Kadınlar Eğitim Kampı Başarıyla Gerçekleştirildi

ZÜRİCH | 23 – 06 – 2011 | Her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen İsviçre Hafta sonu Kadınlar Eğitim Kampımız, bu yıl 17 – 19 Haziran tarihleri arasında Zürih’te başarıyla gerçekleştirildi.

Kamp tarihimizden kısa bir süre önce, Dersim’de şehit düşen 5 TKP/ML kadın gerillasının, eşitlik ve özgürlük mücadelesinde, kadınların yolunu aydınlatacak meşaleler olmalarından kaynaklı, onları temsilen SEFAGÜL KADINLAR EĞİTİM KAMPI dedik kampımızın adına.

Kampımızın siyasal gündemini, YENİ KADIN MYK’mızın önümüze kampanya olarak koyduğu “eşit işe eşit ücret” olarak belirlemiştik. Alt çalışmalarımızı bu hazırlık doğrultusunda sürdürdük. Siyasal gündemde konuşmacı olarak “Eşit İşe Eşit Ücret talebinin tarihsel arka planını, bugünkü durumu ve kampanyanın hedeflerini, taleplerini YENİ KADIN MYK adına Zeynep Şakar, bu talep doğrultusunda sendikal mücadelenin önemini UNİA Sendikası adına Mine Kavak, İşyerlerindeki Mobing baskısının işçiler ama özel olarak kadın emekçiler üzerindeki etkilerini Dr. Psikiyatrist Ayşe Aydın anlattılar.

Kampımızdan üç gün önce, UNİA sendikasının İsviçre genelinde örgütlediği “Eşit İşe Eşit Ücret” eylemlerine biz de bütün alanlarda gücümüz oranında aktif bir şekilde katıldık. Oldukça başarılı geçen eylem gününde özel olarak Zürih’teki eylemde pankartımız, dövizlerimiz, bildiri ve broşürlerimiz ve işçi tulumlarımız ile oldukça dikkat çekmiştik. Kampımızdan sadece üç gün önce gerçekleşen bu başarılı eylem elbet kampımızda da yansımasını buldu.

Cuma akşamı saat 19.30 da başlayan kampımızı, eşitlik, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde şehit düşenler adına bir dakikalık saygı duruşu ile açtık. Ardından gerçekleştirdiğimiz anma etkinliğimizde, beş TKP/ML kadın gerillası için, Yeni Kadın MYK’ sının kaleme aldığı mesaj okundu. Akabinde PowerPoint olarak hazırlanan sunum eşliğinde Sefagül’ün kendi yazdığı şiirleri okundu. Onları bizzat tanıyan arkadaşların anlattıkları anıları ile anma etkinliğimiz, onlar için gönderdiğimiz alkışlarla sona erdi.

Cuma akşamı henüz katılımcı sayısı azdı ama buna rağmen katılan arkadaşlarla bir tanışma sohbetinden sonra saat artık zaten 23.00’ü geçtiğinden, serbest sohbete dönüştürdük. Katılımcı arkadaşlarımızın çok heyecanlı oldukları gözlemlenmekteydi.

Cumartesi sabahı kahvaltıdan sonra, 30’un üzerinde kadın, 10 kadar da erkek arkadaşın katılımıyla başlayan eşit işe eşit ücret panelinin ilk konuşmacısı YENİ KADIN MYK’sı adına Zeynep arkadaş idi

PowerPoint eşliğinde sunumunu yapan arkadaşımız; “İşçi sınıfını ortaya çıkartan SANAYİİ DEVRİM lerinin yarattığı iş hukukunun, kadın emeğini ikincil ve ucuz iş gücü olarak belirlemesinin sonucu, üretimde esas faktör erkek kabul edilmiştir. Bu durumu değiştirmek için ilk örgütlü mücadele 8 Mart 1857’de New York’taki tekstil işçisi kadınlar tarafından başlatılmış ve kısa sürede bütün dünyayı sarmıştır. Can bedeli verilen mücadeleler sonucu, günümüze kadar belli evrelerden geçerek bazı kazanımlar elde edilmiş ise de, günümüzde emperyalizmin saldırganlığı altında yakıcılığını hala korumaktadır.” deyip kampanyanın hedeflerini ve taleplerini anlattıktan sonra, sözü UNİA Sendika temsilcisi Mine Kavak arkadaşa devir etti.

Mine arkadaşımız; UNİA Sendikası adına 14 Haziran’da gerçekleştirilen eylemlerde, sokaklardaki kadınların heyecanı ile tüm katılımcıları selamlayarak sözlerine başladı. Konuşmasında sendikal mücadelenin tarihsel sürecine, işçi sınıfı açısından sendikaların önemine, emekçi kadınların sendikalar içindeki örgütlülük durumuna, sendikal mücadele içinde eşit işe eşit ücret talebiyle örgütlenen sürece vurgu yaptı. YENİ KADIN olarak sendikal mücadele içindeki mücadele yöntemlerimizin neler olabileceğini ve burada kitlelerle nasıl bütünleşebileceğimizin altını çizerek sözlerine son verdi.

Son olarak söz alan Dr. Psikiyatrist Ayşe Aydın arkadaşımız ise; “İş yerlerinde işçi sınıfı üzerindeki baskının nedenlerine vurgu yaparak, emekçiler üzerindeki baskının ve sömürünün son yıllarda tüm dünyada gelişen taşeron firmalar kanalıyla nasıl daha boyutlandırıldığını anlattı. Sözlerini bu baskı ve sömürünün işçi sınıfı üzerindeki psikolojik etkilerini ve yarattığı sağlık sorunlarını, MOBİNG’in ne olduğunu anlatarak sürdüren arkadaşımız, özel olarak kadın emekçilerin bu durumlardan nasıl etkilendiğine, etkilenmenin neden daha çok kadın işçiler üzerinde olduğuna vurgu yaptı. Sözlerini, iş yerlerindeki yaşanan baskıların ve işini kaybetme korkusunun, yani MOBİNG’in işçi sınıfının ama özel olarak emekçi kadınların üzerinde yarattığı bu psikolojik rahatsızlıkların tek tedavi yönteminin, uyuşturucu ilaçlarda değil, işçi sınıfını dinamik kılan örgütlülüğünde olduğunun altını çizerek son verdi.

Katılımcılar tarafından dikkatle ve beğeni ile izlenen panelimizin sunumundan sonra katılımcıların soruları ve konu hakkındaki düşünceleri alındı. Panelist arkadaşların gelen sorulara verdikleri cevapların sonunda kampımızın bu bölümü sona erdirildi

Çocuk eğitiminin biz anne babalar için hala önemli bir konu olarak yakıcılığını koruduğu günümüzde, bu konuyu da es geçemezdik. Bu konuyu tartışmak için de Mediatör Yüksel Demir Schmidt’i davet etmiştik. Yüksel arkadaş programını, çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken yaklaşımlar üzerine hazırlanmış bir film gösterimi ile başlattı. Sonra da izlenen film üzerinde tartışma yürütüldü. Bir kez daha çocuklarımızı eğitirken nerelerde eksik kaldığımızı, neleri doğru neleri yanlış yaptığımızı gözlemlemeye çalıştık. Ancak çocuk eğitimindeki esas faktörün çocuğumuzun bir birey olduğunu, hangi yaşta olursa olsun bir birey olarak insan olmanın gerektirdiği saygının gösterilmesi gerektiğini, çocuğun kendisine ve aile bireylerine güvenmesinin önemi, güvenmenin yolunun da sevgi ve şefkatten mahrum bırakılmamakla sağlanabildiğinin ama sevgi – saygı gösterirken de uçlardan hep kaçınılması gerektiğinin altı bir kez daha çizildi.

Verilen yemek arasından sonra, iki saat kadar “özgürlük ne demektir, bizler özgür bireylermiyiz, her örgütlü kadın özgürmüdür?” konularını aktif bir şekilde tartıştık.

Programımızın kültürel etkinlik bölümünde ise, katılımcı arkadaşların spontan hazırladıkları skeçlerle, birlikte söylenen türküler ve marşlarla dostluğun, yoldaşlığın bir kez daha pekiştiği bir akşam yaşandı.

Kampımızın son günü olan Pazar sabahı programımızın ilk bölümünde, Türkiye’de 8 Nisan’da, YENİ DEMOKRAT KADIN’dan arkadaşlarımızın, “YÜZLEŞİYORUZ, HESAPLAŞIYORUZ, ÖRGÜTLENİYORUZ” şiarı ile gerçekleştirdikleri Kurultay Örgütleme Konferansı’ndan gösterdiğimiz kesitler, coşku ve umudu büyüterek izlendi.

Akabinde YENİ KADIN MYK’mızın, Mayıs başında gerçekleştirdiği 2. toplantısının sonuçları katılımcı arkadaşlar ile paylaşıldı.

Kampımızın eksik kalan yanı, her zamanki gibi, anneleri ile birlikte kampa katılan 10 kadar çocuğumuza ilişkin olarak hiçbir etkinliğin örgütlenmemiş olması idi. Her zamanki gibi gençlikten bir- iki arkadaşı bunun için görevlendirmiş olsak ta bu yeterli olmamaktadır. Bundan böyle bu tür etkinliklerde geleceğimiz olan çocuklarımız için daha ciddi programlar hazırlamamız gerektiğini bir kez daha gözlemledik.

Son olarak üç günlük kampın değerlendirmesine geçtik. Değerlendirme bölümünde tek tek söz alan her arkadaş heyecan ile bu çalışmanın oldukça başarılı bir kamp çalışması olduğunu, seçilen eğitim ve tartışma konularının çok isabetli konular olduğunu, önemli bilgiler aldıklarını, ancak esas belirleyici yanın, kamptan sonraki süreç olduğuna vurgu yapmaktaydılar. Önümüzdeki yıl kampının başka bir şehirde gerçekleştirerek bu pozitif elektriğin başka şehirlere de taşınması, talepler arasında birkaç kez tekrarlanan oldu. Koşullar el verdiğince ayda veya iki ayda bir, bir araya gelerek benzer eğitim çalışmaları yapmamız, bu kamptaki siyasal gündemin yerel alanlar içinde de yapılması gerektiği gelen öneriler arasında idi. İsviçre örgütlülüğü olarak bu önerileri dikkate alacağız.

Kampın başarı ile sonuçlandırıldığı bir gerçeklik. Ancak değerlendirme bölümünde erkek ve kadın arkadaşların da belirttikleri gibi, esas olan bu başarının devamlılığını sağlayarak, İsviçre Kadın çalışmasını her gün biraz daha yükseltmek, daha büyütmek esas başarının göstergesi olacaktır. (İsviçre Yeni Kadın)