Home , Avrupa , 18 Mart Uluslararası Dünya Politik Tutsaklar günü için etkinlik gerçekleştirildi.

18 Mart Uluslararası Dünya Politik Tutsaklar günü için etkinlik gerçekleştirildi.

BASEL |24.03.2015|18 Mart Uluslararası Dünya Politik Tutsaklar günü nedeniyle İsviçre’nin Basel kentinde, 22 Mart 2015 tarihinde ATİK- UPOTUDAK, ÖTDK, İDHF, BİR-KAR, Siyaset Gazetesi, BDKTM, PDD İsviçre bileşenleri tarafından bir etkinlik gerçekleştirildi.

resim 1.

Yapılan etkinlikte, Hapishanelerde yaşamlarını yitiren politik tutsaklar şahsında tüm devrim ve demokrasi şehitleri için yapılan saygı duruşundan sonra, 18 Mart Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Gününün Tarihi ve Önemi üzerine bir konuşma yapıldı. Konuşmada „18 Martın ortaya çıkışı ve ondan sonra tutuklanan Bulgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi ve Komüntern Merkez Yürütme Kurulu Üyesi G. Dimitrov için uluslararası çapta en büyük dayanışma eylemini örgütleyerek gösterir. 1970`lerde Filistin kamplarında eğitim aldıktan sonra İsrail ve emperyalist hedeflere askeri saldırılar örgütleyen efsanevi eylemci Ilic Ramirez Sanchez`in 1994 yılında Fransız ve Sudan istihbaratının ortak operasyonuyla kaçırılıp Fransa`ya getirilmesi. RAF üyelerini esir tutmakla yetinmeyip öldüren Almanya, Fransa ve İspanya`da esir tutulan ETA militanları, Yunanistan`da 17 kasım örgütünün aktivistleri, İsrail zindanlarında Filistin halkının binlerce değerli evladı esir tutulmaktadır. Yine, ABD`de 1981 yılından beri ölüm hücresinde bekletilen Mümia Abu Jamel ve pişmanlık göstermediği için 1982`den bu yana Fransa`da esir tutulan Lübnan`li devrimci Georges İbrahim Abdullah,ı saymak ve örnekleri çoğaltmak mümkündür.“

„Burdan hareketle 18 Mart Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Günü’nü içeriğine uygun yeniden geliştirip büyütmenin aciliyeti günümüzün acil ihtiyacı olarak önümüzde durmaktadır. Devrimci politik tutsakları sahiplenerek dayanışmayı büyütmeliyiz.“

Akabinde 18 Mart Dünya Politik Tutsaklar günü nedeniyle cezaevlerindeki durum üzerine bir konuşma yapıldı.

Yapılan bu konuşmada ise „2014 yılında Kraliyet Kolej araştırmasına göre, dünyadaki tutuklu sayısı ilk 15 ülke sıralaması şu şekildedir: ABD :2,228 424 ÇİN: 1,701 344   RUSYA: 672 100 BREZİLYA: 581 507 HİNDİSTAN: 411 992, TAYLAND: 318 841. MEKSİKA: 254 641, İRAN: 217851, ENDONEZYA: 167 163, GÜNEY AFRİKA: 157 394, TÜRKİYE ‘(11. Sırada) 153 947. VİETNAM: 130 180, KOLOMBİYA: 1116 449, FİLİPİNLER 110 925 ,ETİYOPYA : 93 044 kişi tutsak bulunmaktadır.189 cezaevinde, toplam tutuklu kapasitesi 52 bin olan Fransa cezaevlerinde, şu anda yaklaşık, 63 bin tutuklu bulunmaktadır. geçtiğimiz 2011 yılı içerisinde 115 tutsak intihar ederek hayatını kaybetmiştir. Ve 1200 tutsak ise intihara teşebbüs etmiştir. İntihara sürükleyen nedenlerin başında, cezaevlerinin baskıcı ve kötü muamele koşulları başta gelmektedir.

Almanya’da ise; 79 bin 182 kişilik kapasiteye sahip olan cezaevlerinde, şu anda 74 bin 143 tutuklu bulunmaktadır. Bu rakamın 58 bin 216’sının cezası kesilmiş mahkumlardan oluşmaktadır. Toplam tutuklu sayısı içinde 71’i çocuk olmak üzere, 4 bin cıvarında kadın tutuklu, 6 bin 130 genç bulunmaktadır. Ayrıca, 74 bin 143 mahkum içerisinde, 100’lerce Alman, Türkiyeli ve diğer ülkelere mensup devrimci örgüt taraftarı ve militanları mevcuttur.

İsviçre: Sözde Demokrasi beşiği olarak bilinen bu ülkedeki hapishaneleri F Tipidir. Yani hücreli sistemdir. Katı ve baskıcı kurallar işlemektedir. Yakalanan politik tutsakları siyasi olarak görmüyorlar. Bunun iki önemli sesebi var. Birincisi bu ülkede sınıf mücadelesinin olmadığını yaymak, ikincisi de “özgür bir ülkede” siyasi görüşlerinden dolayı hiç bir kişinin tutuklanmadığını yayarak kamuoyunu yanıltmaktır. Yakaladığı bütün siyasi insanları adli tutuklu göstermektedir.

Türkiye’de 359 hapishane bulunmaktadır. 97 bin kapasitesi olan bu hapishanelerde, bugün, 153 596 tutsak yaşamaktadır. Tutuklu sayısı, yüzde, 170 doluluk kapasitesiyle şu anda rekor düzeydedir.. 100 kişilik hapishaneye 170 kişi konularak, mevcut kapasitenin çok üzerine çıkmıştır. Bunların her 100 kişiden 28,1’ tutuklu 71,9’u ise, hükümlüdür. Ayrıca, yılda 3 milyon hukuk davası, 3 milyonda ceza davaları olmak üzere, 6 milyon dava dosyasının işlem gördüğü verilerle yer almaktadır. Tutukluluk dava süreleri, 2,5 ve 3 yıl arasında sürmektedir. Ve Yargıtay giden dosyalar 2,5 yıl, ayrıca temiz kararı da 1 yıl sürerek, bir tutsağın davasının sonuçlanması, 6,5 ile 7 yıl arasında değişmektedir.

İHD raporuna göre; 24 tutsak cezaevinde yaşamını yitirmiştir, 49 kişi ağır hastalıktan ölüm sınırına dayanmıştır. 228’i ağır olmak üzere toplamda 578 hasta tutsak bulunmaktadır. 397 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kalmıştır. 554 kişinin tedavisi keyfi olarak engellenmiştir. 586 tutsağa, çeşitli disiplin ve görüş yasağı uygulanmıştır. 236 tutsağa keyfi olarak, beslenme ve ısınma engeli konulmuştur. 173 kişiye, Kürtçe konuşma ve haberleşme yasağı verilmiştir. 105 kişi zoraki sevke tabi tutulmuştur. 201 kişiye keyfi olarak, kitap ve mektup yasağı uygulanmıştır. Durum bunun da ötesindedir.“

Bütün bu verilere ve araştırmalara bakıldığında, devrimci politik tutsakları sahiplenmek görev ve sorumluluğuyla karşı karşıyayız. Bu sorun geleceğimize dair bir sorundur. Ve aynı zamanda insanlık sorunudur. Bu bilinçle harekete geçmeli ve sahiplemeyi büyütmeliyiz. Bu açıklamamnın ardından Müzik dinletisiyle etkinlik sonlandırıldı.

Devrimci Politik Tutsaklar Yanlız Değildir!

Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur, Onurumuza Sahip Çıkalım!