İstanbul: Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)’nin örgütlediği, Medya Özgürlüğü ve Gazeteci Hakları Uluslararası Konferansı bugün Nippon Hotel’de başladı.
“Kutuplaşmış bir ülke ve basın özgürlüğü” başlığıyla 2 gün boyunca sürecek konferansın ilk gününde “Türkiye’deki baskıcı siyaset ve yargı sisteminde bir günlük gazete ve internet sitesi nasıl idare edilir?”, “TGS son 2 yılda neler yaptı? Yeni TGS’nin vizyonu ne olmalı?”, “Türkiye’de basın özgürlüğü”, “Türkiye medya sektöründe emeğin hakları, örgütlenme ve sendikacılık” konuları tartışmaya açıldı. TGS Başkanı Uğur Güç, IFJ Başkanı Jim Boumelha, AB Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler, Basın ve Enformasyon Bölüm Başkan Yardımcısı Andrea Schmidt, TGC Başkanı Turgay Olcayto, Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, TGS Genel Sekreteri Mustafa Kuleli, Kaos GL’den Yıldız Tar, Birgün gazetesinden Barış İnce gibi gazetecilerin katıldığı konferansta sınırdışı edilen Hollandalı muhabir Frederike Geerdink internet üzerinden katılım sağladı.
Güç: „Ülke bütün bu sorunları önemsizleştirecek bir kaos ortamına sokuldu“
Konferansın açılış konuşmasını TGS Genel Başkanı Uğur Güç yaptı. 7 Haziran sonrasında yaşanan gelişmeleri özetleyen Güç, „Ülke bütün bu sorunları önemsizleştirecek bir kaos ortamına sokuldu“ dedi.
32 devrimcinin katledildiği Suruç katliamını hatırlatan Güç, „Halk arasında IŞİD’e operasyon beklentisi hakimken jetler Kandil’i bombaladı. PKK’ye operasyonlar başladı. 100’ün üzerinde bölge, AKP tarafından daha önce hazırlanmış kanunlarla ‚Özel Güvenlik Bölgesi‘ ilan edildi. Ardı sıra Cumhurbaşkanı teamüllere uymayarak, hükümeti kurma görevini ikinci partiye vermeden, 1 Kasım’da seçimlerin yenilenmesi kararını aldı. Bir yandan seçim hükümeti tartışmaları sürerken, hergün ölüm haberleri almaya başladık“ şeklinde konuştu.
Kürt kentlerinde yaşanan ölümlere dikkat çeken Güç, bu gelişmelerle bağlantılı olarak 103 muhalif haber sitesinin engellendiğini hatırlattı.
Boumelha: „Basına baskı ve sansür de inanılmaz seviyede“
IFJ Başkanı Jim Boumelha, Türkiye’de şiddetin rutin hale geldiğini belirtti, „Basına baskı ve sansür de inanılmaz seviyede“ dedi. Ceza yasalarında basına engel oluşturan yasaların değiştirilmesi konusunda adım atılmadığını kaydeden Boumelha, bu gelişmeler karşısında direnebilmek için tüm gazetecilerin bir araya getirilmesinin önemli olduğunu vurguladı. Sendikal örgütlenmenin gerekliliğinin altını çizen Boumelha, „Maliyetleri azaltmak için işten çıkartmalar söz konusu. Bu Türkiye’de de devam ediyor“ diye kaydetti.
Dündar: “Türkiye’de devlet gazeteciliği var”
Açılış konuşmalarının ardından Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, “Türkiye’deki baskıcı siyaset ve yargı sisteminde bir günlük gazete ve internet sitesi nasıl idare edilir?” konusu üzerine konuşma gerçekleştirdi. Dündar, 1961 anayasası ile birlikte Türkiye’nin birçok konuda nefes aldığını ancak 1980 itibariyle bunun son bulduğunu ifade ederek bunun yansımalarının günümüzde de sürdüğünü belirtti.
“Türkiye’de devlet gazeteciliği var” diyen Dündar, nesnel bir gazetecilik anlayışının hakim olmadığını “Güneydoğu’ya gittiğimizde nesnel gazetecilik yapmamız mümkün değil. Nesnel yaptığımız taktirde ‘yardım ve yatakçılık’tan içeri atılıyoruz” dedi ve bu anlamda bağımsız gazetecilik yapanları tebrik etti.
Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü, Zaman Gazetesi genel yayın yönetmeni Abdulhamit Bilici, Cemaat yanlısı medyaya yönelik eleştirileri dikkate aldığını belirterek “AKP ‘siyasi İslamcılığı bıraktık’ dediği zaman dünyadaki pek çok gazeteci gibi biz de inandık. Askeri yapı geriletilip sivil yapı yükseltilirse demokrasi yükselir diye düşünüyorduk ve bu düşünce ile gazetemizi çıkarıyorduk” dedi ve yanıldıklarını dile getirdi. Dyanışma mesajı veren Bilici’ye karşılık Etha ve ANF muhabiri Arzu Demir “2011 yılında ‘terör press’ ile yaftalanan bir gazeteci olarak o süreçte yandaş gazeteler tarafından hedef gösterildim. Şu an ise Şırnak’ta arkadaşlarımız öldürülme korkusu ile karşı karşıya. Özeleştiri veren arkadaşlar, pratikte dayanışmayı örmeli” dedi.
Kürt gazetecilerin can güvenliği yok
Özgür Gündem gazetesinden Sedat Yılmaz ise Can Dündar başta olmak üzere salonda bulunan tüm gazetecilere yönelik “Geçmişte ve bugün Kürt gazetecilerin uğradığı baskıyı görmeden, kutuplaşmayı cemaat ve kendileri ile sınırlıyorlar. 27 yıl boyunca 79 arkadaşımız katledildi, yüzlercesi sürgünde, hapishanelerde… Gazetemiz 50 kere kapatıldı, farklı isimlerle 50 kez açtık” diyerek Kürt gazetecilerin can güvenliğinin hiçbir zaman olmadığını hatırlattı.
Konferansın devamında TGS Genel Sekreteri Mustafa Kuleli, TGS’nin son 2 yıllık sürecini aktardı.
Konferans diğer sunumlarla devam ediyor.