Home , Köşe Yazıları , Irkçılara ‘yolunuz açık olsun’ demek – Elif Sonzamancı

Irkçılara ‘yolunuz açık olsun’ demek – Elif Sonzamancı

Aşırı sağ, dolayısıyla ırkçılık Almanya gündeminin olağan konularından biri. Zira ırkçılığın ideolojik yayılımı -gerek toplumsal, gerekse kurumsal temelde nüfuzu- artık sorun kategorisinde bile ele alınmayan, fakat tartışmalardan da düşmeyen yegane konu. Sorun kategorisinde ele alınmıyor diyoruz, çünkü; sağlam argümanlara karşılık Almanya’da ırkçılığın yayılmasına hizmet eden aşırı sağ oluşumlarla etkili bir mücadele olduğunu söylemek güç. NSU davası, mülteci akımının başlaması ile birlikte PEGİDA örgütlenmesi, aşırı sağın legalize hali AfD örneği ırkçılık kavramını‚ ’olağan’ haliyle günlük hayatımıza sunan belli başlı örnekler arasında. Artık deşifre olmuş kurumsal ırkçılık bildiğiniz üzere biz yabancıların hayatında önemli zorluklar çıkarıyor.

Ve işte yine ilginç bir kararla aşırı sağ tekrar ülke gündeminde. Federal Anayasa Mahkemesi (Bundesverfassungsgericht), Nasyonal Demokrat Parti’nin (Die Nationaldemokratische Partei Deutschlands – NPD) kapatılması talebini reddetti. NPD’nin yasaklanmasına yönelik Eyaletler Meclisi tarafından başvuru 2013 yılında yapılmıştı. Mahkemenin gerekçeleri de bir o kadar ilginç. Karara göre; NPD anayasa düşmanı, fakat faaliyetlerini başarıya ulaştıracak ağırlığa sahip değil. Yaklaşık 300 sayfalık bir karar hazırlayan mahkeme, NPD’nin demokrasiyi tehdit edecek kadar güçlü olmadığına kanaat getirdi. NPD’nin kapatılması istemine gerekçe olarak; partinin yabancı düşmanlığı ve eski Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) ile organik bağı bulunduğu, özgürlükçü demokratik temel düzeni ortadan kaldırmak istediği gösterilmişti. Almanya’da Anayasa Mahkemesi karar mekanizmasında en üst merci misyonuna sahip, dolayısıyla verdiği kararlar bağlayıcı nitelikte. Bu karar Federal Anayasa Mahkemesinin verdiği ikinci karar. İlk başvuru 2000 yılında yapılmıştı. Kapatma talebi 2003 yılında, Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) adına istihbarat yürüten ve adına V-Leute (Vertrauensperson-Güvenilir kişi) denilen ajanların parti yönetiminde olduğunun ortaya çıkması ile beraber reddedilmişti.

Özellikle doğu Almanya’da tabanı bulunan aşırı sağcı NPD, 2013 yılında yapılan federal seçimlerde 560 bin 828 (1,3) oy aldı. Dolayısıyla devletin partilere verdiği yıllık fondan 1,4 milyon Euro alma hakkını kazandı. NPD yasaklansaydı artık bu parayı alamayacaktı. Dolayısıyla önemli bir maddi kaynağı kesilmiş olacaktı. O dönemin verilerine göre resmi olarak 5 bin civarında üyesi bulunuyor. Her ne kadar NPD federal ve eyalet parlamentosunda kendisine yer bulamasa da 338 belediye meclis üyesi bulunuyor.

Aşırı sağı sadece NPD’ye sıkıştırdığımız zaman, Anayasa Mahkemesi’nin NPD’yi önemsiz gibi gösteren kararı algılarımızda pozitif bir karar gibi görünebilir. Şunu da unutmamak gerekiyor: 2. Dünya Savaşı’nın ardından Hitler rejiminin yenilgiye uğraması ile beraber ırkçı Nazi düşüncesi Almanya’da itina ile ötelendi, fakat devletin resmi kurumlarında yaşama şansı hep devam etti. NPD de bu oluşumların başında geliyor. Yine 2000-2007 yılları arasında 8’i Türkiyeli, 10 kişiyi öldüren NSU örgütünün açığa çıkmasının gecikmesi ve dava sürecinin uzatılması, devlet ile aşırı sağ arasındaki çizginin ne kadar ince olduğunu sunan bir argüman. Ayrıca son dönemde radikal sağcıların yanında, popülist aşırı sağcı AfD merkezli yükseliş hesaba katıldığında, bu kararın aslında bu kesime yolunuz açık olsun demek olduğunu da söyleyebiliriz.

Avrupa’da hızla yükselişe geçen aşırı sağcı partilerin liderleri de 21 Ocak’ta Koblenz’de gerçekleşecek konferansta bir araya gelecek. Bu buluşmadan nasıl bir mesaj çıkacağı da merak konusu. Şunu da eklemekte fayda var: Bu kesimin şiddete dayalı suç haneleri de oldukça kabarık. 2016 yılının ilk altı aylık verilerine göre aşırı sağcılar tarafından 6 bin 548 suç işlendi. Yine 2016 Ekim ayına kadar mülteci yurtlarına karşı 797 saldırı gerçekleştirildi, bunların neredeyse tamamı ırkçı saldırılar.

Baskın toplum anlayışı dengeleri korumak adına ırkçı dinamiklerden beslenir. Devlet destekli bu grupların yaşam şansı işte bu desteklerden geliyor. Elbette sadece parti kapatmakla bu kesimle mücadele edilemeyeceği aşikar. Fakat etkin bir mücadele için motivasyon eksikliğinin nedeni hep açık bir kapı bırakma eğilimi. Nitekim beklendiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin red kararının aşırı sağcılara verdiği mesaj‚ ’buyrun mücadele alanı sizin’ demektir. (Yeni Özgür Politika)