Anasayfa , Avrupa , Hannover’de Hacer Arıkan ile Söyleşi Yapıldı

Hannover’de Hacer Arıkan ile Söyleşi Yapıldı

Avrupa Sürgünler Meclisi’nin düzenlediği Hacer Arıkan ile söyleşi 24 Mart’ta gerçekleşti

HANNOVER|27.03.1018| Mutluluğun sahip olduğumuz mal-mülk ve tüketim maddeleriyle; gücün ise yaptırım, hükmetme, zorbalık ve esaretle tanımlandığı şimdilerde, yapılanlara muhalif olan, ötekileştirilenlerin terörist tehlikeli ilan edildiği, insan olma özelliklerimizden zihnimize düşüncelerimize, duygularımıza fiziksel görünüşümüze kadar işgal altında olduğu günümüzde, insanın en çok ihtiyacı olan şey kendi gücünü hatırlamasıdır. Bir insanın savaş meydanında bile gücü kendisindedir. Bunun canlı örneklerinden biri olan Hacer  Arıkan’ın 19 Aralık 2000’de cezaevinde devletin bombalar, silahlar ve kimyasal maddelerle cezaevi hücre ve koğuşlarını muharebe meydanına döndürdüğü vahşette, yüzde 45 yanmış olarak hayatta kalmayı başaran Hacer  Arıkan’la söyleştik.  “Hasretliğime Doyumsuz Kardeşliğime kitabını imzalayacak” cümlelesiyle başlayan söyleşi samimi sevgi ve dostlukların zemininde sürdü. Hannover’de aynı gün ve saatte birçok ülkeden dostların bir arada uluslararası NEVROZ kutlaması olmasına rağmen katılım 30 kişiden fazlaydı.

Hacer Arıkan ve abisi Erol Arıkan’ın kısa hoşgeldiniz selamlamasından sonra Hacer ve arkadaşlarının oluşturduğu Film Kolektifi’nin yaptığı ve 17. Ankara Film Festivalinde ödül aldıkları KARANLIKTAN  AYDINLIĞA isimli 20 dakikalık film gösteriminden önce insanca yaşam, devrim ve demokrasi mücadelesinde kaybettiklerimizin – değerlerimizin anısına saygı duruşu yapıldı.

Filmde herkesin bugünü ve geçmişiyle kendi içinde acılarının ve sevdiklerinin yaşanmışlılarıyla 20 dakikalık ama uzunca bir yolculuk yaptık. Yoğun bir iç söyleşiden, söyleşiye geçmek için Hacer’in ve Erol’un da yoğun duygularla söze davranması ile sohbet ve sorular başladı.

Hacer’in sayısını bilmediği ameliyatlardan sonra yanan burnunun yerine takılan  mıknatısla tutturulmuş yeni  burnun tramvayda düşmesini, Erol da ayağından vurulduğu için geçirdiği ameliyat sonrası koltuk değnekleriyle otururken yanından yuvarlanan burnun çıt çıt sesleri eşliğinde yolculuğunu nasıl izlediğini anlatan kara mizah bizleri gülümsetti.

Filmin yapılma serüvenini, o dönemki durumu, Hacer sayısız ameliyattan sonra kendi iç diyaloglarından kesitlerle anlattı. Yeni Hacer ile yanmadan önceki Hacer’in hayalleri ve yapabilecekleri başkaydı.

“Eskiden dikiş öğretmeniydim eğer ceza evinden çıkarsam bir atölye açarım dikiş dikerim, modaevi açarım bir şekilde yaşamımı yeniden kurarım diyordum. Yemek yapmayı çok seviyordum ve belki küçük bir lokanta veya kahve açar çalıştırırım,  her şeye yeniden başlayabilirim diye düşünüyordum. Artık bu düşündüklerimi yapamayacağım. Ellerimi kullanamıyorum, yürüyemiyorum, kafa bölgem de yarı yarıya yanık.  Belgesel çekmek, senaryo yazmak vb. işte bunlar bana göre demiştim, ben bunları yapabilirim.”

Ardından “Bu çalışmaların maddi imkansızlıklar yüzünden sonlanmasına üzgünüz” diyor.

Almanya’ya tedavi için geldiğinde Alman dostlarıyla yaşadığı deneyimlerini bizimle paylaştı Hacer. “ Kısa süreliğine gelmiştim ve tedavi uzadıkça bir seneye yakın süren dönemde birlikte kaldığım Willhem ve eşinin yanında kendimi evimde hissettim. Onlar benim ailem oldu” dedi.

Daha sonra ceza alıyor. Mahkemenin sonuçlanması sonrası iltica ederek Almanya’da yaşamaya başlıyor Bu arada aralıksız devam eden tedavilerini, buradaki yaşamını anlattı. Sohbetin ardından yaşadıklarını ve duygularını paylaşacağı yeni romanında ve başka sohbetlerde buluşmak dileğiyle kitaplarını imzaladı.

Hacer şu anda iki senedir süren kafatasındaki yanıkların yarattığı enfeksiyon tehlikesini önlemek için tedavi görüyor.  Alta yerleştirilen bir balonla esnetilen derinin öne çekilerek yanık bölgenin kapatılması başarıyla biterse peruksuz ve enfeksiyonsuz yaşama devam edecek. Birinci sene ve ilk ameliyat çok iyi yapılmıştı, şimdi ikinci aşamada…

Ağrıları rağmen bizimle sohbeti, kattığı pozitif mücadele enerjisinden dolayı teşekkür ediyoruz. Daha sağlıklı daha başka sohbetlerde buluşacağımızı biliyoruz.

Toplantı salonundan topluca Nevroz alanına gidildi ve halaya katıldık. Hasta ve yorgun olmasına rağmen her zamanki güzel enerjisi ile Hacer de katıldı. (http://avrupasurgunleri.com/hacerle-soylesi/)