Home , Avrupa , Gezi Direniş Çadırında Kahvaltı Ve Rojava Paneli

Gezi Direniş Çadırında Kahvaltı Ve Rojava Paneli

panel_rojava_2LONDRA |12-08-2013 |  Londra’da 2 Ağustostan bu yana kurulan ve çeşitli etkinliklerle faaliyetlerini sürdüren Gezi Tutsaklarıyla Dayanışma Çadırında 11 Ağustos günü „Yeryüzü Sofrası“ adıyla kahvaltı yapıldı. Ortaklaşmanın ve dayanışmanın güzel bir örneğinin verildiği kahvaltı boyunca Gezi tutsakları ve hastanede yaşam mücadelesi veren Berkin Elvan için yardımlar toplandı.
Finsbury Parkta Rojava Paneli
Aralarında Tohum Kültür Merkezi’ninde bulunduğu DKÖ’ler ve yöre derneklerinin oluşturduğu „Taksim Dayanışma Platformu“nun örgütlediği çadır direnişinin bu haftaki konusu „Anadolu ve Trakya Cografyasinda Ezilen Halklar “ olarak belirlenmişti. Bu çerçevede son etkinlik Rojava’da yaşananların anlatıldığı bir panel oldu.
Direniş çadırının kurulu olduğu Finsbury Parkta açık alnada yapılan panelde konuşmacı olarak Alaaddin Sinayiç katıldı.
Konuşmasına „Rojava şahsında Suriye’deki savaş ortamını inceleyeceğim. Son süreçle birlikte ‘Rojava’ kelimesi literatüre girmiş oldu. Medya Rojava kelimesini kullanıyor, Bati Kürdistan kastediliyor. Kürtler özellikle Rojava da Suriye bağımsızlığını ilan ettiğinden bu yana Kürtler üzerine zulüm uygulanmaktadır ve Kürtler statü sahibi değildi. Diller bile resmi olarak Kabul görmüyordu. 1946’dan sonra baskılar arttı. Türkiye’de olduğu gibi yer isimleri değiştirildi, Nüfus hiçbir Kürtçe isme izin vermedi. Is yerlerinde Kürtçe yasaklandı. Arapça dışında her dil yasaktı.
70’lerde Esad’ın gelmesiyle baskılar arttı. ‘Kürtler, Arapların vücuduna yapışmış bir ur gibiydi’ denilerek Kürtlerin koku kazınmak istendi. Kürtler kendi topraklarında bu ortamda yaşadılar, toprak sahibi olamadılar. Dünya Rojava’da yapılan katliamlara sessiz kaldı. Halk isyanı olarak başlayan olaylar esnasında 200 den fazla ayrı grup oluştu. Bu, Suriye halinin savaşı olmaktan çıktı. Örneğin, Halep’te %70 Sünni grup savaşıyor“ diyerek başlayan Siyaniç Rojava ve Rojava’da yaşayan Kürtler hakkındada önemli bilgiler sundu.
Konuşmasının devamında ise „Rojava’da biz kazanacağız, çünkü halk adına savaşıyoruz. Obur tarafta Allah ve din adına savaşıyorlar fakat Batı’nın desteğini alan bu grupların karşısında halk örgütlenmesi var. Fakat o topraklar büyük katliamlara gebe. Özellikle Bati Kürdistan da her üç bölgenin arasına kurulan bir yerleşim yeri var. El Kaide bazı Arap köylerini elde tutuyor. Halka çatışmalarını soyluyor. Arap kemeri oluşturulduğu dönemde, köyler boşaltıldı. Bedevi Araplar buralara yerleştirildi. Su anda TC nin bahsettiği tampon bölge Kurt kemeriyle ayni anlama geliyor.
TC nin Suriye politikası hiç olmadı, hala da yok. Yapılan bütün politikalar Kürtler üzerinden şekillendiriliyor. ABD’nin hesapları da tutmadı. Bugüne kadar en doğru politikayı yürüten Kürtler oldu. Savaş yıllar alacak gibi görünüyor. Bu kaos ortamı sürecek. Çoğu muhalif grup kendi basına hareket ediyor. Savaş ahlaki tanımıyorlar. İnsanlara yapılan zulüm gösterilirse belki o zaman bir şeyler yapılmış olabilir.“ dedi.
Rojava ve Suriye’de tarihi günlerin yaşandığını söyleyen Siyaniç konuşmasını çöyle sürdürdü: „Yaşanan katliamlara bakınca Batman çayında 7 tane Rojavali Kurt olu bulundu, Sicilya da ölen 24 mülteciden yarısı Suriyeliydi. Ege de yine 8 Suriyeli mülteci oldu. İşte savaşın acımasızlığı. ..Ölüler her yere dağılmış durumda. Londra’da burada bu anlamıyla yapılacak politikalar karşısında durulmalı. Ambargo sürmekte. Gıda maddeleri 10 gün bekletildikten sonra verildi. PYD’yi güçten düşürmek için ambargo sürdürülüyor. Yıllardır TC hükümeti PKK ile savaşırken ayni yönetmeleri denedi. Simdi de Rojava da aynisini deniyor. Bir yandan müzakere edilirken, bir yandan saldırılar sürüyor.
Simdi ciddi bir seferberlik var Rojava’da. Herkes silah kuşanmış durumda. 1 milyondan fazla kişi dışarıya göç verdi. 100 binlerce insan yaşamını yitirdi. 3,5-4 milyon insan Suriye içine göç etmek zorunda kaldı. Binlerce insan kayıp ve teknolojinin, medyanın giremediği yerler var. Çok büyük vahşetler yaşanıyor, bu rakamlar sadece bilinenleler.
Bir de Suriye muhalefetinin başına getirilen kişileri anmak istiyorum. Kürtler kendi topraklarında kendi yönetimlerini kurmak istediler. Su anda getirilen kişi Usimo aşiretinden getirilen yıllardır Kürtlere zulmeden birisi. Mezhep savaşlarına doğru gidiliyor. Büyük katliamlar yaşanıyor, ama Kürtler kaybetmeyecek. Biz de buradan onlara yârdim etmeliyiz. Tarihi günler yaşanıyor. Bu anlamıyla onların yanında olmak gerekiyor. “ Siyaniç’in konuşmasının ardından Rojava’dan bir katılımcıda düşüncelerini dile getirdi. Soru cevap bölümünden sonra panelsona erdirildi.