Home , Haberler , Gerger: Yoksullar tarih yapabileceğini gördü

Gerger: Yoksullar tarih yapabileceğini gördü

İSTANBUL | 28 – 02 – 2011 | Ortadoğu uzmanı, araştırmacı yazar Haluk Gerger, Nazım Hikmet Marksist Bilimler Akademisi’nde „Soğuk savaştan küreselleşmeye Arap isyanları“ başlıklı konferans verdi. Gerger, Mısır’da yaşananları ‚Psikolojik Devrim‘ olarak tanımladı.

Gerger, psikolojik devrimin en büyük kazanımının ise yoksulların tarih yapabileceğini bir kez daha göstermesi olduğunu söyledi.

Nazım Hikmet Marksist Bilimler Akademisi’nde, „Soğuk savaştan küreselleşmeye Arap isyanları“ başlıklı konferans veren Ortadoğu uzmanı, araştırmacı yazar Haluk Gerger, diktatörlükleri deviren Arap dünyasındaki isyanları değerlendirdi.

Devlet kapitalizminden Mübarek’e

Mısır’da Cemal Abdül Nasır’la birlikte Sovyetler’le ittifak ve ardından devlet kapitalizmi süreci başladığını, böylelikle bürokratik burjuvazinin oluştuğunu anlatan Gerger, „Kurulmuş olan devlet işletmelerinin başına subaylar ve bürokratlar geçti. Bunlar, her ne kadar mülke sahip olmasalar da KİT’leri ellerinde bulundurduklarından kaynaklı tüm nimetlerden yararlandılar. Devlet kapitalizmi zorunlu olarak Mübarek örneğinde olduğu gibi diktatörlüğe evrilmek zorundaydı“ dedi.

Nasır’dan sonraki iki dinamiğin emperyalizmle uzlaşma ve özelleştirme olduğuna dikkat çeken Gerger, komünistlerin bu dinamiklere rağmen bu rejimlerle olan ilişkilerini sürdürerek büyük bir suç işlemiş olduklarının altını çizdi. Gerger, hatta Mısır Komünist Partisi’nin kendisini feshettiğini ve Mübarek’le birlikte Mısır’ın parça parça edilip emperyalizmin hizmetine açıldığını, satıldığını belirtti.

‚Psikolojik devrim‘

Gerger, „Bu bir devrim mi?“ sorusuna ise şöyle yanıt verdi: „Bilinen anlamda bir devrim değil belki ama, okuma yazma bilmeyen, örgütsüz insanlar kendiliğinden ayaklanarak 30 yıllık bir diktatörü devirdiler. Bu büyük bir hayranlık uyandırıyor. Lanetliler ayaklanıyor. En büyük kazanımı ise, işçi sınıfı kendi tarihsel misyonunu unutmuşken, yoksulların tarih yapabileceğini yeniden göstermiş olmasıdır. Bu insanlık için muazzam bir kazanım ve psikolojik devrimdir.“

Tehlike!

Bir başka tartışılan nokta olan emperyalistlerin ayaklanmayı kendi leyhlerine çevirme planları konusunda ise böyle bir ihtimalin olduğunu söyleyen Gerger, ayaklanmaların emperyalistlerce hazırlanmış olduğu görüşlerinin gerçeklikten uzak olduğunu vurguladı.

Gerger, bundan sonraki sürecin beraberinde tehlikeleri de getireceğine işaret etti, şunları söyledi:

„Gündelik hayatta, hayatın kendi dinamiğinde, beyninde, değerlerinde yeni bir dinamik oluşacak. Kapitalizmi üretecek, emperyalizme, Amerikan yaşam tarzına bağlanacak. Yani Türkiye gibi o dünyanın bir parçası olacak. Büyük Ortadoğu Projesi’nin de amacı böylesi bir durum yaratmak. Ortadoğu aslında bunu önceden elinin tersiyle itmişti. Ama şimdi bu durumun tutması için başka bir altyapı yaratılmaya çalışılacaktır.“

‚Ayaklanmaları sahiplenmek gerekli‘

Panelin dinleyicileri, emperyalizmin bu hareketi kendi tarafına kanalize etmeye çalışacağını belirterek, ayaklanmaları sahiplenmek gerektiğini ifade etti.

Dinleyicilerden gelen „Yaşananlar Kürt Hareketi’ni nasıl etkiler?“ sorusuna Gerger, „Doğrudan bir etkisi olmayabilir ama, Kürtlerin lehine yeni bir politik değerlendirme olanağı sağlar. En azından Kürtlerin, ‚Bizi anlayanlar var‘ diyebileceği bir hareket oluşmuş oldu“ şeklinde cevap verdi. (ETHA)